Abone Ol

Erdoğan, Ali Babacan'a randevu vermemiş! Raporunu Yiğit Bulut'a sunsun...

Ali Babacan, yurt dışında yaptığı temaslar çerçevesinde, "Türkiye'nin dış görünümü ve Türkiye'nin ekonomik durumuna yurt dışından nasıl bakılıyor" başlıklı kapsamlı bir rapor hazırlamış.

Erdoğan, Ali Babacan'a randevu vermemiş...

Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Ahmet Takan, Ekonomiden sorumlu eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın "Türkiye'nin dış görünümü ve Türkiye'nin ekonomik durumuna yurt dışından nasıl bakılıyor" başlıklı bir rapor hazırladığını öne sürdü. Takan, "Raporunu sunmak için R. Erdoğan'dan randevu talep etmiş. Erdoğan, randevu vermemiş, 'Gitsin Yiğit Bulut'a sunsun' diye haber göndermiş" iddiasını ileri sürdü.

Ahmet Takan'ın "Eski ekonomi patronuna bir Jöleli darbesi daha!.." başlığıyla yayımlanan (6 Kasım 2016) yazısı şöyle:

Ali Babacan...

Şu an,sadece AKP Ankara Milletvekili. Devri Binali Yıldırım'a kadar AKP iktidarının prenslerindendi. Dışişleri Bakanlığı da yaptı ama kamuoyu onu hep ekonominin patronu olarak hatırlar. Azledilen Başbakan Ahmet Davutoğlu döneminde saray ile arasına kara kedi girmişti. Erdoğan'ın baş danışmanı jöleli lakaplı Yiğit Bulut ile kavgaları sürtüşmeleri açıktan kamuoyuna yansımıştı.

Ali Babacan'ın hakkını yemeyelim!.. R. Erdoğan'ın "faiz lobisi" söylemlerine hiç katılmamıştı. Başta Merkez Bankası olmak üzere kendisine bağlı kurum ve kuruluşlarda dayatılan operasyonlara izin de vermemişti. Yiğit Bulut, buralardan gidip brifingler alıp saraya arz ederdi. Çok kıymetli fikir ve stratejileri (!) ile hep ekonomi ve yönetimine müdahale etmeye çalışırdı. Ali Babacan, her şartta koltukta oturmaya direnirdi. Ali Babacan, siyasette Abdullah Gül'ün talebesidir. Onun ellerinde yetişmiş büyümüştür!.. Gözden düşmesinin ana sebeplerinden biri, saraya oturmasından sonra da R. Erdoğan'ın tüm telkinlerine rağmen onun yanında kayıtsız şartsız yer almamasıdır.
AKP iktidarının, tüm seçimlerde temel parametresi ve algı operasyonlarının en önemli unsuru olmuştu ekonomi. Mızrak çuvala sığmaz duruma gelince algı operasyonlarının parametreleri de değişti. Yandaş gazete ve televizyonlardan gördüğünüz üzere!..Azınlık mutlu zümre dışında, sanayici, işadamları, esnaf, dar gelirli, işsizler ordusu inim inim inliyor, kan ağlıyor. AKP iktidarı ne yapıyor? Bankalardan "insaf" bekliyor. Tehdit ediyor. Kör topal yürüyen inşaat sektörü ile millete gaz veriliyor.

Uluslararası kredi derecelendirme şirketi Standart&Poor's 'negatif' olarak değerlendirdiği Türkiye'nin not görünümünü 'durağan'a yükseltti, ancak yatırım yapılabilir düzeyin altındaki 'BB' seviyesindeki kredi notunu değiştirmedi. S&P, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 18 Temmuz'da, politik ayrışmanın arttığı ve kurumsal denetiminin zayıfladığı gerekçesiyle, Türkiye'nin kredi notunu bir kademe indirerek 'BB+'dan, 'BB' düzeyine düşürmüş ve notun 'durağan' olan görünümünü de negatife çekmişti. Başta R. Erdoğan olmak üzere ilgili ilgisiz AKP sözcüleri S&P'ye ağır hakaretlerle saldırmıştı. Vaktiyle AKP iktidarının medarı iftarı olan bu uluslararası kuruluş, parayla not veren, rüşvetçi ilan edilmişti. S&P'nin son notunun ardından, bu satırların kaleme alındığı vakte kadar AKP iktidarının herhangi bir açıklamasına rastlamadım!..

Bir zamanlar, kılıcının iki tarafının da kestiği üstat Ali Babacan ne yapıyor, nerelerde acaba?..

Bir süredir, sesi soluğu çıkmıyor. "Abdullah Gül ekolünden olduğu için sessiz ve derinden gidiyordur" derseniz; pek sanmıyorum!.. Artık, bir zamanlar AKP içinde esen "ABD'de Hilari, Türkiye'de Ali" rüzgarının da yerinde yeller esiyor!.. Ali Babacan, AKP'nin kuruluş arifesinde olduğu gibi siyaset ağırlığını yine yurtdışına kaydırmış vaziyette... Uluslararası konferanslara konuşmacı olarak katılıyormuş. Uluslararası ekonomi çevreleri ile kapsamlı görüş alış verişlerinde bulunuyormuş...

İddia saray kaynaklarından geldi;

Ali Babacan, yurt dışında yaptığı temaslar çerçevesinde, "Türkiye'nin dış görünümü ve Türkiye'nin ekonomik durumuna yurt dışından nasıl bakılıyor" başlıklı kapsamlı bir rapor hazırlamış. Raporunu sunmak için R. Erdoğan'dan randevu talep etmiş. Erdoğan, randevu vermemiş, "Gitsin Yiğit Bulut'a sunsun" diye haber göndermiş.

Sonrasında ne olmuş?.. Cevabını öğrenmek için Ali Babacan'ı aradım. Ankara'da yoktu. Not bıraktım. Dönüş olmadı.

Ali Babacan'ın bu muameleyi hak ettiğini düşünmüyorum. Muhtemeldir ki, abisi ile dertleşmiştir. Ancak çaresi yok!.. Saraydan onun da telefonlarına da yanıt verilmiyor...

Naçizane, Ali Babacan'a bir önerim olacak;

"İlla da Erdoğan'a raporu sunacağım" diye ısrarcı ise; MHP Genel Başkanı Doktor Devlet Bahçeli'ye baş vurmasını tavsiye ederim. Şu günlerde saraya ulaşabilmenin en kolay ve en kestirme yolu Balgat'dan geçiyor!..İnanmazsa partisi içindeki mebuslara da sorabilir.

Ankara Siyaset Borsası'nda (ASB) seyreden trende göre;

Standart&Poor's "out", Devlet Bahçeli "in"..

Babacan, hala bana inanmıyorsa; feys de, ATO Başkanlığı'na aday olmadan önce İ. Melih Gökçek'in oğlu Osman Gökçek'in Bahçeli'ye yaptığı ziyaretle ilgili paylaştığı fotoğraflara baksın!..