Sahte Alkolden Kaynaklı Kayıplar Kaza Değil, Sistemin Hatasıdır
Biz, Hanzade Özerten Urul’un ailesi, dostları olarak, yaşadığımız acıyı sessizce kabullenmek yerine bu trajedinin tekrar etmemesi için konuşmayı seçiyoruz.
45 yaşındaki iletişim uzmanı ve yazar Hanzade Özerten Urul, sahte alkol nedeniyle aylar süren yoğun bakım mücadelesinin ardından hayatını kaybetti.
Hanzade’nin kaybı yalnızca bir bireyin talihsizliği değil; Sistemsel eksiklikler ve denetim yetersizliği sonucu ortaya çıkan bir toplum sağlığı sorunudur.
Bugün bir kadını hayattan alan bu sistem, yarın başka canların yaşamını da tehdit etmeye devam edecektir. Evde ya da dışarıda, herkesin içtiği içkinin güvenli olması bir insan hakkıdır. Sorun, insanların ne içtiğinde değil, yetkililerin neyi denetlemediğindedir.
Sahte alkolü piyasaya sürenler kadar, buna göz yuman sistem de bu tablonun parçasıdır.
Bu nedenle mesajımız net: “Sahte Alkol = Ölüm.” Bu bir toplum sağlığı sorunudur.
Bu bir kaza değil, bu bir sistem hatası.
Hanzade’miz, yalnızca sahte alkolün vücudunda yarattığı tahribatla değil, aylar süren zorlu hastane sürecinde oluşan fiziksel ve ruhsal yaralarla da mücadele etti. Her yeni gün, hem bedeni hem de yakınları için yeni bir sınavdı.
Sahte alkolün izlerinin raporlanması için Hanzade’ye otopsi yapıldı. Süreçte yaşananlar, bir insanın yaşam hakkının nasıl elinden alınabileceğini acı biçimde gösterdi.
Otopsi süreci o kadar zorluydu ki, Hanzade’nin kefeni birden fazla kez yenilenmek zorunda kaldı. Hiç kimse, hiçbir aile, böyle bir acıyı yaşamak zorunda kalmamalı.
Sahte Alkol: Görmezden Gelinen Bir Ölüm Zinciri
Türkiye’de her yıl yüzlerce insan metil alkol zehirlenmesi nedeniyle yaşamını yitiriyor.
Endüstriyel kullanım için satılan sahte alkolün kolay erişilebilir olması, gerekli denetimlerin yapılmaması ve caydırıcı cezaların eksikliği, bu zinciri her geçen gün uzatıyor. Hanzade’nin ölümü de bu zincirin son halkalarından biridir. Biz bu olayı, sahte alkolün bir silah gibi can aldığı bir trajedi olarak görüyoruz.
Hanzade İçin Adalet – Sessizliğe Karşı Bir Ses
Hanzade’nin ardından başlatılan #HanzadeİçinAdalet ve #SahteAlkoleDurDe çağrıları, bireylere değil sisteme yöneliktir. Bu bir suçlama değil, bir uyarıdır: Denetimsizlik, ihmali büyütüyor; ihmaller ölümlere neden oluyor.
Amacımız, suçlu aramak değil, sistemdeki boşlukları görünür kılmak ve bir daha aynı acıların yaşanmaması için düzenlemelerin yapılmasını sağlamaktır. Hanzade’nin kaybı bir tercih değil, sistemsel bir yetersizliğin sonucudur. Bizim hedefimiz kimseyi suçlamak değil, bu ihmali ortadan kaldırmaktır.
Sessiz Kalmayacağız
Hanzade Urul; üretken, doğasever, hayvan dostu, sanatla iç içe bir kadındı. Onun yaşamı, toplumun “bize olmaz” rehavetine kurban gitmemelidir. Biz, onun adını bir farkındalığa dönüştürmek istiyoruz. Biz sustukça yeni hayatlar sönecek. Sessiz kalmak bu düzeni besliyor.
Hanzade’nin adını yaşatmak, başka hayatların kurtulmasına vesile olsun sitiyoruz.
Eşi Emre Urul, yaşanan sürecin ardından şu ifadeleri paylaştı: “Hanzade, hayatı boyunca üreten, düşünen, insanlara dokunan biriydi. Onun ölümünü sessiz bir istatistik gibi geçiştiremeyiz. Sahte alkolü üreten ve bu sistemi denetimsiz bırakan herkesin vicdani sorumluluğu var. Biz bu acıyı başka aileler yaşamasın diye konuşuyoruz.”
Topluma ve Yetkililere Çağrımızdır
Sahte alkol üretimi ve satışıyla mücadelede etkin denetim mekanizmaları kurulmalıdır.
Cezalar en üst seviyede caydırıcı hale getirilmelidir.
Halk sağlığını korumak yalnızca bireylerin değil, kamunun ve karar vericilerin sorumluluğudur.
Bu çağrı, yalnızca Hanzade için değil; bir daha kimsenin sahte alkol yüzünden ölmemesi , içindir.
#HanzadeİçinAdalet – #SahteAlkoleDurDe – #SessizKalmayacağız – #İçkimizGüvendeOlsun
Medyafaresi diyor ki;
Kaçak içki, yüksek verginin bir sonucudur. Dünyanın hiç bir ülkesinde insanlar kaçak içkiden ölmüyor, elbette istisnalar vardır ama Türkiye'de sorun çok ağır bir noktada... Satılan içkilerin fiyatları o kadar yüksek ki, insanlar hafta sonu yemek için sınırı geçip Yunanistan, Bulgaristan'a gidiyor... Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetenlerin birinci sorumluluğu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının can ve mal güvenliğidir. Vergi elbette alınmalıdır. Ama vergi dediğin bir ürünün maliyetinin belli bir oranıdır, Türkiye'de rakıdan alınan vergi rakının gerçek maliyetini 4-5 katından fazladır. Erdoğan'ın ABD Başkanı Trump ziyareti öncesinde aldığı kararla ABD'den ithal edilen ürünlere uygulanan yüzde 70 vergiyi kaldırmasıyla ABD'den gelen parfüm, viski gibi alkollü içkilerin de fiyatları ucuzladı. Henüz fırsatçılar bu vergi indirimini etiketlere yansıtmadı ama çok yakında vergiler düşünce 70'Li Yeni Rakı 1100 liraya satılırken 70'li Amerikan viskisi 700-800 liraya satılacak. Bu uygulamada Türk halkının yararına ne görebiliriz? En azından alkol kullananların sağlıklarını daha da fazla riske atmamak için yasal vergi oranlarının medeni bir seviyeye çekilmesi ve insanı koşulların yaratılması ülkeyi yönetenlerin sorumluluğudur.