Abone Ol

Dünyadaki 7 kişiden biriyim! Atilla Taş'tan şok itiraflar!

İzzet Çapa, Yam Yam Style Atilla Taş ile konuştu. Peki Taş neden 'Bazen soytarılık yapıyorum' dedi?

Dünyadaki 7 kişiden biriyim! Atilla Taş'tan şok itiraflar!

BİR İZZET ÇAPA RÖPORTAJI

Ne yaptı etti, bir dönemin ünlü ‘Ham Çökelek’i Atilla Taş, yine gündeme oturdu. Daha önce hiç tanışmamıştım Atilla ile. Zamanında David Copperfield’e bir ‘şaka’ yapmış,ünlü illüzyonistin bir numarasına eşlik etmek için sahneye çıkıp adamın sırrını açıklamıştı. Bana göre biraz ‘eşek şakasıydı’ doğrusunu isterseniz… Bu nedenle kendisinin de muhabbetimiz sırasında söylediği gibi ‘bir soytarı’ ile buluşacağımı sanıyordum. Ama konuşmaya başlayınca bütün bu düşüncelerim bir anda değişti. İçten, hatalarına sahip çıkabilen, kendini iyi analiz eden dobra bir genç adam vardı karşımda. Buyrun okuyun bakalım siz de bana hak verecek misiniz?

Antakyalılar "Çökelek kadar aklın vardı, o da küflü çıktı" der bilir misin?

Abi bilmiyordum ama öğrendim. Bedelini de maddi manevi ödedim.

Aklının mı 'çökeleğin' mi?

Vallahi her ikisinin de.

'Ham çökelek'ten 1.5 milyon dolar kazandın, sonra hepsini çatır çutur yedin doğru mu?

Doğru ama pek yemek denmez ona.

Yuttun o zaman

(Gülüyor) Hem de nasıl… Büyük paralar kazandım doğru da, bir dönem geldi uzun sure iş yapamadım. Şirketimle davalık olduk. Hazıra dağ dayanır mı? Eriyip gitti tabii… Barlarda pavyonlarda filan yemiş değilim yani kazandıklarımı.

Atilla yapma, o kadar para kolay kolay erir mi?

Eridi vallahi. Dört yıl hiç iş yapamadım, kenardaki parayı yedim. Sonra 2 sene Amerika’da New York Film Academy'e devam ettim. Bunlar bedava olmuyor…

BABAMI BİLE ‘HAM ÇÖKELEK’ İLE TANIDIM

'Piyango vurunca' akraba-i taallukat da çıkmıştır ortaya…

İnanır mısın abi, ben babamı bile ilk ‘Ham çökelek’ çıktığında tanıdım. Baktım tren istasyonunda karşımda elinde çiçekle bir adam… “Baban” dediler…

"Benim de yakamda kırmızı karanfil" vardı de, tam Türk filmi olsun...

(Gülüyor) Neyse çevremdeki insanlara tabii ki yardımım oldu ama bütün parayı da akrabalara dağıtmadım.

Peki ya annen?

Annem her zaman yanımdaydı. Ham Çökelek günlerinde biliyorsun başka bir 'annem' daha çıktı ortaya

Hoppala o ne demek şimdi?

Teyzenin biri “Ben Atilla’nın öz annesiyim” diye geliverdi bir gün.

Sen ne yaptın?

Allak bullak oldum, ne yapacağım. Kadın gerçekten oğlu olduğumu düşünüyormuş. O zaman ‘Atilla Taş’ reklamını yapıyor’ dediler. Hem bir kadının duygularını sömüreceğim hem de anamı üzeceğim… Böyle reklam olur mu yahu?

Neymiş teyzenin derdi peki?

Oğlu küçük yaştayken vefat etmiş. Elinde bebeklik resimleri vardı, görsen ikiz kardeşim kadar bana benziyor.

Senin bebeklik resimlerin yok muydu ki?

Olmaz olur mu? Doğduğum gün çekilenler bile var. Ama bu kadın "Seni küçükken Adana'ya götürdüler" falan diye hikayeler anlatıyor. Bir de medya olayı iliğine kadar sömürdü. Annemle de aram bozuldu tabii bu arada.

