Abone Ol

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici Gazetecilerin akçeli işlerini yazdı

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici bugünkü yazısında reklam alan ve bazı gezilere katılan gazetecilerin gazetecilik etiğine uymayan davranışlarını kaleme aldı.

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici Gazetecilerin akçeli işlerini yazdı

"Posta yazarı Şirin Sever’in Instagram hesabında dikkatimi çekti." diyen Faruk Bildirici, "İki günlük “Marka Konferansı”nda moderatörlük yapmış. Konferansta başka gazeteci ve TV programcıları da sahne almış; Çağdaş Ertuna, Ayşe Arman, Duygu Demirdağ, Deniz Bayramoğlu, Buse Yıldırım, Elif Ergu Demiral, Songül Hatısaru, Kübra Par, Mehmet Akif Ersoy, Aysun Öz…" ifadelerini kullandı.

Bildirici şöyle devam etti:

"Sosyal medyada takipçilerin uyarısıyla fark ettiğim “Kripto Fest” de “Marka Konferansı” benzeri bir organizasyon. Bir kripto para platformunun düzenlediği bu festivale gazeteciler Murat Muratoğlu, Fatih Altaylı, Emin Çapa, Özlem Gürses ve Uğur Gürses de katılıyordu.

 Gazeteciler, böylesi ticari organizasyonlara neden katılırlar? O sahneye çıkmalarının gazetecilik açısından bir gerekçesi yoktur sanırım. Para alıyorlarsa da bu etik açııdan sorunlu bir durum. Haber kaynağı olan şirketlerle maddi ilişki içine girmeleri çıkar çatışması yaratır.

Konuşmacı ücretleriyle ilgili somut bir bilgi edinemedim ama Şirin Sever’in sosyal medya hesabında otomobil reklamı paylaşımlarına rastladım. Yeni bir otomobil modelinin önünde çekilmiş fotoğrafının altına “Bu bebekle hafta sonu tanıştım” diye yazmış. Otomobilin özelliklerini sayıp dökmüş, en sonuna da #reklam #lansman etiketleri koymuş!


Geçen ay Kaz Dağlarında başka bir otomobilin önünde çektirdiği fotoğrafın altına da “K…ile tanışma ve yolculuk keyfi” yazmış. Reklam etiketi yok ama otomobilin markasını etiketlemiş.

Posta Ankara Temsilcisi Hakan Çelik de Instagram hesabında uzun uzun “yeni aldığını söylediği” katlanabilir cep telefonunu anlatıyordu. “Reklam” etiketi koymamıştı ama telefonun markasını vererek övüyordu. Hatta bir takipçisinin eleştirisine karşı telefonu savunuyordu.

SAKINCALARI NELER

Gazetecilerin paralı işlerde yer almasının, reklam yapmasının sakıncalarını daha önce defalarca yazdım; Türkiye Gazetecilik Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nde de yer alıyor. Gazeteci, mesleğinin getirdiği güvenilirliği ticari bir ürünün pazarlaması için kullanmamalı. Zira bugün parayla bir marka ya da şirketi öven gazeteci, yarın başka konuları da parayla yazmaya kapı aralamış olur; en azından haber kaynağında ve izleyicilerinde böyle bir algı yaratır.

Benim asıl anlamadığım, gazetecilik meslek örgütlerinin bu paralı işleri neden seyretmekle yetindiği? Doğru mu buluyorlar gazetecilerin akçeli işlere bu denli bulaşmasını, yoksa çekiniyorlar mı? Görüşlerini açıklasalar da en azından tartışsak, konuşsak bu meseleyi…