İsrail'in, 13 Haziran’da İran'a karşı düzenlediği kapsamlı hava saldırısı, Ortadoğu'da 'yeni bir çatışma döneminin başlangıcı' olarak kabul ediliyor. İsrail makamlarından yapılan açıklamalara göre, operasyon "İran'ın nükleer tesislerini ve füze fabrikalarını hedef aldı ve çok sayıda üst düzey general öldürdü.
İran makamları, bu bilgilerin bir kısmını doğruladı, büyük bir kısmına ilişkin açıklama yapılmadı. İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, "güçlü bir yanıt verileceğini" açıklarken, İran'ın misilleme olarak İsrail'e 100 adet dron gönderdiği iddia edildi.
Bu gelişmeler, Hamas'ın İsrail'e yönelik 7 Ekim 2023'teki saldırısından bu yana tırmanan İran-İsrail gerginliğinin doğrudan ‘sıcak çatışmaya’ dönüştüğünü gösteriyor.
Bu durum, her iki ülkenin askeri ve mali güçlerinin detaylı bir karşılaştırmasını zorunlu kılıyor.
SAVUNMA BÜTÇELERİ VE MALİ GÜÇ
İsrail, 2024’te savunma harcamalarını yaklaşık 30 milyar dolara yükseltti. Bu, ülkenin tarihindeki en yüksek askeri bütçelerden biri. Kaynaklar büyük ölçüde hava kuvvetleri modernizasyonu ve çok katmanlı füze savunma sistemlerine ayrıldı. 2025 için bütçenin benzer seviyede kalması bekleniyor.
İran ise 2024’te savunma harcamalarını 7,9 milyar dolara düşürdü. Ancak 2025 için bütçesini yüzde 200 artırarak yaklaşık 24 milyar dolara çıkarmayı planlıyor.
Bu, Tahran’ın füze programı ve yerli savunma sanayine yatırım yapma isteğini gösteriyor.
ASKERİ GÜÇ VE EKİPMAN
İsrail modern savaş teknolojisini caydırıcılık stratejisinin merkezine koydu. F-35, F-15 ve F-16 savaş uçakları bölgede hava üstünlüğünü garantiliyor. Demir Kubbe, Davut’un Sapanı ve Arrow sistemlerinin oluşturduğu çok katmanlı savunma kalkanı füze tehditlerine karşı etkili koruma sağlıyor. 465 bin rezerv personel, hızlı mobilizasyon imkanı sunuyor. Zayıf nokta ise kara kuvvetlerinin sayısal yetersizliği ve sınırlı denizaltı filosu.
İran, sayısal üstünlük ve asimetrik taktiklere odaklanıyor. Global Firepower 2025 verilerine göre, 610 bin aktif personel, 65 bin zırhlı araç ve binlerce topçu sistemi kara kuvvetlerinde belirgin avantaj yaratıyor. 25 denizaltı Basra Körfezi'nde düşük maliyetli tehdit unsuru oluşturuyor. Kritik zafiyet hava gücünde; 1970'lerden kalma savaş uçakları ve yetersiz hava savunma sistemleri İsrail karşısında ciddi açık bırakıyor.
Strateji farkı ise net. İsrail yüksek teknoloji, kesin vuruş ve güçlü savunma şemsiyesiyle hareket ediyor. İran geniş insan gücü, ağır silahlar ve vekil aktörler (Hizbullah, Husiler, Hamas) üzerinden caydırıcılık inşa ediyor.
Potansiyel çatışma senaryosunda İsrail hızlı, nokta atışı operasyonlarla üstünlük kurmayı hedefliyor. İran ise uzun soluklu, çok cepheli yıpratma savaşına hazırlanıyor.
Bu temel fark savaşın seyrini belirleyecek.