Abone Ol

Kutsal Motorlar’da ereksiyon halleri!

MEDYAFARESİ VİDEO- Medyafaresi yazarı Anibal Güleroğlu, aşırı dozda seks, şiddet barındıran Kutsal Motorlar filmini köşesine taşıdı.

Kutsal Motorlar’da ereksiyon halleri!

Kutsal Motorlar film fragmanı!.. VİDEO

İşte Anibal Güleroğlu\'nun Kutsal Motorlar filmi için yazdığı o bölüm..

Abartılı görünümleriyle aktarmaya çalıştığı motor hallerinin tahrik edici mesajlarından dolayı gerçek olamayacak kadar olağanüstü… Buna karşılık ölülere bile saygının yok olduğu dünyada, her an karşılaştığımız yükselen değer yargılarını en doğalından temsil edişiyle de bir o kadar sıradan.

O; eylemin güzelliğinden etkilenip masumiyetin, insanlığın yerle bir edildiği, hırsla beslenen mekanikleşmenin yarattığı bataklıkta her çeşidinden maskeyi layıkıyla taşıyan bir yaşam oyuncusu!

En kısa ifadeyle, ‘Kutsal Motorlar’ın direktiflerle yürüyen lüks dünyasında kucaktan kucağa dolaşan, verilen görevi yerine getirmek için kendi öz kimliğini unutan milyonlardan sadece biri.

Peki ya ‘Kutsal Notorlar’?
Hemen muzırlaşmaya lüzum yok. Şayet bu motorların kutsallığını merak ediyorsanız var mısınız, iğrençlikle gariplik arasında beyin fırtınası yaptıran; erkek egosunun doruklarında gezinirken kadının esaretinden beslenerek oluşturulan metamorfik yolculuğa?
‘Varım’ diyorsanız buyurun, yer yer aşırı dozda seks ve şiddet barındıran, alabildiğine özgürlükçü, alabildiğine sıra dışı  ‘Kutsal Motorlar’ın çılgın dünyasına… Dikkattt… Üç, iki, bir… Başlıyorrr…

Burkadan tahrikin natürelliği

Bir adam düşünün… Öyle bir adam ki, gün boyu şekilden şekle girip 11 farklı karakteri yaşayarak oradan oraya koşturuyor. Bir bakıyorsunuz kendisini izleyenlerin karşısında sessiz sinemadan kalma çırılçıplak vatandaş olup dikilerek ve hiçbir uzvunu sakınmadan sergileyerek felsefi bir eleştiri sunuyor. Bir bakıyorsunuz, dilenci kadın kılığında müthiş bir değişimle avuç açtığı insanlardan bir şeyler kopartmak için yüzsüzce çabalıyor.
Ölüm döşeğindeki ihtiyarla, güçlü kuvvetli katil arasında bocalatırken izleyeni… Kâh mutlu aile babası görüntüsüyle korumalar eşliğinde binip aracına dalıyor iş dünyasının stresli ortamına… Kâh duygusallaşıyor, geçmişte kalan bir ilişkinin iki rol arasına sığıştırılan kısacık aşk sohbetinin ölümcül nahoşluğunda.

Dünyamızdan kopup koyu karanlıkta ışık saçan varlığıyla sevişirken alabildiğine iç gıcıklayıcı bir erotizmle, inanılmaz bir değişim geçirip bürünüveriyor kanalizasyonlarda yaşayan garip Merde’nin pornografik azametine… Ve dananın kuyruğu da kopuveriyor ‘Tokyo’ filminde de kullanılan bu ilginç karakterle birlikte!

***

Tüm bunları ‘Kutsal Motorlar’ın motivasyonuyla yerine getiren adamımızın en can alıcı ve göz doldurucu karakteri Merde…
‘Güzellik, kişinin gözündedir’ mantığıyla sunulan bu sıra dışılıkta gerçekle hayalin, yaşamla rollerin nerede başlayıp nerede bittiği belli olmayan düzeninde kafanıza göre takılmış yol alırken karşınıza çıkan bu karakterin yaptıkları her türünden yoruma açık. İster pornografik deyin, isterseniz İslamofobik kaygılarla gerçekleştirilen bir hakaret… İsteyen istediği gibi yorumlasın… Gerçek olan bir şey var ki, o da bu bölümün özgürlükçü anlayışı dahi zorlayan bir doğallığa sahip oluşu!

