Abone Ol

Murat Boz'dan samimi açıklama: Şarkı sözü gibi olacak ama...

Bir süredir oyuncu Aslı Enver ile birlikte olan ve sevgilisine yaptığı jestlerle hayranlarından tam puan alan ünlü popçu Murat Boz: Duygusal bir insanım. Aşka inanan ve aşktan beslenen biriyim. Şarkı sözü gibi olacak ama sevdim mi tam severim...

Murat Boz'dan samimi açıklama: Şarkı sözü gibi...

Bundan 10 yıl önce 'Aşkı Bulamam Ben' adlı albümüyle müzik piyasasına giren Murat Boz; çıkardığı single'lar, albümler, jüri üyeliği derken oyunculuk performansıyla da ününe ün katmaya devam etti. Şu sıralar 'Janti' adlı albümüyle gündemde olan Boz, Esquire dergisine samimi açıklamalar yaptı.

İlk önce bir mahallede, sonra lokal bir bölgede, sonrasında tüm şehirde ve ardından ülke çapında tanınmanın ne gibi sıkıntılarını yaşadınız? Şöhret sahibi olmak zor; evet doğru. Öncelikle insanların her zaman sizden bir beklentisi var. Hep bir güler yüz, hep bir ilgi bekleniyor ama kaçırdıkları bir gerçek var; bizler de insanız. Bunun yanı sıra şunu da her zaman biliyordum; şöhret sahibi olacaktım ama bunun karşılığında bir bedel de ödeyecektim. Bunu bildiğim için de konsantrasyonumu ünlü olmak üzerine kurmadım. İşimde başarılı olmak, en büyük hedefimdi. Bunu da bugüne kadar başardığıma inanıyorum. İlk çıkışımdan bu yana hiç acele etmeden adım adım ilerlemeye dikkat ettim. Bugün yaptığım her işte başarılı olduğumu görmek, beni mutlu ediyor ve bir yandan da daha iyisini yapabilmek adına daha da teşvik ediyor.

Şöhret nedeniyle şaşkına dönen insanlar arasında değilsiniz yani...
Belli bir noktadan sonra fark ediyorsun zaten. Bundan 10 yıl önce, ilk zamanlar ne olduğunu anlamama durumu yaşıyor insan. Bir şeyler hemen olsun beklentisine giriyorsun bir kere. Fakat sizde bir şey varsa -o şey de ne bilmiyorum açıkçası- belli bir noktadan sonra halk bunu fark edip sizi desteklemeye başlıyor. İşte o noktada sizin ne yaptığınız en önemli şey haline geliyor. Sizi seven insanlar fark ediyor çünkü. Fark ettikten sonra yapacağınız her şey sizinle alakalı bir durum. O noktadan sonra tavrınız sonucunda bulunduğunuz yerden aşağı da inebilirsiniz, yukarıya da çıkabilirsiniz. Ben hâlâ ivmemi yukarı doğru çıkarmak için çalışmaya devam ediyorum.

En azından o ivmeyi şımarmaktan yana kullanmamışsınız.
Estağfurullah... Ben sadece şunu biliyorum; bir yerden sonra, nerede olduğumu anladığım andan itibaren beni takip ve takdir eden insanlara bir karşılık verebilmek için işime sarıldım.

Sizin dünyanızda ego savaşlarının oldukça güçlü olduğu bir gerçek; bunun için neler söylemek istersiniz?
Aslına bakarsan bizim iş çok ferdi bir iş olduğu için genellikle sadece kendi işimle ilgilenirim. Açıkçası başkalarının işiyle pek ilgilenmem. Genellikle hep kendi işimle ilgili de 'ne yapılabilir'e odaklandığım için çok fazla muhatap olduğum insan da olmuyor. Bu sebeple benim kimse ile doğal olarak bir derdim olmaz.

İNSANLARA HEMEN DUVAR ÖRMEM

Peki, soruyu şöyle çevireyim o halde; sizin camiadan dost çıkar mı?
Hülya (Avşar) vakti zamanında bu konuyla ilgili "Olmaz, çıkmaz..." gibi bir şeyler söylemişti. Bu konuya ben bu kadar katı bakmıyorum ama eğri oturup doğru konuşmak gerekirse bunun gerçekleşmesi de biraz zor. Ama bu benden kaynaklanan bir sebepten mi; hayır, değil. Ben arkadaşlıklara, dostluklara önem veren bir insanım. Aksine arkadaşlarımın başarısı beni mutlu eder. Bu sebeple çevredeki insanlardan ötürü bu camiada dost edinmenin kolay olmadığını söyleyebilirim.

