Abone Ol

Köpekler kontrolsüz beslenemez genelgesi için 150 avukattan Vali Gül hakkında suç duyurusu

“Köpekler kontrolsüz beslenemez” genelgesi yargıya taşınıyor: 150 avukattan Vali Gül hakkında suç duyurusu; İstanbul Barosu da dava açacak

Köpekler kontrolsüz beslenemez genelgesi için 150 avukattan Vali Gül hakkında suç duyurusu

150 avukat, İstanbul Valisi Davut Gül"ün imzasını taşıyan, sokakta yaşayan köpeklerin kamusal alanlarda "kontrolsüz şekilde beslenmesine müsaade edilmemesine" yönelik genelgenin ardından suç duyurusunda bulundu. Avukatlar, İstanbul Valisi Gül"ün "halkı kanunlara uymamaya tahrik" ve "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçlarını işlediği iddiasıyla cezalandırılmasını talep etti. Avukatlar dilekçede hayvanların beslenmesinin yasaklanmasının Hayvanları Koruma Kanunu'na göre "bir hayvan neslinin yok edilmesi" suçunu oluşturacağını belirtti. İstanbul Barosu yönetimi ise genelgeye karşı dava açacaklarını bildirdi.

İstanbul Valisi Gül'ün imzasıyla "5119 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu" uyarınca "haşere ve kemirgen popülasyonundaki artışın, çevresel kirliliği ve ekolojik denge bozulmalarının önüne geçmek, ayrıca halk sağlığı ve güvenliği açısından karşılaşılabilinecek riskleri azaltmak" gerekçesiyle kamusal alanlarda köpeklerin "kontrolsüz şekilde beslenmelerini" yasaklayan bir genelge yayımlanmıştı. Genelgeyle İstanbul'da sağlık ve eğitim kurumları, havalimanları, ibadethaneler, park, bahçe, yol kenarları ve oyun alanlarında sokak köpeklerinin "kontrolsüz beslenmelerine müsaade edilmemesi" istenmişti. 150 avukat söz konusu genelgeyle ilgili olarak Vali Gül hakkında TCK madde 217, 217/A ve 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu madde 28/A uyarınca cezai yaptırımların uygulanması amacı ile iddianame düzenlenmesini talep etti.

"İl Hayvanları Koruma Kurulu toplantısında hayvanların beslenmesi yasaklanmadı"

Avukatlar, genelgenin "2 Temmuz'da yapılan İl Hayvanları Koruma Kurulu toplantısında alınan karar"a dayandırıldığını da belirterek, söz konusu toplantıda sahipsiz hayvanların beslenmesinin yasaklanmasına dair bir karar alınmadığına dikkat çekti. Bu nedenle valilik açıklamaları ve genelgeyle kamu düzeni ve genel sağlığa ilişkin olarak gerçeğe aykırı bilgiler verilerek "halkı kanunlara uymamaya tahrik" suçu işlendiği savunuldu.

"Valilik, Hayvanları Koruma Kanunu hükümlerine uymak zorunda"

Genelgede, “gerçeğe aykırı bilgilere yer verilmesi nedeniyle hak savunucularında korku yaratılarak hayvanların aç ve susuz bırakılmasına” neden olunacağı ve “hayvanseverlerin hedef haline getirilebileceği” ifade edilerek “kamu barışının bozulacağına” dikkat çekildi. Dilekçede şu ifadeler yer aldı:

"5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu uyarınca sahipsiz hayvanları beslemek hem bir ödev hem de bir haktır. Nitekim, 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu uyarınca; 'Hayvanların korunması, gözetilmesi, bakımı ve kötü muameleden uzak tutulması için gerekli önlemler alınmalıdır.' Bu hüküm Valilik makamının da uymak zorunda olduğu emredici bir düzenlemedir. 5199 sayılı Kanun"un 3. maddesi, hayvanların yaşam ortamını 'bir hayvanın veya hayvan topluluğunun doğal olarak yaşadığı yer' olarak tanımlar. Hayvanların yaşam alanları, 'doğal olarak yaşadıkları her yer' şeklinde belirlenmiştir. Kanunda hastane, okul, kamusal alan, sokak ve benzeri ayırım yapılmaksızın, hayvanların bakım, beslenme, korunma ve barındırılmaları her yerde esas alınmıştır.

Gittikçe artan bir şekilde hayvanseverlere yapılan saldırılar da, kanunsuz ve yok hükmündeki bu açıklama ve genelgeler nedeni ile kamu barışının ciddi manada bozulduğunu ve bunun hukuki yollar ile engellenmesinin önemini ve ivediliğini de ortaya koymaktadır. Son olarak, hayvanları kasıtlı olarak aç ve susuz bırakmak ve hayvanlara acımasız ve zalimce muamelede bulunmak yasak olup hayvan beslenmesinin yasaklanması fiili, Hayvanları Koruma Kanunu uyarınca üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilecek bir fiildir. Sahipsiz hayvanlar, Hayvanları Koruma Kanunu uyarınca evcil hayvandır ve bu nedenle de evcil hayvanlara ilişkin tüm korumalar, sahipsiz hayvanlar için de geçerlidir.

