Abone Ol

Orhan Gencebay Tatar mı Roman mı?

Turan Şallı, Orhan Gencebay’ın Roman geçmişini anlattı.

Orhan Gencebay Tatar mı Roman mı?

AKP'nin açılım politikalarında akil adam olarak görev alan, hükümete yakınlığıyla bilinen şarkıcı Orhan Gencebay, Romanlarla ilgili birleştirici bir söz söylememişti.

Peki Orhan Gencebay’ın Roman geçmişi hakkında ne biliyoruz?

Edirne Roman Eğitim Gönüllüleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Turan Şallı, 2012 yılının mayıs ayında Edirne'ye yengesinin vefatı üzerine gelen Gencebay'la aralarında geçen "Roman" sohbetini anlattı. Turan Şallı, Gencebay'ın Çingene olduğuna dair Mustafa Aksu'nun kitabında yer alan ifadeleri Gencebay'a sorduğunu, Gencebay'ın ise "Tatarım" dediğini ifade etti.

Fakat Şallı, Gencebay'ın Edirne ve Roman geçmişini şöyle aktardı:

1980’li yıllarda büyük gelişim gösteren arabesk müziği bazı toplumsal gurupları olduğu kadar sosyal sınıfları da etkisi altına almıştı. Arabeskin sözlerinde umutsuzluk belirten temalar, dertli ifadeler yoğunluktaydı. Genelde müziğin acı nağmeleri alkolün birleşmesi ile isyankârlığa dönüşüyordu. Arabesk bir anlamda toplumsal kesimlerin eşitsizliğini vurguluyordu. Türk sinemasına da yansıyan arabesk yoksul kesimlerin ruhunu okşadığı gibi hep yoksulluk üretmekten öte gidemediği gibi film şirketlerin para kazandığı dönemler olmuştu. Çok sayıda şarkıcı türedi. Şarkıcılar kervanına Roman şarkıcılarda katıldı. Kibariye, Bayram Şenpınar, Tüdanya, bunlardan birkaçı idi. Arabesk müzik akımın babası olan Orhan Gencebay ‘Bir teselli ver’ şarkısıyla bazı toplumsal guruplar ve sosyal sınıflar teselliyi Arabeskte aradılar.

ÇİNGENE OLAN ÜNLÜLER ARASINDA ORHAN GENCEBAY DA GÖSTERİLMİŞTİ

Orhan Gencebay’ın 'Sen de bizdensin' şarkısının bir bölümünde; 'Ben yanılmam arkadaş sen de bizdensin. Bizim gibi meçhule gidenlerdensin' sözleri ne kadar gerçek olduğu bilinmez ama Mustafa Aksu yazmış olduğu bir kitapta Çingene olan ünlüler arasında Orhan Gencebay’ ı da göstermişti. Değerli büyüğümüz Mustafa Aksu bir anlamda Orhan Gencebay’a 'sen de bizdensin. Sen de Çingene’sin' demişti. Mustafa ağabey Edirne’de akrabaları olduğunu bildiği, küçükken bir dönem Edirne’de yaşadığından bu bağı kurmuş olabilir. Orhan Gencebay, yine şarkıların birinde;

'Zaman akıp gider, durulmadan.

Biz onun içinde kahrolup giderken, bize yaşamak yok yorulmadan'

Sözleri içinde Orhan Gencebay’a Roman olup olmadığını zamanın aktığı bir günde Acıçeşme Mezarlığında bir mezar kabrinin başında sormak nasıp oldu:

2012 yılının mayıs ayının sonlarına doğru yengesinin vefatı üzerine Orhan Gencebay Edirne’ye gelmişti. Küçükpazar Sarıcami’de kılınan ikindi namazı sonrası benim evime yakın Acıçeşme Mezarlığı’na defnedilmek üzere getirilmişti. Mezarlığa giderek kendisine başsağlığı diledim. Kendisi taziyemi kibarca kabul edip teşekkür etmişti. Musalla taşından alınan cenaze gömüleceğe yere götürülürken Orhan babanın yanında yer aldım. Defin işleminin sonlarına doğru yan bitişikte bulunan kabir taşında ‘Gençebay’ soy isimli birileri daha vardı. Mezar taşına dikkatli bakmamı fark etmiş olacak ki, kendisine gerçek soyadının ‘Gencebay’ olmadığını, ‘Gencebay’ olarak kullanılmasını sormamı nezaketli bir anlayışla anlattı. Beyefendi kişiliğinden etkilenip; ‘Mustafa Aksu yazmış olduğu bir kitabında sizin Roman olduğunuzu iddia ediyor ki, ben de Romanım. Bu iddiaya ne diyorsunuz’ dediğimde; 'Biz Kırım Tatarıyız. Yıllar önce Kırım’dan geldik. Samsun doğumluyum. Ben aynı zamanda iyi bir tarih araştırmacısıyım' demesinden memnunluk duyduğumu söyledim. Sonuç olarak Roman olmadığını söylüyordu. Anlatılarından ötürü bana göre de Roman olması mümkün değildi.

'PEKİ EDİRNE İÇİN NE DİYECEKSİNİZ'

'Görev yaptığım Fevzipaşa Okulunda çok eski öğrenci kütüklerinde Gencebay soyadlı kişiler var bunlardan biri de Ahmet Gençebay' demiştim. 'Doğrudur. Ama benim Edirne ile bağlantım akrabalarımla ilgili' demesi beni şaşırtmıştı. Oysa Orhan Gencebay Samsun doğumlu olduğunu söylemesine karşın küçüklük yaşamının bir bölümü Edirne’de geçtiği yerli halk tarafından hep söylenir. Rahmetli Ali dayım dahi küçükken Orhan Gencebay ile top oynadığını, saz çaldığından söz ederdi.

Orhan Gencebay’ın efendi tavrını beğenmekle birlikte Romanlarla birlikte anılmak istemediğini anlamıştım. Oysa açılım politikalarında akil adam konumunda görev alan Orhan Gencebay Romanlarla ilgili birleştirici bir söz söylememesi bende hayal kırıklığı yaratmıştı. Bizden olmasa da gönlünün bir köşesinde Romanlar olduğunu duymak isterdim.

Açılım politikalarında akil adamlar gurubuna katılan Orhan babamız, açılım politikasında teselli ve ikna gurubunda yer aldı. Halka mâl olmuş bir sanatçı olarak siyasi politikalarda yönlendirici olmakla ağır eleştirilen halk sanatçımız ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranabildi. Kendisine Edirne’den selâm olsun. Sağlık huzurlu günler olsun. Ne diyelim. Şarkısı ile bitireyim: 'Kula kulluk edene yazıklar olsun!'

Odatv.com