Soyadını açıklamak istemeyen Diana, Kırgızistan’da üç kadını, kendisini insan ticareti için hedef almakla suçluyor. Diana şimdi bu iddiasını polise kanıtlamaya çalışıyor.
Diana, kendisine ilk olarak Şehzade isimli bir tanıdığının yaklaştığını ve iki çocuk annesini sıkışık mali durumunu düzeltmek için çalışması gerektiğine ikna ettiğini söylüyor.
Hür Avrupa Radyosu’nun (RFE/RL) VOA ile işbirliği içinde Rusça yayın yapan kanalı Current Time’a konuşan Diana, “Bana, 'Neden evde işsiz oturuyorsun? Haydi bir ev satın almak için para kazanabileceğimiz yurtdışına gidelim' dedi. Ardından bana arkadaşı Mevlüde'nin telefon numarasını verdi, o da daha sonra İstanbul'a gelmemi söyledi ve bana orada iyi maaşlı bir iş sözü verdi" dedi.
Oş şehrinde yaşayan Diana, ortaokulu bitirdiğini ancak "düzgün bir işi" olmadığını söylüyor. Ailesi, Moskova'da göçmen bir işçi olan kocasının geliriyle geçiniyordu.
Diana, Mevlüde’nin ayda yaklaşık 300 dolara yaşlı bir Türk kadının bakıcısı olarak çalışma teklifini kabul etmeye karar vermiş.
Teklif şüpheli görünmüyordu. Türkiye, çoğu Türk ailelerin yanında yaşlı ya da çocuk bakıcısı ve temizlikçi olarak çalışan Kırgız kadın göçmenler için popüler bir ülke.
Birçok Kırgız kadın Türkiye'de yaşlı bakımında çalışıyor
Diana, seks tacirlerinin kurbanı olduğunu ancak Şubat ayında İstanbul'a geldikten sonra fark ettiğini söylüyor. Diana’yı İstanbul’da havaalanında karşılayan Ümide adlı bir kadın onu Kumkapı semtindeki bir eve götürmüş.
Sabah uyandığında pasaportunun çantasında olmadığını farkettiğini söyleyen Diana yaşadıklarını, “Ümide belgelerimi aldığını söyledi. Beni Mevlüde’den büyük paraya 'satın aldığını' ve bunu ödemem gerektiğini de ekledi. Sonra odaya iki genç adam girdi ve beni boğmaya başladı. Parayı ödemek için çalışmazsam beni öldürmekle tehdit ettiler. Cesedimi kimsenin bulamayacağını söylediler” sözleriyle anlattı.
Diana şok olduğunu ve korktuğunu söyledi. Yanında hiçbir belgesi yoktu ve Türkiye'de kimseyi tanımıyordu.
Diana bir hafta sonra, "bir yabancının yardımıyla" insan kaçakçılarından kaçmayı başardı ve polisle temasa geçti. Kaçışıyla ilgili fazla ayrıntı vermedi, yalnızca İstanbul'daki Kırgız Konsolosluğu’nun ülkesine dönmesine yardım ettiğini söyledi.
Diana şimdi memleketi Oş'ta ancak eski hayatına dönemeyeceğini söylüyor.
Kocası boşanma davası açtı ve telefonlarına cevap vermiyor. Ayrıca çocuklarının velayetini de istiyor.
Diana şimdi ailesiyle birlikte yaşıyor. Ablası Alina, şok edici deneyimin kızkardeşini "tamamen değiştirdiğini ve mahvettiğini" söylüyor.
Alina, "Onu hiç böyle bir durumda görmemiştim" diyor.
Delil yetersizliği nedeniyle işlem yapılmadı
İnsan kaçakçılarını adalete teslim etmek isteyen Diana, Oş polisine şikayette bulundu. Ancak ilk soruşturmanın ardından Oş Bölge Emniyet Müdürlüğü delil yetersizliği nedeniyle herhangi bir işlem yapmamaya karar verdi.
Polis sözcüsü Nurperi Abdullaeva, "Davacı, 20 Şubat'ta iş için Oş havaalanından Türkiye'ye uçtu. Daha sonra Kırgızistan'a sınır dışı edildi. Kırgız vatandaşı M.'nin kendisini seks kölesi olarak sattığını iddia etti. Yapılan ön soruşturmada, iddia edilen hukuka aykırı fiillerin o kişi tarafından işlendiğine dair herhangi bir delile rastlanmadı” dedi.
Evliliğine ve önceki yaşamına mal olan hatadan dolayı kendisini suçluyayan Diana ise “Kendimden utanıyorum. Kocamın gözlerine bakamayacağım. Çocuklarımın gözlerine bakamıyorum. Bunun başıma gelmesinden ve kendim için savaşamadığımdan dolayı utanıyorum” diye konuşuyor.
Bekar kadınlara seyahat kısıtlaması planı
Kırgızistan'dan yabancı ülkelere çalışmak için giden kadınlar son 10 yıldır gündemde olan bir konu; çünkü göçmen kadın sayısı giderek artıyor.
İki muhafazakar Kırgız milletvekili geçen ay, hükümetin 23 yaşın altındaki evli olmayan kadınların çalışmak için yurtdışına yalnız seyahat etmesini kısıtlamasını önerdi.
İki vekil Nadire Narmatova ve Şalubek Atazov, genç kadınların göçmen işçi olarak sıklıkla sömürüye maruz kaldıklarını savunuyor. Dışişleri Bakanlığı, bu tür seyahat kısıtlamalarının getirilmesinin anayasayı çiğneyeceğini ve kadın haklarını ihlal edeceğini söylüyor.
Geçmişte milletvekillerinin benzer çağrıları, kadın hakları eylemcileri tarafından kınama ve protestolarla karşılanmıştı.