Abone Ol

Eski silah arkadaşından Korgeneral İsmail Metin Temel’e destek

CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin ‘Apoletlerini sökeceğim’ dediği 2. Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel’e eski silah arkadaşından destek geldi.

Eski silah arkadaşından Korgeneral İsmail Metin Temel’e destek

2. Ordu Komutanı Korgeneral Temel'in eski silah arkadaşı yazdı: İnce’nin meydanlarda 'apoletlerini sökerim' dediği kişi TSK’nın son yıllarda yetiştirdiği en mert, en milli, ömrünü dağlarda vatan için harcamış bir adam, bir liderdir. Her apoletlerini sökeceğim dediğinde oy kaybetmektedir.

CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin ‘Apoletlerini sökeceğim’ dediği 2. Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel’e eski silah arkadaşından destek geldi.

Emekli Kurmay Albay Bülent Durmaz, kişisel facebook hesabından “Kimdir bu Metin Temel Paşa? Metin Temel Paşa’nın apoletleri neden sökülemez?” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

“Hani Mustafa Kemalin Askerleriyiz diyorsunuz ya. Metin Paşanın dedesi Kurtuluş savaşı şehidi, Altın madalyalı” diyen Durmaz, “İnce’nin meydanlarda apoletlerini sökerim dediği kişi TSK’nın son yıllarda yetiştirdiği en mert, en milli, ömrünü dağlarda vatan için harcamış bir adam, bir liderdir.

Her apoletlerini sökeceğim dediğinde oy kaybetmektedir. Çünkü o bildiğiniz generallerden değildir” ifadelerini kullandı. Durmaz, Korngeneral Metin Temel ile birlikte yer aldıkları fotoğrafları da sosyal medya hesabından paylaştı.

Emekli Kurmay Albay Bülent Durmaz’ın yazısının tamamı şöyle:
“Sayın Muharrem İnce'nin apoletlerini sökeceğim dediği Korgeneral İ.Metin Temel kimdir sorusunu açıklamak, onunla olan 11 yıllık geçmişime istinaden farz oldu.

Metin Paşa, teğmenliğinden beri görev yaptığı her birlikte erden rütbeli personeline kadar bütün astlarına karşı İç Hizmet kanunundan ziyade vicdanına göre hareket etmiş, personelinin gönlünde adaleti, merhameti ve alçak gönüllülüğüyle taht kurmuş, yıllarca güney doğuda görev yapmış, eşi ve çocuklarının TSK'ya hibe ettiği, kendi deyimiyle TSK'nın salon değil dağ kadrosunda olan, özel kuvvetlerde yıllarını harcamış, kimseye de eyvallah etmemiş;

İnsanları yargılamadan önce arkasındaki fona yani nereden geldiğine, hangi şartlarda yetiştiğine bakın, merhametli olun diyen, hiç kimseyi etnik kökenine veya dini inancına göre yargılamamış, dostluğu mezara kadar olan, kibri, haseti, yalancılığı, arkadan dolanması olmayan, içi dışı bir, çatışmada yanınızda olmasını isteyeceğiniz mert bir ADAM’dır.

Hani TSK’ya nasıl sızdığı bir türlü çözülemeyen fetöcüler var ya onu hiç sevmediler. Hep terfilerini engellemeye çalıştılar. Albaylıktan Tuğgeneralliğe geçişte ilk hakkında general olamadı.

Tuğgeneral oldu, yine güneydoğuda görevlendirildi. Dört yıllık tuğgeneralliğinin son yılında tugayı o yıl TSK’daki harbe hazırlık denetlemesinde birinci olmasına rağmen fetöcülerin harcama çabaları yüzünden o yılda terfi edemedi, bir yıl uzatmanın ardından güneydoğuda ki ihtiyaca binaen tümgeneral oldu.
Dört yıllık tümgeneralliği yine beş yıl yaptı ve beş ayrı şehirde geçirdi.

Sözde çözüm süreci öncesinde Demirtaş’ın PKK Şemdinli’de 400 km2 yi kontrol ediyor dediği Yüksekova’da Tümen K. olarak atandı. PKK’nın planlarının alt üst olmasını sağlayarak, hükümetin sözde çözüm sürecine güçlü oturmasına katkı sağladı. Bu arada kendisi ve asayiş Kor.K.nın içinde bulunduğu helikopter İkiyaka dağlarının üstünden geçerken PKK’lılarca tarandı bir mermi helikopterin içini dolaştı ama Allah onları korudu.

Sözde çözüm süreci başladı ya, ihtiyaç kalmadı diye oradan aldılar pasif yerlere verdiler. Çünkü, fetöcülerin devlette her yere sızıp destek bulduğu, herkesin fetöcülerden korkup, biat ettiği dönemlerde nerede fetöcü olduğunu düşündüğü biri varsa üstüne gidiyor, terfi etmemeleri için elinden geleni yapıyor, onlara boyun eğmiyordu.

Bıksın, küssün kendiliğinden ayrılsın istediler. Açıkça bunların her yere sızdığını ve TSK’da büyük bir temizlik yapılmasını söylüyordu. Tümgenerallikten tam emekli edeceklerdi ki Asayiş Kolordu K.lığı boşaldı, yine güneydoğuda ki ihtiyaca binaen Korgeneral oldu, Van’a gitti. Artık tüm güneydoğudan sorumluydu.

