Anibal Güleroğlu, reyting sıralamasında O Ses Türkiye'yle kıyasıya bir rekabet içerisinde olan Karadayı dizisini masaya yatırdı.. Kenan İmirzalıoğlu ve Bergüzar Korel'in uyumundan bahseden Güleroğlu özellikle son iki bölümdür kendisini tekrarlayan sahneler ve dizideki basit hataları gözler önüne serdi..
KARADAYI'DA DUYGUSAL ANLAR -VİDEO-
İşte Anibal Güleroğlu'nun Karadayı hakkında yazdığı o çarpıcı yazısı;
Geçtiğimiz sezondan bu yana ilgiyle izlenen yapımlardan biri de 'Karadayı'... Kimi mantıksızlıklarına, hatalarına rağmen ATV'ye hatırı sayılır reyting getiren yapımın konusundan ziyade özellikle oyuncu kadrosuyla bu başarıyı yakaladığı su götürmez bir gerçek. Bergüzar Korel- Kenan İmirzalıoğlu rol ortaklığından Türkan Şoray-Kadir İnanır türevi çıkartarak ilgiyi katmerleyen dizide ne yazık ki, son iki bölümdür kendini gösteren bir başka gerçek daha var karşımızda... O da, 'Karadayı'nın tıkandığını düşündüren temposu! Özellikle de son iki bölümde...
Sabahattin Ali'nin şiirinde her gün nasıl seneler sürüyorsa, bakışmaların uzadıkça uzadığı, dön dolaş yapılan aynı konuşmaların iç baydığı 'Karadayı'da da dakikalar saatler gibi gelmeye başladı. Hele bir de mantığın kabul edemeyeceği sahneler ilave olunca, konunun tıkandığı ve dizinin bundan sonrasını nasıl geliştireceğini kestirememe bocalayışına düştüğü fikri enikonu akla takılır oldu.
KARADAYI SEZONU KAPATTI... İŞTE SON SAHNE -VİDEO-
***
40 bölüm bir arpa boyu yol ilerleyemeyerek aynı kısırdöngü içinde yuvarlanıp giden 'Karadayı', hiç olmazsa o süreçte aşk ateşi, baba acısı vs. gibi temalarla, Salih-Mahir ikileminde yaratılan heyecanlarla ve Yurdaer Okur, Erkan Avcı gibi iki cevheri izlemenin keyfiyle durumu idare ediyordu.
Gerçi yine de Turgut Savcı başta olmak üzere kötülerin sürekli birkaç adım önde tutulması ve Mahir'le Nazif Kara'yı düzlüğe çıkartacak her hamlede hayal kırıklığına uğranması, gerçek hayatta kötülerin her daim başarılı olmasından yorulan izleyicide ufak ufak bezginlik duygusu başlatmıştı ama olsun.
Nihayetinde bu gerçek de fark edildi. Artık sizli-bizli konuşturulan Mahir Kara ile Feride'nin Turgut Savcı hakkındaki hakikati öğrenmesi sağlandı. Ancak bu süreç ve sonrası, hiç de beklediğim gibi yaşatılmadı. Onca zamanın zorluklarının aksine öylesine basit ve kimi ayrıntısıyla hayli komik verildi ki, yaratılan bu tatminsiz sahneleri 'Karadayı'ya yakıştıramadım doğrusu.
Karadayı'da olay sahne! Önce ağladı, sonra öpüştüler... -VİDEO-
***
Mahir'in kendisine verdiği değerin yüzü suyu hürmetine hafiyeliğe soyunan Ayten, canını korumayı ihmal etmediği, Necdet'in not defterine baktı... Düzmece nişanının kurbanı olduğunu fark edemeyecek saflıktaki Hâkime Hanım, Karslı Turgut'un uluorta bıraktığı araba anahtarını alıp ajandasını inceledi...
Veee... Bunlar kaçakçılık vs gibi yasadışı işler yürüten çete elemanları değil iş adamları da mı ki ajandalarına illegal randevularını not alıyorlar, dedirten gelişmelerle varılan sonuçta Yaver'i bulmak için buluşma noktasına koşturan hakkın savunucusu Mahir ile halkın polisi Kibrit Yasin de çocuk oyunu gibi yürütülen bu bilgi avı etabına, limandaki saçma sapan tavırlarıyla tüyü dikti.
Özellikle kimlik tespitinin kolayca yapılmasına yol açacağı düşünülmeden arabanın denize yuvarlanması gibi anlamsızlıklar, Mahir ile Yasin arasında yaşanan ve ne hikmetse küçücük tıkırtıyı dahi duyan Turgut Savcı tarafından duyulmayan 'bırak gideceğim-dur gitme' tarzı çekişme, bunca zamanın ciddiyetine gölge düşüren canlandırmalardan oldu.
'Tecrübe gerek, zekâ gerek' diyerek lokma gibi önüne konan araba delilinden teşkilatın peşlerinde olduğunu anlayıp sevkiyatı değiştirerek yine paçayı sıyıranTurgut Savcı'nın düğmesinin peşine takılan Mahir-Feride ve Yasin, Yaver'in suçunu ispat konusunda, acaba bir tek düğmenin nesinden medet umuyorlar, üstelik de Turgut Savcı o düğmenin ait olduğu kostümü yakmışken... O da ayrı bir saçmalık!
