Abone Ol

Google’a answer to life the universe and everything yazınca neden 42 çıkar?

Douglas Adams’ın Otostopçunun Galaksi Rehberi kitabını okuyanlar için 42 sayısının özel bir anlamı vardır. Peki, Google gibi teknoloji şirketlerinin ve bilim insanlarının bu sayıya yüklediği anlam sembolik mi yoksa bildikleri başka bir şey mi var; gelin beraber ele alalım...

Google’a answer to life the universe and everything yazınca neden 42 çıkar?

Kitabı okuyanlar hemen anımsayacaktır; Otostopçunun Galaksi Rehberi kitabında, milyonlarca yıl önce yaşamış, bizden çok daha üstün ve zeki varlıklardan oluşan hayali bir ırktan bahsedilir.

Bu ırk, içlerinden en zeki iki kişiyi hayatı, evreni ve her şeyi hesaplayabilen bir bilgisayar yapmakla görevlendirir. Derin Düşünce adını verdikleri bu süper bilgisayar, onlara hayatın evrenin ve her şeyin cevabını sorduklarında, biraz düşünmek zorunda kalacağını ve 7,5 milyon yıl sonra cevap verebileceğini söyler.

7,5 milyon yıl sonra o gün geldiğinde ise cevap olarak 42 sayısını verir. Doglas Adams her ne kadar 42 sayısını rastgele yazdığını belirtse de yıllar boyu kimse buna inanmaz.

Modern bir mit olan 42 sayısıyla ilgili şimdiye kadar birçok teori ortaya atıldı, kitaplar yazıldı, filmler çekildi; ancak hiçbir zaman tatmin edici cevaplara ulaşılamadı. Mesela bilim insanlarınca sayıyı en özel kılan noktalardan biri, kütle çekim kuvveti ve elektriksel itim kuvveti arasındaki oranın 42 olması.

(1/4.17x10^42) Diğer bir deyişle, evrenin sürekli genişlediği öğrenildiğinde 42 sayısı yine baş roldeydi. Ayrıca, Pi sayısının 242.422. basamağından sonraki 8 sayının 42424242 şeklinde devam etmesi yine üzerine durulan bir konu. Diğer yandan biyologlar için de 42 sayısı önemli, çünkü hücredeki protein molekülü sayısı da tahmin edeceğiniz gibi yine aynı sayı.

Yazılımcıların gözünden bakacak olursak; onlar da 42 sayısının 1’ler ve 0’lardan oluşan sistemdeki karşılığının 101010 (var, yok, var, yok, var, yok) olmasını ilginç buluyor. Aynı zamanda bu sayı, programlama dilinde klavyedeki rakamları ve karakterleri tanımlamak için kullanılan ‘*’ kodudur. Yani öyle bir anahtardır ki, ‘*pdf’ yazdığınızda bütün pdf dosyalarını önünüze serer.

Yazar Douglas Adams’ın 42. yaş gününde Pink Floyd grubu tarafından sahneye davet edilmesi (kendileriyle özdeşleşen sembolde, cam prizmaya gelen ışığın 42 derecelik açıyla kırılması da tesadüf kabul edemiyoruz haliyle), keşfedilen bir asteroide kitaba ithafen 2001DA42 adının verilmesi, Doctor Who dizisi 42 isimli bir bölüm yayınlaması, Coldplay’in 42 isimli bir şarkı çıkarması, Lost dizisinde dünyanın sonunu getirecek gizemli sayılarda 42’ye yer vermesi, “X Files” dizisinin baş karakterinin 42 numaralı bir apartman dairesinde yaşaması, Google’ın merkez kompleksine taşınırken ilk yerleştiği binanın adını 42 yapmış olması, içinde “Büyük Parçacık Hızlandırıcısı”nın da bulunduğu CERN Laboratuvarları’nda 42 ofis binasının bulunması, dünya dışı yaşamı araştıran SETI’nin “Allen Teleskop Merkezi”nde gökyüzüne çevrilmiş olan başka gezegenlerden gelebilecek olası sinyalleri dinleyen 42 tane anteni olması, Elon Musk’ın SpaceX projesinde, Mars’a gönderilecek uzay aracını 42 roketli tasarlatması ve daha birçok örnek…

Sayının gizemi ve popülerliği teknoloji şirketlerinin de odağında olunca, konu ister istemez daha ilgi çekici bir hal alıyor. Öyle görünüyor ki, bu konudaki tartışmaların sonu gelmeyecek, ama 42 sayısına dair merakımız hep devam edecek.

Unutmadan, Google’a “answer to life the universe and everything” sorusunu sormanıza gerek yok, cevabı zaten biliyorsunuz.