Sonra ne mi oldu? Sözde çözüm süreci boyunca şehirlerde örgütlenip, tonlarca patlayıcıyı yığıp hendeklerin açıldığı dönemde kendi bölgesindeki şehirlerde operasyonları bizzat yerinde yönetti ve çok zor bir görevi daha az vatan evladının şehit olmasını sağlayarak başardı, PKK’yı oralardan söküp attı.
Sonrasında 15 Temmuz ihaneti oldu.

O gece fetöcülerin öldürmek için Van’da ki Karargâhına Silopi’deki Özel Kuvvetlerden suikast timi yolladığı tek general oldu. Sizce niye? Yine o gece bölgesindeki hiçbir birliğin hareketine izin vermedi, bir ulusal televizyon kanalına bağlanarak birlikleriyle anayasaya bağı olduğunu söyledi.

Sonrasında Korgeneral rütbesiyle 2 nci Ordu Komutanı yaptılar. Yani yine Güneydoğu, kel Mehmet nöbete. Çünkü o kadar tecrübeli, astlarının gönlüne taht kurmuş ve oraları toparlayacak başka general yok. Sonrasında gelsin Cerablus, El-Bab ve Afrin operasyonları. Yine bunların başında o vardı. Afrin’de onun adını duymaya başladınız. PKK yandaşlarının asrın direnişi dediği Afrin’i tereyağından kıl çeker gibi halletti.

Ordu Komutanı olarak sıcak odasında oturmak varken her gün bir yerde, güneydoğuda herkese moral veriyor. Güneydoğudaki her tepeyi her köyü isim isim bilir.

Fetösü PKK’sı hala peşinde. Silopi’den Cizre’ye helikopterle giderken havada helikopteri vuruldu şüpheli bir uçaksavar mermisiyle, motoru duman çıkararak indi Cizre’ye. Haberiniz oldu mu? Yok. Çünkü basından uzak durur.
Hani Mustafa Kemalin Askerleriyiz diyorsunuz ya. Metin Paşanın dedesi Kurtuluş savaşı şehidi, Altın madalyalı.

Diyeceksiniz ki peki ne oldu da ekranlardan onu Partili Cumhurbaşkanının rakibi aleyhine yaptığı konuşmayı alkışlarken gördünüz?

Cumhurbaşkanı Malatya’ya indiğinde görevleri gereği onu havaalanında karşılayanlar arasında Metin Paşa’da var. Cumhurbaşkanı onu bizzat yemeğe davet ediyor. Gitmeseydi derseniz ayıp olur çünkü beğenseniz de/beğenmeseniz de Cumhurbaşkanının davetine icabet edilir.

O davette herşey kargaşa. Bir yandan Cumhurbaşkanına tezerrühat yapan gençler, bir yanda salonda alkışlar. Görüntüler iyice incelendiğinde yemekte Cumhurbaşkanı konuşurken Metin Paşa solunda bulunan TOBB başkanıyla sohbet ediyor. Sohbette ikiliden birisi (muhtemelen Metin Paşa) komik bir şey söylüyor ve tam gülmeye başladıkları sırada Cumhurbaşkanının, İnce hakkında söylediklerini salon alkışlamaya başlıyor ve Metin Paşa gülmeye devam ederken nedenini bilmediği alkışlara refleks olarak dahil oluyor.

Videoya bakarsanız TOBB başkanının başı Metin Paşaya doğru eğik durumda ve o da konuştukları konuya gülerken alkışa dahil olmuş. Yani alkıştan iki saniye öncesini kameralar gösterse ikilinin sohbet ettiğini göreceksiniz. Ayrıca partili cumhurbaşkanı olduğu sürece bu tür kazara oluşacak manzaralara da alışsanız iyi olur.

Bu arada Cumhurbaşkanı muhalefette İnce cumhurbaşkanı olsaydı yine aynı tepkiler farklı taraftan gelecekti. Bu da ayrı bir konu tabi ki.
Diyeceğim o dur ki; sosyal medyada ve siyasette linç edilen Metin Temel, terfi için fetöye boyun eğmemiş, ölümü yakından defalarca görmüş ve 2 nci Ordu Komutanlığına kadar gelmişken, bu makamdan sonra ne için neyin yalakalığını yapacak? Eline daha ne geçecek?

Böyle bir hayatı yaşayan bir insan kendini siyaseten satar mı sanıyorsunuz. Diyelim sattı. O zaman iki yıldır niye hala korgeneral rütbesinde? Neden onu orgeneral yapmadılar?

Keşke, İnce’nin danışmanları (ona tavsiyem yanına TSK’yı tanıyan birisini almasıdır) Metin Paşanın kim olduğunu inceleyip ona telefon açıp sorsalardı doğru cevabı alır, meydanlarda da ülkenin kahramanı böylece siyasete alet edilmezdi.

Metin paşa neden mi açıklama yapmadı? O hiçbir zaman basınla konuşmadı ki şimdi çıksın konuşsun. Ayrıca bu açıklama Genkur. Bşk.nın izniyle olur.
Yani İnce’nin meydanlarda apoletlerini sökerim dediği kişi TSK’nın son yıllarda yetiştirdiği en mert, en milli, ömrünü dağlarda vatan için harcamış bir ADAM, bir LİDER’dir. Her apoletlerini sökeceğim dediğinde oy kaybetmektedir. Çünkü o bildiğiniz generallerden değildir.

Onun apoletlerini sökemezsiniz sadece emekli edersiniz bu da onun değil ülkenin kaybı olur ama o gönüllerin paşası olarak mezara kadar içimizdeki yerini korur."