Abone Ol

Kocamın ikinci eş almasına nikah günü izin vermiştim!

Çok eşli evliliğin yasal olmasını isteyen danışman Sibel Üresin: "Ben eşime, ikinci eş iznini nikâh günü vermiştim" diyor...

Kocamın ikinci eş almasına nikah günü izin vermiştim!

Davranış bilimleri uzmanı Sibel Üresin'in açıklamaları büyük yankı uyandırdı. Habertürk'te yer alan habere göre, Bahçelievler Belediyesi'nde bir sempozyuma katılan Üresin, çok eşliliğin yasalaşması gerektiğinin altını bir kez daha çizdi. Üresin, "Ben muhafazakar kesimde olmasa da diğer kesimde sevgili ve metres diye adlandırılan herkesin kanuni hakları olması gerektiğini savunuyorum. Şu an birçok erkeğin sevgilisi, metresi, imam nikahlı eşi var. Gayrımeşru ilişkilerden doğan o kadar çok anne ve babası belli olmayan çocuk var ki ortada, bunun bence daha ahlaki bir zemin üzerine oturtulması lazım" diye konuştu.

Davranış bilimleri uzmanı, aile ve evlilik danışmanı Sibel Üresin, çok eşliliğin yasalaşması gerektiğinin tekrar altını çizerek, "2., 3. eşler için çok eşlilik yasalaşmalı. Ben muhafazakar kesimde olmasa da diğer kesimde sevgili ve metres diye adlandırılan herkesin kanuni hakları olması gerektiğini savunuyorum. Sadece muhafazakar kesim olarak adlandırılmasın. Şu an birçok erkeğin sevgilisi, metresi, imam nikahlı eşi var. Kesinlikle çok eşlilik yasalaşmalı. Çünkü gayrı meşru ilişkilerden doğan o kadar çok anne ve babası belli olmayan çocuk var ki ortada, bunun bence daha ahlaki bir zemin üzerine oturtulması lazım" diye konuştu.

"DİNDAR OLAN 'İMAM NİKAHLI EŞİM' DER, DİĞERİ 'METRESİM'"
Birçok belediye için aile içi iletişim seminerleri veren Üresin, dün de Bahçelievler Belediyesi'nde 'Uzun evliliğin sırrı" konulu seminerde konuştu. Seminer öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Üresin, "İmam nikahlı eşler ile metresler aynı statüde midir?" sorusunu, "Bir erkek her durumda bunu yapar. Dindar olan 'İmam nikahlı eşim' der, diğeri 'Metresim' veya 'Sevgilim' der. Arada hiçbir fark yok. Var mı? Yasallaşmak derken 4 eşin resmi nikah altına alınması gerektiğini söylüyorum" diyerek yanıtladı.

"EŞİM İKİNCİ EŞ ALABİLİR, BU İZNİ KENDİSİNE VERDİM"
Bir kadın muhabire "Sizin eşiniz sizi hiç aldatmıyor mu?" diye soran ve "Hayır" yanıtını alan Üresin, "O zaman aldatıldığını düşünen ve uzmanların kapısını çalan birçok kadın sizce Türkiye'de yaşamıyor mu? Ben evliyim. Eşimin şu an ikinci eşi yok. Ama ikinci eş alabilir, bu izni ben evlenirken kendisine verdim. Almak isterse alabilir, niye yok, bunu yanıtını ben veremem" dedi.

"KAZAKİSTAN'DA EYLEM YAPILDI, ARTIK ÇOK EŞLİLİK RESMİ"
Üresin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu konuda yasal düzenleme olursa hiçbir erkek elini kolunu sallayarak metrese, ikinci eşe sahip olmaz. Çünkü yasal yükümlülükler bu işe sınırlama getirir. Zina artık suç hükmünü alır. Herkes 'param var' diye herhangi bir kadınla beraber olmaz. Birçok hayat kadını şu an mağdur değil mi? 40 yaşlarında psikolojisi bozulmuş bir sürü genç kız, 10 günlük ilişki sonrası terk edilen kadınlar var. Kürtaj yaptıran kadınlar var. Kazakistan'da 6 yıl önce kadınlar, zinanın ve hayat kadınlarının artması, kadınların evde kalması dolayısıyla bir eylem yaptı. Şu an Kazakistan'da çok eşlilik resmi."

"KADINLAR, HANGİ KADINLA ALDATILDIĞINI BİLMEDEN EVDE KUŞKUYLA BEKLİYOR"
"Kadınlar, görüşlerimi gayet düzgün karşılıyorlar. Çünkü bir çok kadın eşinin kendisini hangi kadınla aldattığını bilmeden, kuşku içinde ve üzgün olarak evde bekliyor. Bir erkek 2. ve 3. eş almışsa ve onlara nafaka, onlarda kaldığı gün noktasında adaletli davranıyorsa tabi ki alkışlıyorum. Ama bunu yapacak erkek yok. Kadınların hepsi şu an aldatma ve şiddeti kabullenmiş durumda. Ben hiç dayak yemedim. Şu an erkekler eşlerine daha çok psikolojik şiddet uyguluyor. Çok konuşup dayak yiyen kadın safına geçmem. Kadınların yüzde 80'i çok konuştuğu için dayak yiyor. Yüzde 20'si psikolojik sorunları olan eşleri tarafından dövülüyor. Bir anne 3 yaşındaki çocuğunu dövebiliyor, çocuğunu sevmiyor musun diye sorabilir misin? Bir kadının dayak yemesi, sadece karşısındaki güçlü şahsı tahrik etmesinden öte değildir. Çocuk da anneyi tahrik ediyor. Ortada güçlünün güçsüzü alt ettiği durumlar var."

