Abone Ol

Bakan Nebati'nin Doktora Tezinde Skandal Kemalizm Düşmanlığı

Lütfi Elvan'ın istifasının ardından Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine atanan Nureddin Nebati’nin doktora tezinde Cumhuriyet'le ilgili eleştiriler dikkat çekti.

Bakan Nebati'nin Doktora Tezinde Skandal Kemalizm Düşmanlığı

Fethullahçı Terör Örgütü lideri Fethullah Gülen’i ABD’de ziyaret etmesi ile bilinen ve ekonomi eğitimi olmayan yeni Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati, doktora tezinde, “Cumhuriyet’in kurulmasına giden süreçte ve sonrasında toplumun tüm kurumlarının Batı’ya öykünen elitist bir yapılanma aracılığıyla ‘cebren’ dönüştürüldüğünü, sekülerleştirmenin dayatıldığını” savundu.

Yeni Hazine ve Maliye Bakanı Nebati’nin “AK Parti Teşkilatlarının Demokratik Değerlere Bakışı Üzerine Karşılaştırmalı Bir Analiz: Milli Görüş’ten Muhafazakâr Demokrasiye” adlı tezinde savundukları dikkat çekti.

Cumuriyet gazetesinden Sefa Uyar'ın haberine göre, “Modern ulus devletlerin aşındığını” öne sürdüğü tezinde Nebati, “sosyalizmin şiddet içerdiğini, aşırı bürokratikleşmeye dayandığını ve totaliter olduğunu” belirtirken, liberal demokrasinin “kültürel, sınıfsal, etnik, cinsiyete ve kimliğe dayalı ilişkileri hiçe saydığını” savundu.

‘KEMALİZM İTHALDİR’ İDDİASI

Cumhuriyet'in kurulmasının ardından İslam’ın gericilikle özdeşleştirildiğini öne süren Nebati, Kemalizm’in ithal edildiğini savunarak, “Kemalizm, aydınlanma düşüncesinin yarattığı değerlerin, bu değerlere yabancı bir coğrafyada tesis edilmesine dayanır. Özgün bir paradigma değildir, ithal edilmiştir” dedi.

Nebati, “1924’ten sonra katı bir modernleşmeci eğilimle toplumun kutsal saydığı pek çok değer ve sembol gerilik, şarklılık ve dinle ilişkilendirilerek kamusal hayattan ‘temizlenmiş’tir” ifadelerini kullandı.

Nebati’nin, uluslaşmayı “tek tipleştirici” şeklinde nitelendirerek, “asimilasyon gibi yöntemler kullanıldığını” iddia etmesi de dikkat çekti.

Nebati, laik Cumhuriyet'e karşı gerçekleştirilen Şeyh Sait ve Menemen isyanlarını da “cumhuriyetin dayattığı köktenci modernleşmenin halk tarafından kabul edilmediği” savına örnek olarak gösterdi.

Cumhuriyet'in, İslam’a yönelik baskıcı tavrı olduğu iddiasında da bulunan Nebati, Menemen isyanına “hadise” derken, bu isyanı “ilerici devrimcilerin icraatlarına yönelik gerici şeriatçilerin kalkışması” şeklinde değerlendirmenin “yüzeysel olacağını” savundu.

Nebati’nin, Demokrat Parti’yi de değerlendirdiği tezinde, Adnan Menderes’in pragmatist olduğunu ve benimsediği İslami söylemin, politikaların halk nezdinde kabul görmesini kolaylaştırdığını belirtmesi de dikkat çekti.