Abone Ol

Erdoğan'ın Faizi Düşürmemiz Şart Sözünden Sonra Dolar Neden Yükseldi?

T24'ten Barış Soydan yazısında Erdoğan'ın katıldığı canlı yayın sonrası doların yükselişini değerlendirdi. Soydan, Erdoğan'ın açıklamalarını Japonya'daki depremlere benzeterek ''Cumhurbaşkanı’nın geceleri bizzat yaptığı açıklamalarla piyasalarda deprem yaşanmasına alıştık.'' dedi.

Erdoğan'ın Faizi Düşürmemiz Şart Sözünden Sonra Dolar Neden Yükseldi?

Soydan yazısında ''Japonların depreme alışması gibi biz de geceleri Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararları ya da Cumhurbaşkanı’nın geceleri bizzat yaptığı açıklamalarla piyasalarda deprem yaşanmasına alıştık. Aradaki tek fark, Japonya’daki depremlerde kimsenin burnu kanamazken dolar/TL’de yaşanan her sıçrama sonrası Türkiye ekonomisindeki çöküşün daha da derinleşmesi.

Öyle gecelerden birinin sabahındayız: Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan‘ın katıldığı bir canlı yayındaki “Bugün Merkez Bankası başkanımla görüştüm. Faizleri düşürmemiz şart” sözlerinin ardından dolar/TL paritesi sert yükseldi. Dolar, Türk Lirası karşısında dakikalar içerinde yaklaşık yüzde 2.5 değer kazanarak 8.78 seviyesine çıktı.

Erdoğan’ın faiz sözü dolar/TL’de neden deprem yarattı? Bu, piyasa profesyonelleri için yanıtı basit bir soru olabilir ama başta AKP seçmeni, ekonomiyi yakından izlemeyenler için faiz ile dolar arasındaki ilişkiyi çözmek o kadar kolay değil. Hele iktidar çevreleri, dolardaki her yükselişi “dış güçler” ve “faiz lobisi”ne bağlıyorken…

O zaman tekrar soralım: Erdoğan’ın faiz sözü dolar/TL’de neden deprem yarattı? Çünkü enflasyon indirilemiyorken faizin indirilmesi TL’nin “eksi faiz” veren bir para birimi haline gelmesine yol açacak. “Eksi faiz”, TL varlıklara yatırım yapanların parasının vade sonunda reel olarak azalması demek.

Merkez Bankası’nın politika faizi olarak kullandığı haftalık reponun faizi şu anda yüzde 19'da. Eski Başkan Naci Ağbal’ın faizi yüzde 19'a çıkardığı için görevden alındığı, Şahap Kavcıoğlu’nun faizi indirsin diye getirildiği sır değil.

Fakat heyhat, Kavcıoğlu da bugüne kadar faizi indiremedi. Çünkü faizi indirirse halkın dolara, altına hücum edeceğini, doların 9-10 liraya çıkacağını o da biliyor. Öyle ya, enflasyon yüzde 17.2 iken mevduat faizi yüzde 16’ya inerse vatandaş parasını neden TL’de tutsun ki? Bunu herkes aynı anda yaparsa ne olur? Zaten 227 milyar dolarla tarihi zirvesine yakın seviyede bulunan döviz mevduatları, yani “dolarizasyon” uçar gider.

Kavcıoğlu işte bu nedenle bugüne kadar faizi indiremedi. Fakat dün geceki açıklamalarından anlaşıldığı üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan sabırsız, fazin bir an önce indirilmesini istiyor. Dün geceki sözleriyle, “Faizleri düşürmemiz şart. Faiz yükünü biz yatırımların üzerinden kaldırırsak, maliyetlerin üzerinden kaldırırsak, ondan sonra maliyet enflasyonunu tetikleyen faiz olduğu için orada da bir rahatlama dönemine girmiş olacağız. Bütün mesele maliyet enflasyonundan faiz yükünü kaldırmaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Faizin neden, enflasyonun sonuç” olduğu yönündeki tezini daha önce de defalarca tekrarlamıştı. Merkez Bankası’nın üç önceki başkanı Murat Çetinkaya’yı bu yüzden görevden almış (“Sözümüzü dinlemiyordu adam” demişti), Murat Uysal’ı bu yüzden göreve getirmişti. Uysal, bir yıldan kısa sürede Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 24’ten yüzde 8.25’e indirdi. Dolar hemen artmayıp bir süre sabit gitti. Bu nasıl oldu? Merkez Bankası’nın rezervlerinden 128 milyar dolar satılmasıyla. Özet: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Faizin neden, enflasyonun sonuç” olduğu yönündeki tezini hayata geçirebilmek için Merkez Bankası’nın kasası kullanıldı.

Ama bir an geldi, Merkez Bankası’nın rezervi de yetmedi ve geçen Ağustos’ta dolar patlayıp 7 TL’yi, ardından 7.50, 8, 8.50 TL’yi geçti. Çünkü vatandaş parasını bankaya koyup güneş görmüş kardan adam gibi erimesine göz yummak yerine haklı olarak dolara, altına hücum etmişti. Türkiye’nin altın ithalatı patlayıp tarihte görülmemiş seviyelere çıktı. Altın ithalatı cari açığı, cari açık doları patlattı.'' ifadelerini kullandı.

Yazının tamamını okumak için tıklayın...