Abone Ol

IŞİD'in Halifesi El Bağdadi kimdir?

BBC Türkçe Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsünden Aaron Y Zelin'in, IŞİD lideri Bağdadi hakkındaki analizini yayınladı. Bakın Bağdadi kim ve amacı ne?

IŞİD'in Halifesi El Bağdadi kimdir?

İŞTE ZELİN'N YAZISI

Destekçileri tarafından "Halife İbrahim" olarak anılan Ebu Bekir el-Bağdadi, 5 Temmuz'da bir ilke imza attı ve yüzünü kamuoyuna gösterdi. Görüntülerde Bağdadi, Irak'ın Musul kentinde bir cuma namazı sonrasında vaaz veriyordu.

Daha önce Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ya da yeni adıyla "İslam Devleti" örgütünün lideri Bağdadi'nin gençlik fotoğrafları medyaya sızmıştı. Ancak Bağdadi, örgütün liderliğini yürüttüğü dört yıl boyunca kendini gizledi.

IŞİD lideri, ilk yazılı açıklamasını Mayıs 2011'de yapmış ve yayımladığı açıklamada Usama bin Ladin'e methiyeler düzmüştü.

Bağdadi, Haziran 2012'de "İslam Devleti" için öngördükleri zaferi anlatan bir sesli mesaj yayınlamıştı. Bu, onun ilk sesli mesajıydı. Örgüt lideri, Nisan 2013'ten sonra düzenli olarak sesli mesaj yayınlamaya başladı.

IŞİD'in yaklaşık 15 ay önce saldırılara başlaması ve görünürlük kazanmasıyla, medyada Bağdadi hakkında çıkan haberler de artmaya başladı. Özellikle Bağdadi'nin geçmişine ilişkin çok daha detaylı haberler yayımlanır oldu.

'Peygamber soyundan gelen kişi'

Haziran 2013'te Bahreynli düşünür Turki el Binali, "Ebu Humam Bekir bin Abdülaziz el Athari" mahlasıyla Bağdadi'nin biyografisini yazdı.

Biyografide Bağdadi'nin ailesinin gerçekten Muhammed Peygamber'in soyundan geldiği vurgulanıyor. Bu, halifeliğin en önemli şartlarından biri.

Yazıda, Bağdadi'nin Bağdat'ın kuzeyindeki Samarra ve doğusundaki Diyala vilayetlerinde yaşayan ve Muhammed Peygamber'in soyundan geldikleri söyleyen El bu-Bedri aşiretinin üyesi olduğu belirtiliyor.

Turki el-Binali'nin yazısında Bağdadi'nin ABD'nin Irak'ı işgalinden önce Bağdat İslam Üniversitesi'nde İslam kültürü, tarihi, şeriat ve içtihadı konularında doktora yaptığı vurgulanıyor.

Daha önce Samarra'da İmam Ahmed ibn Hanbal Camii'nde vaizlik yapan Bağdadi'nin, İslam dünyasının en saygın kurumlarından kabul edilen Kahire'deki El Ezher Üniversitesi ya da Suudi Arabistan'daki Medine İslam Üniversitesi'yle bir ilişkisi yok.

Ancak Bağdadi, mühendislik okuyan, eski el Kaide lideri Usame bin Ladin ve doktor olan örgütün şimdiki lideri Eymen ez-Zevahiri'den daha fazla İslami eğitime sahip.

Bu durum, taraftarları arasında Bağdadi'ye büyük saygınlık kazandırdı.

Bağdadi, ABD'nin 2003'te Irak'ı işgalinden sonra bazı yakınlarıyla birlikte Samarra, Diyala ve Bağdat'ta etkin olan Sünni Halk Ordusu grubunu kurdu.

Grupta Bağdadi, şeriat komisyonun başındaydı. ABD öncülüğündeki koalisyon gücü tarafından Şubat 2004'te gözaltına alındı. Aralık'ta büyük bir tehdit olarak görülmediği için serbest bırakıldı.

Irak'taki El Kaide Örgütü 2006'nın başlarında adını Mücahit Şura Konseyi'ne dönüştürünce, Sünni Halk Ordusu bu çatı örgütü bağlılığını bildirdi.

Yeni yapılanmada Bağdadi, şeriat komisyonlarına katıldı. Ancak 2006'nın sonlarında örgütün adı Irak İslam Devleti oldu. Bağdadi yeni "devlette" vilayet şeriat komisyonlarının genel sorumlusu oldu. Ayrıca Irak İslam Devleti'nin danışma konseyi üyeliğine seçildi.

Örgütün lideri Ebu Ömer el Bağdadi, Nisan 2010'da ölünce yeri Ebu Bekir el-Bağdadi geçti.

Bağdadi, o dönem ABD tarafından desteklenen Sünni Sahva (uyanış) aşireti karşısında yıpranan örgütü yeniden canlandırdı.

Geleceğiyle ilgili soru işaretleri olsa da, İslam Devleti şimdi hâlâ acımasız yöntemler uygulamasına rağmen, geçmişteki ilk yönetim girişimiyle kıyaslanınca daha iyi bir performans sergiliyor.

'Yumuşak güç'

Örgüt bunu bir ölçüde, sert cezalandırma yöntemlerini, sosyal hizmet rejimiyle birleştirmesine borçlu.

İslam Devleti son birkaç yıl içinde Uyanış Hareketi'nin bazı liderlerine suikast düzenledi ya da eskiden kendisine karşı olan bazı üyelerini "pişmanlık getirterek" saflarına çekti.

"Pişmanlık" belirtmeyen bazı aşiret unsurlarının İslam Devleti'ne saldırıya geçeceği yolundaki söylentilere rağmen bu durum, daha önceki gibi büyük çaplı bir isyan ihtimalini zayıflattı.

Dahası örgütün hedef aldığı ya da denetiminde olan yerlere bakınca çoğunun Fırat ve Dicle nehirleri kıyısındaki yerleşim yerleriyle hem Irak hem de Suriye'de petrol bölgeleri olduğu görülüyor.

Bazı gözlemcilere göre Bağdadi ve diğer liderler, enerji kaynakları üzerindeki tekel ve artan askeri güç sayesinde- bazı kesimler ideolojisini onaylamasa bile - hâkimiyetlerini pekiştirebileceklerinin farkında.

Geleceğinin ne olacağı bilinmese de Bağdadi, örgütü yeniden güçlü bir noktaya taşıdı. Bağdadi'nin birçok açıdan örgütün kurucusu Ebu Musab ez-Zerkavi'yi gölgede bıraktığı düşünülüyor.