Abone Ol

Murat Ağırel, Kılınç ve Pehlivan'ın tutuklanmalarına yapılan itiraza ret!

Libya'da hayatını kaybeden bir MİT mensubunun ifşa edildiği gerekçesiyle yedisi gazeteci sekiz şüpheli hakkında açılan davada tutuklu yargılanan gazeteciler Barış Pehlivan, Murat Ağırel ve Hülya Kılınç'ın tutukluluğuna yapılan itiraz reddedildi.

Murat Ağırel, Kılınç ve Pehlivan'ın tutuklanmalarına yapılan itiraza ret!

Libya'da hayatını kaybeden bir MİT mensubunun ifşa edildiği gerekçesiyle yedisi gazeteci sekiz şüpheli hakkında açılan davada tutuklu yargılanan gazeteciler Barış Pehlivan, Murat Ağırel ve Hülya Kılınç'ın tutukluluğuna yapılan itiraz reddedildi. İtiraz mahkeme heyeti tarafından oy çokluğu ile reddedilirken, mahkeme başkanı karşı oy yazısı yazarak karara katılmadı ve gazetecilerin tahliyesi yönünde oy kullandı.

Sözcü'den Can Özçelik'in haberine göre, Barış Pehlivan, Murat Ağırel ve Hülya Kılınç'ın tutukluluğuna yapılan itiraz reddedildi. Tutukluluğa itirazı değerlendiren mahkeme, oy çokluğu ile gazetecilerin tutukluluğuna devam kararı verdi.

Mahkeme başkanı gazetecilerin tahliyesine yönelik oy kullanırken, karşı oy yazısında tutuklamadan beklenen amacın adli kontrol hükümleriyle de uygulanacağını vurguladı.

"Amacın adli kontrol tedbirleriyle de karşılanabilecek olması nedeniyle..."
Mahkeme başkanı, karşı oy yazısında şu ifadeleri kullandı:

"Sanıkların üzerlerine atılı Devletin Güvenliğine ve Siyasal Yararlarına ilişkin Gizli Kalması Gereken Bilgileri Açıklama ve İstihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etme suçlarının vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, atılı suçun sanıklar lehine vasıf değiştirme ihtimali, tutuklulukta geçirdikleri süre, tutuklamanın bir tedbir oluşu ve bu aşamadan sonra tutuklamadan beklenen amacın adli kontrol tedbirleriyle de karşılanabilecek olması nedeniyle, sanıklar Barış Pehlivan, Hülya Kılınç ve Murat Ağırel'in adli kontrol tedbirleri uygulamak suretiyle tahliyelerine karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduğumdan, tutukluluk halinin devamına ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum."

Ne olmuştu?

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Libya'da "birkaç tane asker"in şehit düştüğünü açıklamasının ardından, bölgede hayatını kaybeden devlet görevlilerine ilişkin haber ve iddialar kamuoyuna yansımaya başladı.

Gelişmeleri haberleştiren Yeniçağ, daha sonra haberini yayından kaldırmış, Odatv ise 'Sessiz, sedasız ve törensiz defnedilen Libya şehidi MİT mensubunun cenaze görüntülerine Odatv ulaştı' başlıklı bir haber yayımlamıştı. Odatv, haber nedeniyle 'MİT mensubu ve ailesinin bilgilerini ifşa etmek, aile üyelerinin güvenliğini riske atmak' iddiasıyla suçlandı.

İyi Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, yaşanan gelişmeler sonası TBMM'de düzenlediği basın toplantısında "Libya'da limanda bombalanmaya çalışılan bir geminin yanındaki deponun vurularak patlaması sırasında 2 şehit verdik. Saray rejiminin izlediği hatalı politikaların bedelini sahada çarpışanlarımız ödemeye devam etmektedir. Libya'daki iç savaşa katılmanızın Türk halkı tarafından kabul edilmediğini görerek, şehit haberlerinin gelmesine halkın tepki vereceğini düşünerek mi bazı haberleri gizliyorsunuz? Yaptığınız hiçbir şeyin makul bir izahı yok" diye konuşmuştu.

Haber sonrası Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu ve muhabir Hülya Kılınç "İstihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etmek" suçlamasıyla gözaltına alınmıştı. Terkoğlu ve Kılınç, dün (5 Mart 2020 Perşembe) sevk edildikleri Sulh Ceza Hâkimliği'nce tutuklanmışlardı.

Terkoğlu ve Kılınç'ın tutuklanmasının ardından Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivanda soruşturmaya dahil edilmiş, bugün (6 Mart 2020 Cuma) Çağlayan Adliyesi'nde ifade vermişti. Pehlivan, akşam saatlerinde tutuklama talebiyle sevk edildiği nöbetçi İstanbul 8. Sulh Ceza Hâkimliği'nce tutuklandı.

Pehlivan'ın tutuklanmasının ardından, aynı soruşturmaya dahil edilen Yeni Yaşam gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ferhat Çelik, Sorumlu Müdür Aydın Keser ve Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel de tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. Gazeteciler, nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

6 Mart'ta serbest bırakılan Çelik ve Keser 8 Mart'ta tekrar gözaltına alındı. Ağırel ise ifadeye çağrıldı. Gazeteciler devam eden süreçte MİT Kanunu'na muhalefet gerekçesiyle tutuklandı.

16 Nisan'da İyi Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ hakkında da 'Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu' çerçevesinde dokunulmazlığının kaldırılması talebiyle fezleke düzenlenerek Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gönderildi.