Abone Ol

İşte trans kraliçesi Yankı

O, kadın olarak doğmadı ama kadın olmayı seçti. Bu yıl beşincisi gerçekleştirilen Trans Onur Haftası’nda Güzellik Kraliçesi seçilen 23 yaşındaki Yankı Bayramoğlu anlattı: “Heteroseksüellik Türkiye’de de dünyada da bitmiş bir kavram”

İşte trans kraliçesi Yankı

Hürriyet Gazetesi'nden Aslı Barış, Türkiye Trans Güzellik Kraliçesi Yankı Bayramoğlu ile konuştu.

İşte o röportaj

YANKI BAYRAMOĞLU FOTOĞRAFLAR

Kraliçe olmak hayaliniz miydi, yarışmaya katılmaya nasıl karar verdiniz?

- Normalde yapmış olduğum meslek dansçılık, 17 yaşından beri dans ediyorum. Boru dansı ve ‘drag queen show business’ eğitimleri aldım. birçok gece kulübünde çalıştım. Ama bu aralar mesleğime bir süre ara vermek istedim. 17 yaşından beri birçok yürüyüşe, gay pride’a katıldım. LGBT’ye üyeyim. Birçok arkadaşım da yarışma konusunda beni destekleyince, katılmam iyi olur diye düşündüm. Şimdi kasım ayında Tayland’daki uluslararası yarışmada ülkemi temsil edeceğim, umarım dereceye kalabilirim.

Aile hayatınız nasıl?

-Her yerde Bursalı olduğum yazıldı ama değilim, İstanbullu bir ailenin kızıyım. Babam ve annem şu an çalışmıyor, devremülkleri var, hayatlarını oradan gelen gelirle idame ettiriyorlar. Çok saygın insanlardır. Dört kardeşiz, ablam, kız kardeşim, ben ve erkek kardeşim. Aile hayatım huzurluydu. Ama içten içe bir şeylerin farklı olduğunu biliyordum. Her zaman annemin, ablalarımın giysilerini giyip süslenmeyi severdim. Mahallede futbol filan oynamadım, hayatımda bir kere topa vurdum onda da komşunun camını kırdım. Makyajı ve elbise alışverişi yapmayı seviyorum. Ailem ilk başta normal olarak reaksiyon gösterdi, çocukluğum pedagoglarda, psikologlarda geçti. Ama asla ters tepki göstermediler. Her ne kadar “Beni anlamazlar” deseniz bile, bir anne doğurduğu çocuğunun ne olduğunu zaten bilir.

Okulda ve ailenize açılma sırasında neler yaşadınız?

- İlkokulda insan cinselliğiyle ilgili bir çıkarım yapamıyor, onun için sorun yaşamadım. Ama ortaokula gidince bazı şeylerin değişmesi gerektiğini fark ettim.16-17 yaşında açıldım aileme. LGBT’nin derneklerinden yardım alarak, kendimi izah ettim. Sonra da bana hep destek oldular. Türkiye gibi kadın olmanın hiç de kolay olmadığı bir yerde üstelik...

- Evet, kadınlık çok zor. Türkiye’de çok nefret cinayeti var her şeyin başında. Bir de kadınsınız, eksiksiniz çünkü Türkiye’yi erkeğin yönettiğini düşünüyor erkekler. Ama tam tersi. Dünyayı kadınlar yönetiyor. Sorunuza gelirsek, kararımdan bir gün bile pişman olmadım.Çünkü buna engel olamazsınız. Yaşadığınız duygularınız, bir hastalık değil. Geçiştirilebilecek bir şey değil. Ben çok güçlü bir kadınım. Erkekler istiyor diye ben kendimden vazgeçmem. Bir değil, binlerce kez tacize uğrasam bile, ben yine varım. Ben bir kadınım, çünkü bunu istiyorum ve bunu yaşıyorum.

Kaç operasyon geçirdiniz?

- İki tane: 20 yaşında biri göğüs, 21 yaşında da beden geçiş operasyonu. Öncesinde psikiyatrik tedavi gördüm, sonrasında doktor gözetiminde hormon kullanmaya başladım. Ve ameliyatları oldum. Artık fiziksel ve biyolojik olarak kadınım.

