Abone Ol

Melih Gökçek'i üzecek, Ankara'yı parsel parsel sattı kararı

Birbirlerine yönelik ağır hakaretlerle mahkemelik olan eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç arasındaki davadan Gökçek'i üzecek bir karar çıktı. Mahkeme Gökçek'in açtığı 50 bin TL'lik tazminat davasını reddetti.

Melih Gökçek'i üzecek, Ankara'yı parsel parsel sattı kararı

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) üyesi Bülent Arınç ile eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek arasındaki davada Gökçek'e kötü haber geldi.

Gökçek, Arınç'ın kendisi hakkında telaffuz ettiği ifadeler için açtığı davadan ret yedi. Ankara İstinaf Mahkemesi,"Bülent Arınç'ın paylaşımlarının tartışılmasında kamusal yarar bulunduğuna" hükmederek, Melih Gökçek'in tazminat talebinin reddine karar verdi.

Bülent Arınç'ın, Gökçek'le ilgili "Ankara'yı paralel yapıya parsel parsel sattı" iddialarının ardından, iki siyasi arasındaki restleşmeler mahkemeye taşınmıştı.

Arınç, 2017 yılında sosyal medya üzerinden Gökçek'e yönelik yaptığı paylaşımlarda, "Yalancı, iftiracı, çirkef, ahlaksız, altı kirli, üç harfli" ifadelerini kullanmıştı. Söz konusu ifadeler nedeniyle kişilik haklarına saldırı olduğu gerekçesiyle, Arınç'a 50 bin TL tazminat davası açan Melih Gökçek'e, Ankara İstinaf Mahkemesi'nden kötü haber geldi.

GÖKÇEK'İN TAZMİNAT TALEBİ REDDEDİLDİ

Anka'nın haberine göre, o dönem Gökçek'in Ankara Büyükşehir Belediye başkanı olduğuna atıfta bulunan mahkeme, Gökçek'in "şok edici eleştirilere açık olması" gerektiğini belirterek, "Bülent Arınç'ın paylaşımlarının tartışılmasında kamusal yarar bulunduğuna" hükmederek, Melih Gökçek'in tazminat talebinin reddine karar verdi.

MAHKEME, ARINÇ'I HAKLI GÖRDÜ

Oy birliği ile alınan kararın gerekçesi şöyle:

"Davacının Büyükşehir Belediye Başkanı sıfatı nedeniyle normal koşullardan daha ağır hatta şok edici eleştirilere açık olması gerektiği, dava konusu paylaşımlarda davacının kişilik haklarının hedef alınmadığı, tartışılmasında kamusal yarar bulunan konuların ifade edildiği, tarafların siyasi kimlikleri düşünüldüğünde, ifadelerin sert de olsa eleştiri sınırları içinde kaldığı, ifade özgürlüğünün sınırlandırılması koşulları bulunmadığı kanaatine varıldığından ilk derece mahkemesinde davanın reddine bir isabetsizlik görülmediğinden davacının istinaf başvurusunun esastan reddine oy birliği ile karar verildi."