"Genelge yetki gaspıdır"

Anılan genelge maddesinde açıkça 'haşere ve kemirgen popülasyonundaki artışın, çevresel kirliliği ve ekolojik denge bozulmalarının önüne geçmek; ayrıca halk sağlığı ve güvenliği açısından karşılaşabilinecek riskleri azaltmak amacıyla özellikle sağlık ve eğitim kurumları, havalimanları, ibadethaneler, park, bahçe, yol kenarları ve oyun alanlarında sahipsiz köpeklere yönelik kontrolsüz beslemeye müsaade edilmemesi...' denilmek suretiyle İstanbul Valiliği açıkça yetki gaspı yapmış ve yok hükmünde olan bu kararı hukuki bir değeri varmışcasına kurumlara göndermiş, vatandaşlar arasında kutuplaşmaya ve kamu barışını bozmaya neden olmuştur.

"Valilik kurul kararını çarpıttı, kamuoyunu yanlış bilgilendirdi"

Madde metninde atıf yapılmış olan 2 Temmuz 2025 tarihli İl Hayvanları Koruma Kurulu toplantısında kontrolsüz beslemenin kısıtlanması şeklinde bir karar alınmamıştır. Toplantıda alınmış olan 5 numaralı kararda, 'İlimiz genelinde; otoyollar, havalimanlarının çevreleri, parklar, hastaneler, ibadethaneler, mezarlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarının açık alanlarında gerçekleştirilen kontrolsüz besleme faaliyetlerinin; çevre sağlığı, kamu düzeni ve halk güvenliği açısından çeşitli olumsuzluklara yol açabileceği değerlendirilmiş olup; bu çerçevede gerekli önlemlerin alınmasına' karar verilmiştir. Hiçbir şekilde 'besleme yasağı' kararı kabul edilmemiştir. Valiliğin kurul kararını çarpıtarak 'Yemek verilmesi yasaktır' şeklinde duyurması, kamuoyunu açıkça yanlış bilgilendirmektir.

"İdarenin yetkileri kanun ile sınırlı; kanunsuz yasak olmaz"

5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu"nun hiçbir maddesinde idareye sahipsiz hayvanların beslenmesini yasaklama yetkisi verilmemiş, aksine onları besleme ve gözetme ödevi yüklenmiştir. İdarenin yetkileri kanun ile sınırlıdır; kanunsuz yasak olmaz. Bu nedenle İstanbul Valiliği'nin anılan genelge ile getirdiği yasak yetki yönünden sakat, yok hükmünde ve hiçbir hukuki sonuç doğurmamaktadır. Toplantıda yapılan şifahi görüşmelerde bu konu açıkça sokak hayvanlarına özel besleme alanları yapılabilir, besleme odakları konulabilir olarak görüşülürken toplantıdan aylar sonra görüşmelerin tam aksine karar alınmış gibi göstermek suretiyle İstanbul Valiliği halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaydığı gibi halkı kanunlara uymamaya da teşvik etmektedir.

"Hayvanların beslenmesine engel olmak, uluslararası ve ulusal hukukun ihlali"

Sahipsiz hayvanlar, Anayasa"nın 56. maddesi uyarınca çevrenin ve biyolojik çeşitliliğin bir parçasıdır. Devletin, hayvanların yaşam hakkını koruma yükümlülüğü bulunmaktadır. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti"nin tarafı olduğu Avrupa Konseyi Ev Hayvanlarının Korunması Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin yaşam hakkı ve kötü muamele yasağı yorumları, Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi idareye; sahipsiz hayvanların yaşam hakkını ve temel ihtiyaçlarını koruma yükümlülüğü getirmektedir. Bu yükümlülüğün doğal sonucu olarak; hayvanların beslenmesine engel olmak, uluslararası ve ulusal hukukun ihlalidir.

"Hayvan beslemesi nedeniyle darbedilen, ateş edilen ve öldürülen insanlar var"

Özellikle İstanbul Valiliği gibi bir kamu kurumunun açıklamalarında daha hassas ve dikkatli olması gerektiği açıktır. Bir valiliğin, kanuni dayanağı olmayan, toplumu bariz şekilde yanlış yönlendiren, sosyal barışı bozan ve temel hakları ihlal eden açıklama yapması kabul edilemez niteliktedir. İdarenin bu konuda daha özenli davranma yükümlülüğü vardır.

5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nun katliam yasasına dönüştüğünü izlediğimiz bu süreçte sırf kedi, köpek beslemesi nedeniyle darbedilen, silahla ateş edilen ve öldürülen insanlar olmuştur. Valiliğin hukuka aykırı açıklaması, bu şiddeti daha da körükleyecek, hayvansever vatandaşların can güvenliğini tehlikeye atacak mahiyette olup kamu barışı ve kamu düzenini bozmaktadır."