Abone Ol

Ekonomist Üstün: Maske Tedarik Zinciri Kırıldı! Gıda Zinciri Kırılmasın!

Ekonomist Besim Üstün, Koronavirüs sürecinde maske tedarikinde yaşanan sıkıntıları hatırlatarak, halkın gıda tedarikinde yaşanacak krizlere dikkat çekti.

Ekonomist Üstün: Maske Tedarik Zinciri Kırıldı! Gıda Zinciri Kırılmasın!

İşte o yazı:

Mart başı koronavirüs felaketi beklendiği üzere Türkiye’ye geldi.. Eşim Nalan ve bende virüsten nasibimizi aldık. Nereden bulaştı nasıl oldu bilmiyoruz. Önce bende öksürük başladı, sonra onda başladı. Peşinden 38.5 derece ateş derken ikimiz de hastaneye gittik.

Akciğer tomografilerimiz çekildi, kan analizlerimiz alındı. Tomografi sonuçlarında  ikimizde de “buzlanma” görülünce “% 99 covid pozitifsiniz” deyip yatırdılar ikimizi de hastaneye.

Bende sadece öksürük ve ateş, eşimde  öksürük ve şiddetli enseden gelen baş ağrısı vardı. Hemen tedaviye başladılar. Her yerde okuduğunuz ilaçları verdiler. Ağır bir tedavi ama..

3 gün sonra testlerimiz pozitif geldi. Eşimin enfeksiyon oranı üçüncü gün yükselince biraz korktuk ama daha sonra bir ilerleme olmayınca, ateşimiz de düşünce ikimizi de eve gönderdiler. Üç haftadır evde karantinadayız. Herkes gibi bizde naklen koronavirüs test, vaka, yoğun bakım, entübe ve ölüm sayılarını izliyoruz.

Devletin 11 Mart’tan bu yana aldığı virüsten korunma önlemleri ayrı bir yazıyı hakediyor. Alınan ekonomik önlemler de diğer bir yazıyı.Türkiye’deki kutuplaştırıcı siyaset böyle bir felaket içinde bile devam ettirildiği için çoğu zaman sapla saman karıştırılıyor. Bunları ayrıştırmak için şu sıralar  biraz fazla yazı yazayım diyorum.

Birde her gün açıklanan istatistikler  var tabi ki..Acaba ne anlama geliyorlar ve ne kadar doğrular? Başka ülkede böyle tartışmalar var mı? İstatistik manipülasyonu kimin ne işine yarar? Bu da ayrı bir yazının konusu.

Hazır yeri gelmişken kendimizden örnek vereyim. Bizim testlerimiz pozitif çıktıktan 6 gün sonra eve gönderildik. 16 gündür evdeyiz. Bu süre içinde 3 kere hastaneden  arandık, takip edildik. Test yaptırmak için hastaneye gitmemize gerek olmadığı söylendi. 2 gün önce hastaneyi arayıp zorla randevu aldık gittik.

Doktor dinledi bizi. Sonra sırtımızı dinledi. “Siz negatife dönmüşsünüz, ne kan testine ne de tomografi çekmeye gerek var” dedi. “Gidebilirsiniz” diye kapıyı gösterdi. Israr ettik test için. “Artık protokol böyle sizin gibi iyileşenlere test yapılmıyor” dedi.  Nerden iyileştiğimizi anladı bilmiyorum.

Ama kafama takılan soru şu: şu anda vaka sayısı 69.392. Yani 2 vaka ben ve eşim.. Peki iyileşen 5674 hasta içinde bizde var mıyız? İşte o meçhul..İşte bunun gibi ve “vaka/vefat sayısı niye hep 0.021 çıkıyor?” gibi konuları çeşitli yazılarda masaya yatıracağım..

Bu yazıda ise önemli bir konuda uyarmak istiyorum: gıda tedarik zincirinin kırılma olasılığı. Bugüne kadar tedarik zinciri   konusunda iki büyük hata yapıldı. Biri, bedava maske dağıtacağım derken tedarik zincirinin kırılması..

