Abone Ol

Osman Kavala: Gezi'nin Finansörü Olduğum İddiası Saçmalık

İş insanı Osman Kavala'nın tek tutuklu olduğu Gezi Parkı davası duruşmasında 17 sanık ve avukatları son kez esasa ilişkin mütalaaya karşı savunma yaptı.

Osman Kavala: Gezi'nin Finansörü Olduğum İddiası Saçmalık

İstinaf mahkemesinin beraat kararlarını bozmasının ardından bugün İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden görülen Gezi Parkı davasında karar çıkması bekleniyor. İş insanı Osman Kavala'nın tek tutuklu olduğu dava duruşmasında 17 sanık ve avukatları son kez esasa ilişkin mütalaaya karşı savunma yaptı.

Duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılan Osman Kavala, "Soyut gerekçelerle tutukluluğumun sürdürülmesi sebebiyle artık savunma yapmamaya karar vermiştim. Ancak davada karara gitmek yönünde bir irade olduğunu görüyorum. Alınacak karara etki edeceğini düşünmesem de kamuoyuna saygı gereği açıklamalar yapacağım" dedi.

T24'ün haberine göre Kavala, "AİHM kararının ardından davanın hızla karara bağlanmasına karar verildi. Gerekçesiz birleştirilen dosyalar ayrıldı. İkinci iddianamenin kullanım süresi sona erdi. İkinci iddianame benim tutuklanmam için hazırlanmıştı. Gezi protestoları kamuoyunun gözü önünde gerçekleştiğinden o dönem bu protestoların bir darbe girişimi olduğuna yönelik komplo teorisi tutmadı, hükümet de bu komployu benimsemedi. Yoksa Başbakan kendisini devirmek isteyenlerle görüşür müydü? Keza George Soros da 2015'te Türkiye'ye geldiğinde hükümet yetkilileri ile görüşmüştü" sözlerini ekledi.

Kavala savunmasında ayrıca şu ifadelere yer verdi:

"Gezi'nin dışarıdan yönetildiğine dair delil gösterilemedi. 80 ile yayılan protestoları yönlendirdiğim iddiası akla uygun değildir, sadece poğaça ve eczaneden alınmış maskelerle gittiğim Gezi'nin maddi ihtiyaçlarını karşıladığım iddiası saçmalıktır. Türkiye'yi ziyaretinde vakfın çalışmalarını değerlendirdiği toplantılar dışında Soros ile hiçbir irtibatım yok. Benim dışımda hiçbir vakıf üyesiyle konuşmuş olmaması, Soros'un sanıklar arasında olmaması, bu iddiaları yazanların da iddialara inanmadığını gösteriyor"

Savcı mütalaasında, Kavala ve Ayşe Mücella Yapıcı için TCK'nin 312. maddesi uyarınca "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis talebinde bulunmuştu.

Diğer sanıklar Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi'nin ise "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etme" suçundan 20'şer yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.

NE OLMUŞTU?

Osman Kavala 18 Ekim 2017'de gözaltına alındı ve 1 Kasım 2017'de Gezi olaylarını finanse etme suçlamasıyla tutuklandı.

Kavala hakkında verilen tahliye kararları yeni suçlamalarla bozuldu ve tutukluluğu devam ediyor.

17 sanıklı Gezi Parkı davası 2021'de yeniden görülmeye başladı. O arada 35 sanık hakkında beraat kararı verilen Çarşı davası Yargıtay tarafından bozulmuş ve Yargıtay, bozma kararında iki dava arasında hukuki bağlantı olduğunu belirtmişti.

Ardından iki dava 30 Temmuz 2021'de birleştirildi ancak 21 Şubat 2022'de görülen duruşmada Çarşı davasının Gezi Parkı davasından ayrılmasına karar verildi.

Avrupa Konseyi'nin siyasi organı Bakanlar Komitesi 30 Kasım-2 Aralık 2021 arasında yaptığı değerlendirmeler ve oylama sonucunda iş insanı Osman Kavala'yı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına rağmen serbest bırakmayan Türkiye aleyhine "ihlal prosedürü" başlatma kararı aldı.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Şubat ayında "ihlal prosedürü" ile ilgili ara kararı kabul etti.

BBC