Abone Ol

Murat Ağırel: Gökçek'e Dava Açılmasını Sağlamak İstiyorum

Dil Derneği Emin Özdemir Ödülü Parsel Parsel kitabı ile Murat Ağırel'in Parsel Parsel, Ankara Büyükşehir Belediyesi Eski Başkanı Gökçek hakkındaki suç duyurusunun delili niteliğinde bir kitap. Ağırel,ödülünü alırken "Henüz bir gelişme yok ama dava açılmasını sağlamak istiyorum" dedi.

Murat Ağırel: Gökçek'e Dava Açılmasını Sağlamak İstiyorum

Törende yaptığı konuşmada Gazeteci Ağırel, Emin Özdemir'in "Boş çuval dik durmaz" sözüne atıfta bulunarak, "Cumhuriyet devrimlerinin içinin boşaltılıp önümüze boş bir çuval gibi sunulmaya çalışıldığı bir dönemden geçiyoruz ama çuvallar hiç bir zaman boş kalmayacak" dedi.

Parsel Parsel kitabında Melih Gökçek hakkındaki iddiaları yazan Ağırel, çok zor zamanlardan geçildiğini belirtti ama umudunu şöyle anlattı:

"Çok zor dönemlerden geçiyoruz. Cumhuriyet devrimlerinin içinin boşaltılıp önümüze boş bir çuval gibi sunulmaya çalışıldığı bir dönemden geçiyoruz. Ama ne yaparlarsa yapsınlar Emin Özdemir'in atmış olduğu tohumların yeşerdiğini ve o yeşeren tohumların da Faruk Bildirici gibi yeni nesilleri yeşerttiğinin farkında değiller. O çuvallar hiç bir zaman boş olmayacak. Dolu şekilde dik durmaya devam edecek. Kalemini satmadan gazetecilik mesleğini yapmaya devam edecekler. Kendi adıma da bunun için söz bir kez daha söz veriyorum"

Ödülünü Emin Özmedir'in eşi Oya Özdemir'in elinden alan Ağırel, heyecanını ve gurununu da paylaştı. Ağırel, "Bu ödülün yeri bende çok ayrı ve değerli. Böylesi önemli bir bilim insanının; Mustafa Kemal Atatürk'ün devrimlerini kılcal damarlarına kadar nakşetmiş, yaşatmak için mücadele vermiş Sayın Emin Özdemir'in adını taşıyan bir ödülü almaktan büyük bir kıvanç duyuyorum" dedi.

Türkçe sevdalısı Emin Özdemir’i anmak ve gelecek kuşaklara anlatmak amacıyla her yıl Harf Devriminin 93. yıldönümünde gerçekleştirilen döreni Dil Derneği Başkanı Sevgil Özel'in açtı. Harf Devriminin 93. yıldönümünde değişmeyen bazı şeyler olduğunda dikkat çeken ve geçmişte olduğu gibi bugün de eski yazı kullanılarak insanların inanca dayalı kandırıldığını belirten Özel, dini inancı çıkarları için kullananların Atatürk'e ve Dil Devrimine tepkili olduğunu hatırlattı. Özel, "Mustafa Kemal Harf Devrimi ile dinin siyaset ve ticaret aracı yapanların yolunu kesmiştir. Düşmanlığın nedenlerinden biri budur" dedi.

Ardından kürsüye Emin Özdemir ailesini temsilen torunu Emin Erdem Kumbasar çıktı ve dedesini "Bizi sadece sevgisiyle değil, bilgeliğiyle büyüttü" sözleriyle anlattı.

Ödül töreninde Profesör Korkmaz Alemdar'ın moderatörlüğünde

gazeteciler Sertaç Eş, Adnan Gerger ve Faruk Bildirici'nin katıldığı bir panel ile 'toplumsal vicdan' muhasebesi de yapıldı.

Bu yıl ''toplumsal vicdan'' temasının seçilişi hakkında bilgi veren Profesör Korkmaz Alemdar, Emin Özdemir'in gazetecilerin toplumu nasıl yanlış yönlendirdiğini gördükçe ne kadar rahatsız olduğunu anlattı ve çünkü toplumsal vicdanı gazeteciler yansıtır, dedi.

Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sertaç Eş, Emin Özdemir'in Türkçenin en iyi öğretmenlerinden biri olduğunu söyledi ve Türkçeyi iyi kullanmanın vicdanla bağını anlattı Eş "Türkçeyi iyi kullanan vicdanlı olur" derken, gazetecilere yapılan vicdansızlığa da dikkat çekti ve Basın İlan Kurumu eli ile Cumhuriyet Gazetesi'nin vicdansızca cezalandırıldığını "Bize ilan yerine ceza geliyor" sözleri ile vurguladı.

Gazeteci Adnan Gerger ise, toplumsal vicdanın yargı ve medya eliyle oluştuğunu vurguladı ve "Toplumdaki vicdani değerleri korumak İçin gazetecilik yapmak bizim boynunuzun borcudur. Bu yüzden gazetecilik suç değildir" ifadelerini kullandı. Gerger, günümüzde vicdansızların örgütlenmesiyle karşı karşıya kalındığını söyledi.

Medya Ombusmanı Faruk Bildirici, medyanın ve yargının toplumsal vicdanın tesis edilmesindeki önemini anlatırken, bir kelimenin bile hayati değeri olduğunu vurguladı. Bildirici, Kabataş yalanı, Rabia Naz olayı, zam haberlerine iktidar medyasında hiç yer verilmeyişi gibi örnekler üzerinden gazetecinin vicdanı sorumluluğunu anlattı. Aynı gün aynı başlıkla iktidar yanlısı yazarların yalanı beslediğini hatırlattı ve "Diliniz Kaba, Vicdanınız taş" başlıklı yazıya atıfta bulunarak 15 yazarın hala toplumdan özür dilemediğini belirtti ve şöyle dedi:

"Toplumsal vicdanı besleyen gazetecilerdir. Bizim vicdanımız ne kadar duyarlı olursa toplumun vicdanı da o kadar duyarlı olur. Aksi halde diller kaba, vicdanlar taş olarak kalır"