Abone Ol

Kemal Kılıçdaroğlu: Okçu Bilal ordunun başına geçsin haydi Rakka'ya gidin

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuşuyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili eski Genelkurmay Başkanları ve MİT Müsteşarları'nın Darbe Komisyonu'na ifade verdiklerini belirterek "Eski Genelkurmay Başkanları geliyor, MİT Müsteşarları geliyor, şu andakiler gelmiyor. Gelmek istiyorlar, niye hükümet izin vermiyor. Açığı ortaya çıkacak." dedi.

"20 Temmuz'dan sonra ikinci bir darbe girişimi ve sonuçlarını yaşıyoruz. Yeni suçlar yarattılar" görüşünü dile getiren Kılıçdaroğlu "151'den fazla gazeteci hapiste. Üstelik bir kısmı Gülen cemaatiyle mücadele etmiştir. Şimdi onlar FETÖ'cü diye içerideler" değerlendirmesini yaptı.

Kılıçdaroğu,  yargıyı ve iktidarı "Şu anda yargı resmen iktidarın tetikçiliğini yapıyor. AİHM bu konuma düşmemeliydi. YSK'daki bir çeteyle gayrimeşru bir anayasayı dayattılar" sözleriyle eleştirdi.


Partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:

"Şenay Aybüke Yılmaz. O söylüyor. Kendi dilinden Magosa Limanı, limandır, liman. Beni öldürende yoktur din, iman diyor. Bu tür dramların yaşanmasını istemiyoruz, bizim huzura, birlikte yaşamaya ihtiyacımız var. Uygarca tartışmaya ihtiyacımız var. Her seferinde bunu söyledim. Teröre karşı amasız, lakinsiz hepimizin karşı çıkması gerektiğini söyledim ve yine söylüyorum. Dilimde tüy bitse de devam edeceğim.

Ta ki Aybükeler Anadolu'nun her yerinde rahatça görevlerini yapıncaya kadar, askerler, polisler terör belasıyla karşılaşmayan kadar. Hep birlikte teröre lanet okuyacağız.

15 Temmuz'un bilinen bütün ayrıntıları bu raporda yer aldı. Ayrıca bu rapora girmeyen ama yine CHP'li milletvekilleri tarafından savcılara verilen özel dosyalar vardır. Orada da FETÖ'nün ordu içinde nasıl yapılandırıldığı vardır Bizim amacımız neydi? 15 Temmuz'u kimler yaptı? Ve üzerine gidelim.

"Şehit yakınlarına sesleniyorum, hala AKP'ye güvenecek misiniz?
TBMM sabaha kadar çalıştı, mücadele etti, emek harcadı. Kurşunlara, bombalara rağmen meclis kürsüsünü terk etmediler. Zor bela komisyon kurduk. 26 Temmuz'da komisyon kuruldu. 3 Ağustos'ta AKP Grup Başkanvekili diyor ki "Komisyon kurmaya gerek yok." Ana aktörler gidip ifade vermedi.

Şehitlerin yakınlarına sesleniyorum. Bu darbenin ortaya çıkmamasını savunan AKP'ye hala güvenecek misiniz?

"Gelmek istiyorlar, niye hükümet izin vermiyor"
Bir musibet bin nasihattan evladır. Böyle bir musibetle karşılaştık, niye oturup araştırmıyoruz? Getirdiler komisyonun başına FETÖ'yü öven adamı. Zaten bir şey çıkmayacağı baştan belliydi. Eski Genelkurmay Başkanları geliyor, MİT Müsteşarları geliyor, şu andakiler gelmiyor. Gelmek istiyorlar, niye hükümet izin vermiyor. Açığı ortaya çıkacak.

Bir musibet bin nasihattan evladır. Böyle bir musibetle karşılaştık, niye oturup araştırmıyoruz? Getirdiler komisyonun başına FETÖ'yü öven adamı. Zaten bir şey çıkmayacağı baştan belliydi. Eski Genelkurmay Başkanları geliyor, MİT Müsteşarları geliyor, şu andakiler gelmiyor. Gelmek istiyorlar, niye hükümet izin vermiyor. Açığı ortaya çıkacak.


"Mahkemeler canlı yayınlansın"
Savcının iddianamesine müdahale ediyorlar. Savcıyı görevden alıyorlar. Mahkemeler canlı yayınlansın. "Şimdi onlar doğruları söylemiyor" diyorlar. Darbe yapılacağı biliniyordu, önlenmedi ama bu darbe girişiminden bir fırsat çıkardılar, 20 Temmuz'da başka bir dabe yaptılar. Hep diyorlar ki 17-25 darbe girişimiydi. Şu soruyu sormak lazım.

Madem 17-25'i milat alıyorsunuz, o zaman neden gazeteci Fehmi Koru'yu Pensilvanya'ya gönderdiniz? "Biz elini, ayağını öpüyoruz. Sayın Koru sana Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı uçağını verelim. Git, aramızı düzelt." Bir ipte iki cambaz oynamaz.


"Bu darbenin siyasi ayağı yok mu?"
Bu darbenin siyasi ayağı yok mu? Her yerde söyledim, bir daha söyleyeceğim. Baklavacı buldunuz, çikolatacı buldunuz, sanayici buldunuz, hakim buldunuz, savcı buldunuz, öğretmen buldunuz, öğrenci buldunuz. Siyasetçi yok mu? Elbette var, elbette var. Kim? İktidar sahipleri onlar.


"FETÖ'yle yıllarca mücadele eden gazeteciler içeride, damatlar dışarıda"

Darbe dönemlerinde hukuk, anayasa askıya alınır. 20 Temmuz'dan sonra ikinci bir darbe girişimi ve sonuçlarını yaşıyoruz. Yeni suçlar yarattılar. Bankada hesabı olma suçu. Çocuğu okula gönderme suçu yarattılar. Okula kim izin verdi, sen git onunla uğraş. Keyfilik ve ihbarcılık var. Medyaya sansür, her darbede olur, yeniden yaşıyoruz. 151'dden fazla gazeteci hapiste. Üstelik bir kısmı Gülen cemaatiyle mücadele etmiştir. Şimdi onlar FETÖ'cü diye içerideler.

Damatlar serbest bırakılıyor. Sabit ikametgahı gerekçesiyle serbest bırakılıyor. Dayısı olan serbest kalıyor.  Murat Sabuncu'nun, Ahmet Şık'ın, Ahmet Altan'ın, Mehmet Altan'ın, Nazlı Ilıcak'ın evi yok mu? Evi var. Sözcü muhabirlerinin evi yok mu? Neden serbest bırakılıyorlar? Dayıları yok, kayınpederleri yok, paraları yok. "Doğrucu Davut'san ben seni süründürürüm" diyorlar. Bu ortam 20 Temmuz darbe ortamıdır.