"FEMİNİSTLER BENİ SEVMEK ZORUNDA DEĞİLLER, BEN DE ONLARI SEVMİYORUM"
"Psikolojik danışmanlık merkezlerine başvuran kadınlar eşi tarafından aldatılan, psikolojisi bozulmuş, psikolojik şiddete maruz kalan kadınlardır. Kadınlar aldatılıyor, bu bir gerçek. Bir erkek karısını aldatıyorsa bunu eşine sormaz, merak etmeyin. Ben 2 yıldır habername.com'da çokeşliliği detaylı işliyorum. Şu ana dek hiçbir yerden tepki gelmedi. Ben anti-feministim. Feminist tüm yazarların karşısındayım. Beni sevmek zorunda değiller, ben de onları sevmiyorum."

"KADIN KOCASINA 'EFENDİSİ' GİBİ DAVRANACAK"
Konuşması salondaki kadınlar tarafından ilgiyle dinlenen, aralarında kara çarşaflı kadınların da olduğu gözlenen Üresin, yaptığı açıklamanın ardından 'Uzun evliliklerin sırrı' konulu bir seminer verdi. Seminerde Üresin, "Uzun evliliğin sırrı, bir kadının eşine teslim olması, erkeğin de eşine Allahın lütfu olarak davranmasıdır. Kadın kocasına efendisi gibi davranacak. Efendi ne demek, teslim olmaktır. Şimdi erkekler, kadına kıymet vermiyor. İstisnalar var. Allah başımızdan eksik etmesin" diye konuştu.

"BEĞENMEDİĞİMİZ EŞLERİMİZİ BİZDEN DAHA GENÇLER ANINDA KAPAR"
Üresin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Erkek neslinin azaldığı, kadın nüfusunun çok arttığı bir dönemdeyiz. Bu nedenle eşlerimize dört elle sarılmalıyız. Bizim beğenmediğim eşlerimizi bizden daha genç ve güzel kadınlar anında kapar. Çünkü hepimizin daha genç ve daha akıllı alternatifleri var, hiçbirimiz yerinde durmuyor, yaşlanıyoruz. Dayak yiyenler daha çok üniversite mezunu. Her bildiğimizi her yerde konuşmak çok da doğru değil. Erkeğin bir adım gerisinde olmak bir kadını asla ezmez. Adam da sana kul köle olsun. Erkekler, erkeklik duygularını tatmin etmek isterler. Kadını üzen boşanmak değil, kadını üzen boşanma sonrası 'Acaba şunu da yapsa mıydım, evliliğim kurtulur muydu?' fikridir."

KADINLAR KABULLENİYOR
Üresin bir basın mensubunun 'Peygamberimizin kızı Hazreti Fatma evleniyor, eşi ikinci bir eş getiriyor. Fatma da 'Ciğerim yandı' diyor. Bir kadın bunu nasıl kabullenebilir?' sorusuna da, "Bunu yapan yapıyor. Birçok kadın bunu kabulleniyor. Yaşayanlara sorun bence" şeklinde yanıt verdi.

'KASETÇİLERE NASİHAT İŞLEMEZ'

Refika Karabacak / Gazete Habertürk

SİYASETİ sarsan 'kaset skandalları' için "çokeşlilik yasal olsun" gibi radikal öneriler gelirken, zina tartışmalarına Diyanet de katıldı. Diyanet İşleri Başkanlığı 'Dini Danışma Hattı', HABERTÜRK'ün sorusu üzerine şu değerlendirmeyi yaptı: "Dinimizde nikâh diye bir kural yoktur. Evlilik bir kadın ile bir erkeğin birlikte yaşamaya karar vermesidir. Bir erkek bir kadınla yaşıyor ve bunu duyurmuşsa buna zina diyemeyiz. Çünkü imam nikâhı diye birşey yoktur. Evlilik gizli olduğu takdirde zina sayılır. Geneleve giren bir kişi içerde imam nikâhı kıyıp çıksın. Kimi kandırabilir, Allah'ı kandırabilir mi? Gizli nikâh zinanın kılıfıdır. Evliliğin gizlisi olmaz. Sonuçta bugün Doğu'da birçok insanın birden fazla eşi var. Kimse bunlara zina işliyorsun demiyor. Çünkü adam biriyle resmi nikâh yapmış diğerlerini de tanıtmış, 'benim eşlerim' diye. Ancak bir kadınla metres gibi ayda 2-3 kez buluşmak ve bu işi gizli saklı yapmak farklı bir şeydir, o zinadır."
Diyanet'in 'Dini Danışma Hattı' görevlisi, gizli kayıt yapanlar, internete verenler ve gizlice kaydedilenler için de, "İnsanlar, bunları çekenler suçludur, suçsuzdur buna biz karar veremeyiz. Siyasetçiyle mücadele yine siyaset yoluyla olmalıdır. Bir insanın zaafları olabilir ancak bunlar kullanılarak siyasette mücadele olmaz. Yaşanılan bu olaylardan ders almalıyız. Bu insanlara dini anlamda nasihat de versek bu saatten sonra bir anlamı olmaz" yorumu yaptı.