Yeşil kostümü ve tek gözüyle hızlı hızlı mezarların arasından geçip, o saygı duyulası mekânı panayıra çevirenlere tükürerek ilerleyen Merde’nin dergi için put gibi durup poz veren Kay M rolündeki Eva Mendes’i ‘Güzel, güzel’ sahtekârlığıyla insanları sömürenlerin dünyasından alıp yeraltındaki inine kaçırmasıyla yaşanan gelişme, sinemada buzlanarak sansüre uğrayan görüntüleri, gözleri yuvalarından fırlatacak biçimde açığa çıkartmakta.
Erkeğin aklını bulandırıcı bir arzu objesi olarak sunulan Eva Mendes’in dekolteli kıyafetinden rahatsız olarak onun sadece gözleri görünecek biçimde örtülüp burkaya sokulmasıyla sanki bir yerlere mesaj yollanıyormuşçasına tartışmalı hale gelen bölüm, kadını sımsıkı kapatan erkeğin çırılçıplak soyunarak ereksiyon halinin tüm çarpıcılığını fütursuzca sergilemesiyle müthiş bir olağanüstülük kazanıyor. Karakteri canlandıran Denis Lavant’ın Burkalı Eva Mendes’in kucağına başını koyup sere serpe yatarken üstüne serpiştirdiği gül yapraklarıyla yarattığı tablo kışkırtıcı bir sanat eseri gibi albenili. Bir o kadar da yadırganıcı!

Hani pornografi olmayan normal sinema filmlerinde cinsel organların ortalığa dökülmesine bir nebze alışmıştık da, ne yalan söyleyeyim böyle bir sahneye ilk kez şahit oldum.
Ancak hemen belirteyim, burada ereksiyon halindeki erkek ha bire sigara püfürdetmenin dışında gayet uslu ve masum… Öyle ki, bir yerlerinin uyanıklığına aldırmadan Mendes’in saçlarını okşamasıyla bebek gibi uykuya dalıyor. Dolayısıyla bu tezatlığın içinde ereksiyon hali de arka planda kalıyor. Görülesi bir tablo!

***
Burkadan başlayıp ereksiyonun haşmetine uzanarak her telden çalan ve ‘Erkekler artık görünür makineler istemiyor’ diyerek, türlü fedakârlığa mecbur kılınan kadının sindirilmesiyle beslenen erkek doğasının evrimini saptayan ‘Kutsal Motorlar’da yepyeni tecrübeler yaşarken insanın kanını kaynatan müziğin coşkusunu da dikkate almak gerek. Fikirlerin ereksiyon haliyle, müziğin canlandırıcı dürtüsü birleşince ‘Kutsal Motorlar’la yolculuk da daha bir anlam kazanıyor.
Sinemayı yozlaştırıp insanları sömüren ve bilinçaltlarını ele geçiren Hollywood’a karşı adeta bu yapımla çemkiren Fransız yönetmen Leos Carax’ın yaratıcılığına, müthiş performansıyla katkıda bulunan Denis Lavant sayesinde başarıyı yakalayan ‘Kutsal Motorlar’la yolculuğumuzda son durak, insanı sarıp sarmalayan bu çılgın tempodaki aşkın nesnelliği. Mr. Oscar’ı kısa süreliğine gerçek kimliğine döndürüp seven kadını ölüme sürüklediğine bakarsak, aşk sadece kadın için etkili. Bu da olur olmaz biçimde karşımıza çıkan öznel ereksiyonların gerçeği!
Hayatın temposunda eylemin güzelliğine takılıp ‘Kutsal Motorlar’ı tercih edenlere, duygularla erekte olma tavsiyesiyle…

Anibal GÜLEROĞLU
guleranibal@yahoo.com
www.twitter.com/guleranibal