Şu anda isteseniz de, ihtiyaç  hissetseniz de paranızla bir yerden resmi olarak maske alamıyorsunuz. Hakkınız olan maskenin ise SMS’i bir türlü gelmiyor.  Ama karaborsa devrede.

İkincisi hafta sonu sokağa çıkma yasağı uygulamasında sanal market, eve servis market, eve servis bakkal uygulamalarının tamamen yasaklanarak sadece bazı depo çalışanlarına izin verilmesi.

Sanırım bu kararları alanlar tedarik  zincirinin sadece depodan oluştuğunu düşünüyorlar!

Bakın bu ay Japonya’da iki araştırmacı Hiroyasu Inoue ve Yasuyuki Todo Covid19 nedeniyle şehirleri tümden karantinaya almanın tedarik zincirine verdiği zararı kanıtlamak üzere bir simülasyon yaptılar. Bu araştırmayı ilk kez bu köşede yazıyorum.

Araştırmacılar tüm Tokyo karantinaya alındığında ve 1.6 milyon şirketin üretim aktiviteleri durdurulduğunda bunun Tokyo dışındaki bölgelerde nasıl etkisi olduğunu ölçtüler. Tokyo bir ay kapatıldığında bunun diğer bölgelerde doğrudan olmayan etkisinin Tokyo’ya göre iki kat fazla olduğunu buldular.

Japonya tam 27 trilyon yen üretim kaybına uğruyor ve yıllık milli gelirde % 5.3 azalıyordu. Tokyo’da kapatılan Japonya’nın  toplam üretimin % 21’i olmasına rağmen Tokyo kapatılınca Japonya toplam üretiminin % 86’sını kaybediyordu!

Neden? Çünkü tedarik zinciri, adı üzerinde  bir zincir ve bir koparsa bir yerinden ortada zincir diye bişey kalmıyor.Ambalajlı bir ürünü zincirini kırarsanız ambalajcısından, taşıyıcısına, kağıtçısından depolayıcına, raf düzenleyicisinden tır şoförüne kadar herkes işsiz kalır! İşletmeler ölçek üzerine kurulmuştur ve verilen kararlarda ölçekler bozulursa aynı maliyetten üretimin devam edemeyeceği unutulmamalıdır.

İlk önlemlerin alındığı ilk günden bu yana devlet iletişimi daha çok sağlık sektörünü kutlama üzerine ve onların sorunlarını çözme üzerine kurgulanıyor. Bu söyleme de yansıyor. Araya ufak tefek gıda tedarikçileri ve çalışanları da sokuşturuldu ama ana kaygı sağlık hizmetleri tedarik zincirini korumak ve övmek idi. Sağlık hizmetleri çalışanlarına ve tedarik zincirine dikkat etmek tabi ki önemli. Ama tarım ve gıdada tedarik zincirini kırarsak virüsün yaşattığı kaostan daha büyük kaos yaşarız.

Nasıl büyük bir kaos yaşayacağımızı anlamak için geçen hafta sokağa çıkma yasağının ardından marketlere hücum eden insanların “aç susuz”  kalacağız korkusuyla neler yaptığına bakmak yeterli..

Sizce gerçekten aç ve susuz kalırlarsa ne yaparlar? Bu nedenle sokağa çıkma yasağı ilan ederken mümkün olduğunca gıda tedarik zincirini kıracak, üretim ölçeklerine  zarar verecek uygulamalardan kaçınmak lazım..Bunun için de bakanlıkların yanlarına bir tedarik uzmanı danışman almalarında fayda var..

Şimdi soruyorum hafta sonları üretimin bir bölümünü  çalıştırmaya devam edecek olan sanal marketleri, eve servis marketleri ve eve servis bakkalları işler halde tutmanın  tedarik zincirine faydasını düşünebilen var mı? Herkes evde kalacak, sağlık çalışanları gibi, güvenlik görevlileri gibi  işi eve servis olanlar işini yapmaya devam edecek..

Bunun riskli olacağını düşünenler geçen hafta insanların marketlere hücum ettiklerinde ortaya çıkan riski hesaplasınlar yeter!

Biraz analitik ve çok yönlü düşünün lütfen.. Gıda tedarik zinciri kırılırsa hepimiz altında kalırız..

Besim Üstün