Abone Ol

İmamoğlu’ndan Soylu’ya sert sözler: Utanmaz adam, iftiracı, yalancı

İstanbullular, Erzurum'da düzenlediği mitingde taşlı saldırıya uğrayan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu karşılamak için Sabiha Gökçen Havalimanı'na akın etti. Saldırıya ilişkin açıklama yapan İmamoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya tepki göstererek, "Utanmaz adam, iftiracı, yalancı. Ahlakını yitirmiş bir adam" ifadesini kullandı.

İmamoğlu’ndan Soylu’ya sert sözler: Utanmaz adam, iftiracı, yalancı

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, bu akşam Erzurum'daki mitinginde bir grubun taşlı saldırısına uğramasının ardından saat 22.00 sıralarında İstanbul'a geldi. Sabiha Gökçen Havalimanı'nda kendisini karşılamaya gelen İstanbullulara seslenen İmamoğlu, özetle şunları söyledi:

* Sevgili İstanbullular, hepinize çok teşekkür ediyorum. Sadece Ekrem'e değil, milletimin tek bir ferdine uzanan her el kırılsın. Biraz dertleşelim. Bu saatte buraya geldiniz, beni beklediniz. Allah hepinizden razı olsun. Öncelikle Erzurum'da o güzel meydanda toplanarak bizimle hasbihal edecek olan, duygularımızı paylaşmak için oraya gelen inanın yeni doğmuş bebekten, çocuktan, kızlarımızdan, oğullarımızdan, annelerden, teyzelerden, amcalardan, kardeşlerimden helallik istiyorum.

* Onlara teşekkür ediyorum. Onlar, oraya geldiler. Onlar, Erzurumlu hemşerilerimin bir temsilcileriydi. Dertleşecektik ama ne yazık ki taşların, o koca taşların yaraladığı o insanlara Allah şifa versin. Üzüntülüyüz. Ben, o çocukların, hanımefendilerin, gençlerin her birisinin sağlığıyla tek tek an ve an ilgileneceğim. En kısa zamanda da onlarla bir araya gelip kucaklaşacağım.

“ASLA MASUM DEĞİL ONU SÖYLEYEYİM”

* Tarihi bir sürecin içindeyiz. Ne yazık ki ülkemizi bu duruma getiren bir avuç insanın hiçbir zaman bu kötü uygulamalarının, kötü dillerinin, kötü tavırlarının, kötü davranışlarının onlardan kurtulana kadar sonu gelmeyecek. Bunu bilelim. Buna tedbirli olalım. Tedbirin birkaç yolu var. Tedbirin birinci dili sevgi, ikinci dili uzlaşmadır, üçüncü dili hiçbir vatandaşımıza kırıcı davranmamaktır. Vatandaşlarımızı kucaklamaktır. Bu bir avuç insana karşı milletimizi bakın bu oy meselesi değil, oy verip vermeme meselesi değil. Aldanabilirler. Bu kötü insanlara inanabilirler. Hiç umursamayın. Onlara zerre kırıcı davranmayın. Onlar masum ama bugün o meydanda kim olduğu belli olmayan 100-200 kişi asla masum değil. Asla masum değil onu söyleyeyim.

“UTANMAZ ADAM, İFTİRACI, YALANCI”

* İçişleri Bakanı, bir televizyon kanalına çıkarak Erzurumlulara ‘provokatör' dediğimi nasıl dediğimi anlatacakmış. Utanmaz adam, iftiracı, yalancı. Bu adam gözü dönmüş bir şekilde, gözü fır fır dönerek konuşuyor. Ahlakını yitirmiş bir adam. Peşin peşin söyleyeyim; üç defa kendim televizyonlara bunu söyledim, kendim yayınladım. Allah biliyor. Çocukluğumdan beri Erzurum'la o canım cennet parçası şehrimizle irtibatı olan bir insanım. Trabzon ve Erzurum kapı komşusudur.

* Ticareti, yaşamı, ilişkileri çok derindir. O şehirde benim akrabalarım var. Ticaret yapan insanlarım var, hısımlarım var. Orada eğitim yaşamını geçirmiş akrabalarım var. Defalarca gittim. Spor yöneticiliğimde defalarca gittim. Stadında maç izledim. O stadı da biz yapacağız. Onlar yapamadı, biz yapacağız. Erzurumlu boşuna ‘dadaş' adını almamıştır. Erzurumlu merttir. Erzurumlu Nene Hatun'un torunlarıdır. Erzurumlu bu bir avuç ne olduğu belli olmayan insana pabuç bırakacak bir şehir değildir. Hadlerini de bildirecek. Onlara cevabını da verecek. Hiç kuşkum yok.

“ERZURUMLU İLE UZAKTAN YAKINDAN İLGİSİ YOKTUR BU İŞİN”

* Bu akşamki yaşanan süreci birazdan sorularla beraber burada aydınlatacağım. Herkesin aklına bir soru düşüreceğim. O bir avuç insanın. Bugün Erzurum'da olan bitenden benim sevgili Erzurumlu kardeşlerimin, hemşerilerimin, dostlarımın üzerine bir toz zerresi bile değmemiştir. Çünkü Erzurumlu ile uzaktan yakından ilgisi yoktur bu işin. Bilgilenin, soranlara cevap verin.