Çok basit ameliyatlar olmadığına göre, ağrılı sancılı mıydı?

- Hayır, basit şeylerdi bana göre. Operasyonları asla “Ay oram acıdı, buram acıdı” diye görmedim. Bunlar normal şeyler, bir şekilde yaşanması gerekirdi. Sadece önemli kararlar çünkü hayat boyu taşıyorsunuz sonuçlarını.

Sonrasında da çok kolay bir yaşam beklemiyor sizi. Türkiye’de trans birey olmak nasıl bir şey?

- Türkiye’nin kapalı bir ortam olduğuna inanmıyorum, tersine çok açık. Sadece kapalı kapılar ardında yaşanıyor. Birçok ünlü, önemli mevkilerde isim biliyorum, şov dünyasından da, Meclis’ten de, hem karılarıyla yaşayan hem de trans sevgilisi olan. Üçü birden oturanlar da var, eş değiştirenler de. Açık bir şekilde yaşamak istiyorsanız bu ayrı konu. Eşcinselseniz ya da LGBT üyesiyseniz bile, sosyal medyada pek çok hakaret alabiliyorsunuz. Yasaklar geliyor, RTÜK’ün medyada baskıları var. Ama aslına bakarsanız her yerdeyiz. Okulda, Meclis’te, her yerde... Kendisini bildiği halde sosyal hayatında baskı görmemek için gizli saklı yaşayan çok kişi tanıyorum. Bir arkadaşım var, kendisi trans, operasyonla kadın oldu ama karısı ve çocukları var. Farklı şehirde yaşıyorlar ama sonuçta evli ve çocuklu. Karısının haberi yok kadın olduğundan.

Özel hayatınız nasıl? Âşık mısınız mesela?

- Aşka inanmıyorum çünkü erkeklere güvenmiyorum. Hayatımda bir kere âşık oldum. İlk beden geçiş dönemimde, yani 18 yaşında. Ayrıldıktan sonra bir daha âşık olmadım. Evlilik konusunda neler düşünyorsunuz? - Bir gün aile kurmayı, sevdiğim adamdan da çocuk sahibi olmayı çok istiyorum. Biyolojik olarak doğum yapamıyorum ama taşıyıcı anne yoluyla çocuk sahibi olmak isterim. Çocukları çok seviyorum çünkü masumlar.

Peki o nasıl olacak?

- Sevmek başka bir şey. Ben aşka mesafeliyim çünkü erkeklere güvenmiyorum, aldatıyorlar. Bir kadın aldatılmaya mahkûm değildir. Ama erkeklerin yüzde 80’i aldatıyor. Kadınlar ise tekeşlidir, bir kere severler ve ömürlerini sevdiklerine adarlar. Ona çocuk doğururlar, koşulsuz severler ve sonrasında da aldatılırlar. Çünkü erkekler doyumsuz.

Kendinizi feminist olarak tanımlar mısınız?

Evet, feminist bir kadınımdır. Size ilgi gösteren ancak trans birey olduğunuzu fark edince sinirlenen biri oldu mu hayatınızda? - Asla. Bu yarışmayla zaten birçok kişi transseksüel olduğumu öğrendi. Onun dışında sosyal hayatımda da yakın çevrem biliyordu. Zaten benim için cinsiyetin de hiçbir önemi yok, ben insanı ‘insan’ olduğu için severim. Kadın ya da erkek hiç önemli değil. Evet, tatsız hikâyeler yaşayan binlerce hayat var ama neyse ki ben hiçbir zorluk yaşamadım.

Oyunculukla ilgili birkaç küçük deneyimim oldu, en son Küçük Ağa dizisinde küçük bir rolüm vardı. Umarım devamı gelir. Kösem Sultan dizisinde yer almayı isterim. Hem oyunculuk hem de fizik olarak Meryem Uzerli, Bergüzar Korel ve Beren Saat’i beğeniyorum. Onun dışında modellik birkaç kez yaptım, yine de yapmak isterim, mesela Cengiz Abazoğlu podyumuna çıkmak beni çok mutlu eder...