BBC Türkçe'nin edindiği bilgilere göre, bu süreçte Dışişleri Bakanlığı'ndan Cumhurbaşkanlığı'na, Kabil Havalimanı görevini üstlenmeme yönünde görüş bildirildi. Stratejik çıkarlar ve diplomatik alandaki getirileri göz önünde bulundurulduğunda bu riskin alınmaması gerektiği Cumhurbaşkanlığı'na iletildi.
Ancak ABD Başkanı Joe Biden'la Haziran ayındaki NATO Zirvesi'nde görüşen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, danışmanlarıyla, istihbarat ve güvenlik kurumlarıyla görüşerek görevi üstlenme kararı aldı.
Bu kararın arkasında, uluslararası alanda kazanılacak saygınlığın ve diplomatik alanda daha fazla kazanım elde etme olasılığının olduğu belirtiliyor. Zira birçok ülkenin Kabil'deki diplomatik misyonu, Türkiye'nin Kabil Havalimanı'nın güvenliğini sağlaması sayesinde çalışmalarına devam edebilecekti. Beklenti, böylece bölgeyle ilgili gelişmelerde Türkiye'nin de masada bir yeri olması.
ABD ile Ukrayna ve Suriye'nin İdlib bölgesi gibi birçok alanda pozitif gündem olsa da hiçbirinde ortak bir somut adım atılmamıştı. Ankara, Kabil Havalimanı konusunda yapılacak işbirliğinin somut bir çalışma doğuran, sonuç odaklı bir pozitif gündem yaratmış olacağı; zaman içinde bu ortak çalışma alanlarının kapsamının genişleyeceği görüşünde.
Ancak bugüne kadar Türkiye'nin görevi üstlenmesi durumunda doğrudan somut bir karşılık sözü verilmedi. Ankara'nın beklentisi, S-400'lerle ilgili soruna ABD'nin daha yapıcı bir şekilde yaklaşması, kısıtlı da olsa gelen yaptırımların hafifletilmesi yönünde.
Bunun için de bazı formüller üzerine çalışılmaya başladı. Örneğin F-35'lerin Türkiye'ye konuşlanması, herhangi bir tehdit durumunda ilk aşamada NATO müttefiki de olan ABD ile irtibat kurularak F-35'lerin devreye girmesi ve böylece S-400'lerin devreye sokulmaması...