Yıldızı ‘Hercai’ dizisiyle parladı, kısa sürede milyonların sevgisini kazandı. Ebru Şahin, “Daha başında 2019’un benim yılım olacağını hissetmiştim. 2020’den daha güzel şanslar elde etmeyi diliyorum” diyor.
- ‘Hercai’ çok iyi gidiyor, filminiz ‘Şuursuz Aşk’ vizyonda, bir reklam anlaşması yaptınız. 2019 sizin için nasıl geçti?
Daha başında benim yılım olacağını hissetmiştim. Dediğiniz gibi çok verimli geçti. Hayallerimin bir kısmına ulaştım. Güzel şeyler elde ettim. Kendi açımdan iyi bir yılı geride bıraktım.
- 2020’den beklentileriniz neler?
Daha güzel şanslar elde etmeyi diliyorum. Şu an yaptığım projenin üzerine ne kadar koyabilirsem, o kadar iyi. Umarım güzel, huzurlu ve her şeyin su gibi aktığı bir yıl olur.
- Dizi ve sinema sektörünün aranan yüzlerinden birisiniz. Bulunduğunuz noktayı siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bunlar çocukluğumda kurduğum hayallerdi. Sadece televizyonda görünme amacım hiçbir zaman olmadı. Gerçekten oyuncu olarak var olabilmeyi diledim. Ve şu anda o yolda ilerlediğimi düşünüyorum. Umarım kalıcı bir yer edinebilirim. Sektörde yeniyim ama şanslı ve iyi hissediyorum kendimi.
- Oyunculuk çocukluk hayalinizdi ama İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi’ni bitirdiniz...
Küçüklüğümden beri müzik, tiyatro ve sporla uğraşıyorum. Oyuncu olmak zor ve ulaşılmaz bir şey gibi göründüğü için sporu tercih ettim. Biraz da beni korkutuyordu sektör, başlamam için cesaret ve risk almam gerekiyordu. O yüzden ikisi arasında seçim yaptığımda önce sporu seçtim ama tabii asıl büyük aşkım kalbimi yokladı ve oyuncu olmaya karar verdim. İlk başlarda sektöre küstüğüm bir dönem oldu ama sonrası güzel gelişti.
- Sektöre küstüğünüz zamanlara inat başrol oyuncuları arasına girdiniz. Başarmış olmak neler hissettiriyor?
Çok büyük bir hayal gibi geliyordu. Ama şu an gerçekten aldığım risklerden, bütün çabalarımdan ve çektiğim zorluklardan gurur duyuyorum. Çünkü belki beni bu noktaya taşıyan o küsmelerim, vazgeçişlerim ve sonra birden gelen dönme isteği... Her şey olması gereken zamanda, olması gerektiği gibi gelişiyor. O yüzden içgüdülerimi seviyorum.
- ‘Hercai’deki Reyyan karakteri size neler kattı?
Çok güçlü bir adalet arayışı var. Naif ve kırılgan bir kadın. Bana ve birçok insana, unuttuğumuz o masumiyeti ve saflığı hatırlattı. Ve tabii bu rolle çok fazla kişiye ulaşabilme fırsatı buldum.
- ‘Şuursuz Aşk’, ilk başrol olduğunuz film. Orada nasıl birini canlandırıyorsunuz?
Menekşe, yaşadığı travmalardan sonra rehabilitasyon merkezinde tedavi görüyor. İçine kapanık, sessiz, çok uç noktalarda değil aslında... Yusuf’un hastaneye gelişiyle birbirlerini tedavi etme, iyileştirme ve sevginin gücünü gördüğümüz kısıma bağlanıyor hikaye.
- Şöhret hayatınızda neleri değiştirdi?
Bu kadar fazla insana ulaşmak korkutuyor çünkü sorumluluklarımın artığını düşünüyorum. Onun dışında gerçekten hayatımda hiçbir şey değişmedi. Arkadaş çevrem ve yaşadığım hayat aynı. Çok fazla insanın sevgisini hissediyorum ve bu beni çok mutlu ediyor. Tabii ki şöhretin özel hayatı kısıtlayan bir yanı var ama ben özgürlüğüme düşkün ve her an sırt çantamı alıp gidebilecek biriyim. Hiçbir şeye bağımlı olmayı sevmiyorum. Bu yüzden plansızlık ve kısıtlanma hissi beni en çok zorlayan şey şu an.
‘Rolün içinde çirkinleşmekten korkmuyorum’
- Aşk sizin için ne ifade ediyor?
Toprağa bir tohum ekip, onun meyvesini almak olabilir. İlk görüşte aşka inanıyorum ama gerçekten aşkın tamamen oturabilmesi için emek vermek gerekiyor. Şimdiki aşkların samimiyetine çok fazla inanmıyorum.
- Evlilik hayallerinizde arasında var mı?
Kariyerim daha öncelikli. Zamanı var...
- Google’a isminizi yazdığımda ‘Büyük değişim’ sonuçları çıkıyor. Estetiğiniz var mı?
2-3 yıl önce rol aldığım filmin fragmanından bir görüntüyü alıp, ‘İnanılmaz değişim’ diye yazdılar. Orada 17-18 yaşlarında farklı coğrafyadan bir kızı canlandırıyordum ve aynı tarihlerde sosyal medyamda olan onlarca fotoğraf varken böyle başlıkları komik buluyorum. Yapılan yorumları tebrik olarak kabul ediyorum, rolün içinde çirkinleşmekten korkmuyorum, bu da beni özgür kılıyor.