Tanıştığınız insanlara karşı hemen duvarlarını örenlerden misiniz, yoksa başta davetkar mısınız?
Ben önce davet ederim sonra duruma göre duvarı örerim. Zaten davet ettikten sonra anlıyorsun kimin ne olduğunu. Bunun bulunduğum sektörle de bir alakası yok; hemen belirteyim. Genel insanlıkla ilgili tavrım her zaman böyle. Daha en başta kim ve nasıl biri olduğumu belli ederim, sonra da karşımdakinin kim olduğuna bakarım. Nasıl biri olduğunu netleştirdikten sonra artık duvarsa duvarı, Çin Seddi ise onu örerim; doğrusu da bu bana göre.

KIRMIZI ÇİZGİLERİM VARDIR

Peki, sınavlarınızdan geçemeyen kişiler oldu mu hiç?
Olmaz olur mu? Ama genel itibariyle hem iş, hem de özel arkadaşlık ilişkilerimde son ana kadar kendimi tutarım. Çünkü kaybetmenin çok kolay, kazanmanın da çok zor olduğunu düşündüğüm için hayatımdan çıkaracağım kişinin gerçekten çok bariz ve büyük bir hata yapması gerekir. Ama bunu yapanlar oldu ve hayatımda yoklar şu anda.

Sizi neler irrite eder?
Bu tabii duruma ve şartlara göre değişir. Herkesin olduğu gibi benim de kendime göre kırmızı çizgilerim var ve o çizgilere dokunulduğu zaman hoş bir durum olmaz.

Duygusal biri olduğunuzu söylemiştiniz. Aşk hayatınızda nasıl birisiniz?
Evet, aşk zaten duygular üzerine yaşanan bir durum. İyi bir aşığımdır, sevdim mi tam severim. Şarkı gibi oldu ama böyleyim. Aşka inanan ve aşktan beslenen bir adamım.

Murat Boz Aslı Enver

KENDİMİ YAKIŞIKLI BULMAM ELİM YÜZÜM DÜZGÜN O KADAR

Kendinizi yakışıklı buluyor musunuz?
Yok yahu! Kendimi yakışıklı bulmam. Bunu her zaman söylemişimdir. Piyasaya ilk çıktığım zamanlardan itibaren insanlar bana çeşitli sıfatlar taktı. Ama hiçbir zaman 'Ben ne yakışıklıyım' gibi bir tavrım olmadı. Fena değilim, eyvallah. Bizim işte görsellik gerçekten önemli ama o da bir yere kadar. Çünkü o zaman her eli yüzü düzgün olan bir yerlere gelir gibi bir şeye dönüşür. Ama böyle bir şey yok; başarı tamamen çok çalışmakla kazanılır. Eli yüzü düzgünüm, bu kadar."

OLGUNLUK HİSSİ ALBÜME DE YANSIDI

36 yaşındasınız; olgunlaştığınızı hissediyor musunuz?
Olgun olayım zaten artık; zira 36 yaşındayım. Olgunluk hissi albüme de yansıdı zaten. Alaturka şarkı ağırlığı var mesela; Sıla'dan aldığım 'Temelli' gibi. Ya da Ebru ile düet yaptığımız arabeske yakın bir şarkı da var; 'Gün Ağardı'. Dolayısıyla yaş ilerledikçe insan bu duygularını ortaya çıkaracak şarkılar okumak istiyor ister istemez.

Yaşlanma korkusu oluşmaya başladı mı sizde?
Hiçbir zaman yaşlanma korkum olmadı. Bana soracak olursanız, bundan bir 15 yıl önce '36' yaş dediğinizde şöyle bir akan sular dururdu. Ama artık devir değişti, eskisi gibi bir durum yok. Yaş konusunda devrin değiştiğini düşünüyorum ve 36 son derece genç bir yaş. Ama tabii ki, yaşamak, daha fazla yaşamış olmak ve yaşanmışlıkları müziğe aktarıyor olabilmek önemli. Bu anlamda işim gereği 36 çok güzel bir yaş.

Ne istediğini daha net biliyor insan, öyle değil mi?
Ne istediğini biliyorsun, bu bir; ikincisi de yaşanmışlıklarını aktarabildiğin bir mesleğe sahipsin. Bu da bir avantaj bence.