* Biz, bugün Çorum'a, Sivas'a gittik. Ardından Erzurum'a gideceğiz. Bir anda bir haber geldi. Halk buluşması yapacağımız yere otobüsler çekiliyor. Büyükşehir Belediyesi, orada otobüs tanıtımı yapacakmış. Bakın, o an itibarıyla arkadaşlarım diyalog kurmaya başladı.

* Bize söylenen şu; ‘Bu yanlıştır. Bu doğru değildir' Ardından Valilik'in danışmanıma verdiği cevap; ‘Merak etmeyin, gerekli tedbirleri aldık. Beş bine yakın polisimiz bu konuda en yüksek tedbirle hiçbir problem çıkarmayacak. Dedikodulara kulak asmayın' Peşinden bu otobüsler oradan ve sahadan çekildi. Çekildikten sonra Vali tekrar hem danışman arkadaşlarıma hem milletvekilimize, grup başkanvekilimize ‘Bir sorun yok. Gelecekler konuşmalarını yapacaklar.

* Hiçbir problem olmayacak' dedi. Uçakla Sivas'tan Erzurum'a indik. Orada bir grubun toplanmakta olduğunu bize haber verdiler. Dedik ki ‘Haber verin. Problem var mı' Yok, polis tedbir aldı dediler. Oraya gittik.

“POLİS KARDEŞLERİM DE DİNLESİN”

* Bu arada ben, arkadaşlarıma sordum. ‘Süreç nasıl ilerledi' İl başkanımıza, il yöneticilerimize ve milletvekili adaylarımızla konuştuk. Bu konu hafta içi konuşuluyor. Burada önce miting alanı tartışılıyor. Miting alanında sorun çıkarıyorlar. Daha sonra burası ile ilgili buluşacağımız yer ile ilgili ‘Sorun olmaz. Ekrem Bey, gelir. Selamlama yapar. Gerekirse sonra otobüsle esnafları selamlayarak Erzurum gerisine devam eder' Vali, İl Emniyet Müdürü Yardımcısı Umut bey ile uzlaşılıyor. Bu uzlaşmaya göre; buranın kararı alınıyor.

* Buranın ilanı hem il tarafından hem muhtelif il başkanlıkları tarafından ilan ediliyor. Biz, bu kararla oraya gidiyoruz. Gittik. Biz oraya vardığımızda aynen böyle bir ortam. Vatandaşlara sesleniyoruz. Arkamız boşluk, hemen onun arkasında sözüm ona bir buçuk metrede bir polislerin yüzüne doğru baktığı 150-200 kişi. Polis kardeşlerim de dinlesin. 150-200 insan orada. Burada sizden daha fazla bir kalabalık beni karşılıyor. Konuşmama başlıyorum ve benim milletime nasıl seslendiğimi siz bilirsiniz. Milletimin değerlerinden, milletimin güzelliklerinden bu seslenişe başladım.

“BEŞ, ALTINCI DAKİKADA TAŞLAR YAĞMAYA BAŞLADI”

* Belki beşinci belki altıncı dakikasında buradan taşlar yağmaya başladı. Tek bir müdahale yapılmadan izlendi. Aşağıya indim. Bu arada arkadaşlarıma isabet eden taşlar, camlara isabet eden taşlar ve bu esnada 150-200 kişi. Yaklaşık 150 metre ilerde de yine bir 150 kadar kişi. Bunlar azmettirilmiş insanlardır. Bu insanlar taşları attıkça gözümün önünde çocuğun başı kanamaya başladı. Bir teyzenin gözü kanamaya başladı. Bir amcanın gözü, başı yarıldı, yere yığıldı. Bir yandan taşlar yağıyor. Arkadaşlarım beni korudu. Aşağı indik. Aşağıdan ‘Siz cevap vermeyin. Geriye doğru çekilin. Hiçbir şey atmayın' dedim. Allah var, insanlarımızın bir tanesi bile o tarafa taş atmadı.

“HAVALİMANINA GİDERKEN BİZE TOPU TOPU BİR TRAFİK POLİSİ EŞLİK ETTİ”

* O insanlar çaresizce bekledi. Müdahale edilmedi. Tedbir alınmadı. TOMA var. Tek bir su fışkırtmadı. Bunları izledik daha sonra oradan polisi uyarmama rağmen hareket edilmedi. Dedim ki ‘Vatandaşlarım, bakın. Ben sizin aranızda kaldım. Benden dolayı siz taşa maruz kalıyorsunuz. Ben mecburen buradan ayrılıyorum. Sizin emniyetiniz için ayrılıyorum' deyip oradan ayrıldım.

* Havalimanına geçtim. Giderken bize topu topu bir trafik polisi eşlik etti. Havalimanına gittim. Bu polis meselesi değil, polisimiz bizim canımız, ciğerimiz, kardeşlerimiz. Birincisi belediye başkanı zavallı bir hamle yaparak tarihe kara leke almış bir yerel yönetici olarak geçmiştir. Ne yazık ki vatandaşımızı koruması gereken emniyet güçleri orada ne yazık ki taş atanları resmen koruma altına alarak onların taş atmasını seyretti.