Mahir'in Feride'yle konuştuğu tartışılan o sahne!.. VİDEO
***
Önden yürüyüp Sarıyer çay bahçelerine delikanlılık göstermekten, Süreyya'nın kümesinin horozluğuna layık görülen Orhan ile Nilay arasında gelişmesi muhtemel aşk kıvılcımlarının tohumunu serpen dizinin bu sorgulatıcı yönlerinin dışında, ana-bacı-kardeş melodramında yol alırken tam bir destursuzluk örneği sergilemesi de dikkat çekici. Bu noktada Mahir'in Yılan'ın sözüne inanacak kadar saf olmasına mı yanalım yoksa İlknur'un Orhan'a gerçeği anlatmayacak ve onu kötülerin kucağına itecek kadar bencil olduğuna mı?
Yaver'i ortaya çıkartma işinde olduğu gibi aile ilişkilerinde de dibe vuran dizide Kara Ailesi'ndeki herkes oradan oraya koştururken ne yer ne içer, parayı nasıl kazanır diye düşünmekse hiç gerekmiyor. Zira tüm belaları üstüne çekerek 'Acıların Çocuğu'nu bile gölgede bırakan Kara Ailesi'nin bu taraklarda bezi yok. Onlar gözyaşı ve acıyla doyuyor artık. Arada çay-simit de giriyor devreye tabii...
'Kiralık kasa' operasyonu için tünel kazma çaresini bile gündeme getirerek Avrupai bankaya Avrupai soygunla yaklaşıp işi nerelere kadar vardırabileceğini gösteren 'Karadayı', mamafih kendi sınırlarını da aşıp Feride'yi damlardan aşırtıyor! Koskoca Hâkime Hanım, mesai saatleri dâhilinde Adliye'ye gitmesi kadar normal bir şey yokken, kalkıyor balkonlardan damlara atlayıp evden kaçıyor. Avrupai olacağız ya...
Mahir'in, o durumda bile 'Nişan hadisesini çok hafife alıyorsunuz' diyecek kadar havalara girdiği kasa olayındaysa ne heyecan, ne heyecan... Yoksa kasanın bulunup kolayca açılmasına bakıp ne saçmalık mı desek? Seç, beğen, al...
Karadayı'nın sözleri, Feride'yi nefessiz bıraktı! -VİDEO-
***
Sözün özü; gerçek kurumları ve kişileri hedef almak amacı gütmediği halde, gerçek hayattaki haksızlık ve yaşanmışlıkları fazlasıyla resmeden 'Karadayı'nın gerçekçi özünü zedeleyen bu ayrıntılar, adaletin yerine gelmesi için ekip olmaktan ziyade aynı tarafta olmanın yeteceği mesajını veren dizinin içine düştüğü tıkanıklığın yansımaları.
Yolgeçen hanı gibi girilip çıkılan hapishanedeki koğuşunda bir başına kalınca herkese bir hediye üretme gayretine düşen Nazif Kara'nın yanına kudretin kapı açtırma gücüyle Mahir'i sokturan dizi, Sabahattin Ali'nin şiirinin de yoldaşlık ettiği kazandibili-hediyeli aile muhabbetinin duygusallığını yaşatsa da nafile...
Sürekli geçmişe yapılan dönüşler, anıların canlanması, üç aşağı beş yukarı aynı konuşmaların yapılması bu yansımaların tuz-biberi.
KARADAYI'DAKİ TECAVÜZ SAHNESİNİ İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN
Tüm bunlara karşın, Kara Ailesi yaşayacak günü olmayan 'Umut'larını kaybetmiş olsa bile biz yine de yaşayacak çok günü olduğunu düşündüğümüz 'Karadayı'dan umudumuzu yitirmiş değiliz. Eminim, işinin mahiri olanlar, Küçük Nazif'in bile hep ağlatıcı bulduğu kaderin karalığında boğulmak üzere olan Mahir'i içine düşürdükleri tıkanıklıktan kurtaracak yeni karakterleri ve olayları devreye sokup ekran başındakilerin 'Karadayı' ateşini hararetlendireceklerdir. Sokaklara suçluların salıverilmesini sağlayan af sağ olsun Cancağızım...
Hem zaten, mantıklı gelişmelerin yaşanmasından ziyade çaydan-sudan gelişen sohbetlerin yoğunlaştığı dizide, ağır abiyi oynayarak sevdiceğine trip atan Mahir de kıştan sonra yazın geleceğini söylemedi mi? Bekleyelim, görelim.
Anibal GÜLEROĞLU
guleranibal@yahoo.com
www.twitter.com/guleranibal
MAHİR VE SAVCI TURGUT'UN KARŞILAŞMASI -VİDEO-
MAHİR'İN VURULMA SAHNESİNİ İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN
KARADAYI'DAN AĞLATAN YÜZÜK SAHNESİ VİDEO
MAHİR BABASINA SİPER OLDU! İŞTE O SAHNE -VİDEO-
MAHİR VE FERİDE ÖPÜŞMEYE DOYAMADI -VİDEO-
BERGÜZAR KOREL VE KENAN İMİRZALIOĞLU.. FOTO GALERİ
KARADAYI'DA İLAN-I AŞK İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN
KARADAYI'DA İNANILMAZ HATA İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN
NAZİF KARA'NIN İDAM SAHNESİNİ İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN