Abone Ol

Haluk Kırcı 7 genci nasıl öldürdü? Hepsinin kafalarına sıkıp çıkarım..

Bahçelievler'de 7 TİP'li gencin öldürülmesi olayının faili Haluk Kırcı Haber Global ekranlarında konuk edilip, katliamı aklamasına zin verildi. Peki Haluk Kırcı 1978 yılında nasıl bir vahşete imza atmıştı? İşte kan donduran detaylar.

Haluk Kırcı 7 genci nasıl öldürdü? Hepsinin kafalarına sıkıp çıkarım..

Hürriyet yazarı Sedat Ergin vahşetin detaylarını köşesinde yazmıştı. İşte o yazı:

9 Ekim 1978 gününün gecesi saat 22.00 sularında Haluk Kırcı Bahçelievler 15. sokaktaki 56 numaralı apartmanın kapısından içeri girdi.

Yanında kendisi gibi Ülkü Ocakları'na üye olan Ercüment Gedikli, Mahmut Korkmaz ve Kürşat Poyraz vardı. Katliamın planlayıcısı olan Abdullah Çatlı sokağın girişinde bir otomobilin içinde beklemekteydi.

Bodrum katındaki iki numaralı dairenin kapısını çaldılar. Kapının aralanmasıyla birlikte silahlarıyla içeri daldılar.

Evde Türkiye İşçi Partisi'ne üye beş genç vardı. Silahsızdılar. Saldırganlar evdekilerin ellerini arkadan bağlayıp yüzükoyun yere yatırdılar.

Evde üç kişinin olduğunu tahmin ediyorlardı. Beş kişi olunca nasıl öldürecekleri konusunda kararsız kaldılar. Kırcı, talimat almak üzere dışarıda bekleyen Çatlı'nın yanına gitti.

Çatlı, eter ve pamuk bularak eve getirdi; ardından yine otomobile döndü. Kırcı ve ekibi, beş genci de eterle bayılttılar.

Tam bu sırada kapının zili çaldı. Evdekilerin iki arkadaşı daha gelmişti. Bu da hesapta yoktu.

Kırcı ve Poyraz, bu iki genci silah tehdidiyle otomobilde bekleyen Çatlı'nın yanına götürdüler.

Çatlı'nın sürdüğü otomobil İstanbul yoluna çıktı. Çatlı, Balmumcu yolunun 13. kilometresinde otomobili durdurdu.

Kırcı ve Poyraz, iki genci yol kenarındaki tarlanın içine götürdüler.

Gecenin karanlığı altında Faruk Erzan'ın kafasına üç, Salih Gevence'nin kafasına da üç kurşun sıktılar.

* * *

Cesetleri tarlada bırakarak Bahçelievler'e döndüler. Sıra evde baygın yatan beş gencin imha edilmesine gelmişti. Aralarında yöntem tartışması çıktı. Kırcı, ‘‘Ben iple boğarım’’ dedi.

Kırcı, önce baygın haldeki Osman Nuri Uzunlar'ı sürükleyerek mutfağa götürdü. Telle boğazını sıkmaya başladı. Bu şekilde boğamayacağını anlayınca, banyodan bir havlu getirdi. Uzunlar'ın yüzüne havluyu olanca gücüyle bastırdı.

Uzunlar'ın vücudu direniyor; can çekişiyordu.

Son nefesini vermesi dakikalar aldı.

Kırcı yorulmuştu. ‘‘Bu böyle olmayacak. Siz evden çıkın, ben hepsinin kafasına sıkıp çıkarım’’ dedi. Diğerleri çıktılar.

Kırcı, odada yerde baygın yatan dört gençle tek başına kalmıştı. Öndörtlüsünü sırayla her birinin üzerine boşalttı.

Serdar Alten'in mide ve bağırsaklarına üç kurşun.

Hürcan Gürses'in kalp ve böbreğine üç kurşun.

Efraim Ezgin'in başına dört kurşun.

Latif Can'ın akciğerini iki kurşun parçaladı.

Kırcı, 8 Kasım 1980 tarihinde İstanbul'da Kadıköy iskelesinde dolaşırken sivil polisler tarafından yakalandı.

Sıkıyönetim Mahkemesi'nde 7 ayrı idam cezasına çarptırıldı.

Kırcı, 1989 yılında düzenlenen sahte bir şartlı tahliye evrakının yardımıyla serbest bırakıldı. Ardından şirket kurup işadamı oldu.

1994 yılında İstanbul'da yakalandıysa da, bazı polislerin yardımıyla serbest bırakıldı.

Çünkü o tarihte devlet tarafından istihdam edilmişti ve cinayetlerine devam ediyordu.

Bu devlete de böyle bir katili istihdam etmek yakışırdı.

NOT: Bahçelievler katliamı ile ilgili ayrıntılar Doğan Yurdakul ve Soner Yalçın tarafından yazılan ve Türkiye'nin son 20 yıllık yakın tarihinin en önemli referans kitaplarından biri olan ‘‘Reis’’ten alınmıştır.