Niye? Sen inandın mı ki 'Çin malı' valideye?

Kadının söylediklerini dinleyince kim olsa şüphelenir abi... Anneme DNA testi yaptırmayı bile teklif etmiştim. Öyle bunaldım ki sonunda kaçtım Türkiye’den.

DAVİD COPPERFİELD’İN LANETİ

Ben de bu konudan kaçıyorum. Yahu söylesene, dünyaca ünlü ilüzyonist David Copperfield Türkiye'ye geliyor. Atilla Taş ne akla hizmeten gidip sahnede adamın numarasının sırlarını ortaya döküyor?

İnan bu sorunun cevabını ben de hala arıyorum. Ama başıma gelenlerin bir kısmı David Copperfield'ın laneti yüzünden olabilir.

Kemalettin Tuğcu'dan Stephen King romanına geçtik. O ne demek şimdi?

Benim batıl inançlarım vardır. Copperfield ben sırrını açıklayınca, "Atilla Taş sanatçıymış. Bu yaptıklarından sonra bir daha hiç hit parçası olmayacak" demiş. Yemin ederim 12-13 sene de hiç olmadı.

Vay be...

Bunlar çok özel adamlar. Yıllarca bir gün Las Vegas’a gidip, adamı bulup özür dileyeyim diye düşündüm. Çünkü o show hayatımın en önemli kırılma noktası oldu.

BİR ARA MEDYA MAYMUNU OLMUŞTUM

Pişmansın yani yaptığına…

Hem de nasıl… O olayda karıyerim dibe vurdu zaten. Bir ara tam anlamıyla medya maymunu olmuştum. Şöhreti yakaladı mı, bir daha bırakmamak için her şeyi göze alıyor insan…

Aşktan da beter...

Aynen. Alıştığım ilgiyi göremediğim gün çektiğim acıyı tarif etmem mümkün değil abi. Çok kötü bir şey, çok.

Var mı intikam duygusu beslediklerin?

Bu piyasada o kadar çok insana karşı küskünlüklerim var ki… Şöhretken can ciğer olup kapımı aşındıranlar gün geldi bütün kapıları kapadılar… Ama zaman öfkeyi dindiriyor. Artık 'Umurumda değilsiniz’ demek istiyorum sadece…

BAZEN SOYTARILIK YAPTIĞIM OLUYOR

Biraz daha eğlenceli konulara geçelim. 'Gangnam style' dünyayı kasıp kavururken gittin şarkıya 'Yamyam style' diye cover yaptın. Telif ücreti ödedin mi bari?

Bu ticari bir şarkı değildi ki… Bir espriydi. Gangnam’ı daha Türkiye’de patlamadan 1-2 ay önce Youtube’da görmüştüm. Çok gırgırdı, ‘Hadi yapalım’ dedik… Ama bu kadar tutunca işi şimdi ticari olarak da düşünmeye başladım.

Ne yapmayı düşünüyorsun, aradın mı adamları?

Şarkının İngilizce sözlerini yazıp gönderdik. Ama kimse cevap vermiyor. PSY Baba tok anlaşılan. Zaten cevap gelse hemen şarkıya klip çekeceğim. You Tube’da 7 milyon tık almış…

Şarkıcı değil de ‘Saray Soytarısı’ oldum diye üzüldüğün oluyor mu?

İngilizcede bizim işi yapanlara Entertainer diyorlar. Bunun tam karşılığı; ’eğlendirici.’ Evet sanatçı olarak bazen gerçekten soytarılık da yapıyoruz. Benim şarkılarım genellikle absürttür. Eğlenceli ve bayağıdır…

KAPASİTESİNİN ALTINDA ÇALIŞAN FERRARİ GİBİYİM

Benim işim eğlendirmek diyorsun.

Tabii... Mesela Serdar Ortaç’ın şarkılarını çok severim ama bazı sözlerini hiç anlamam. Gece kulübünde sözler kimin umurundaki zaten. Söylemesi kolay şarkılar, hepsi leblebi çekirdek gibi.

Millete leblebi yedirip, çekirdek çıtlattırmak tatmin ediyor mu seni?

Etmiyor… Doğrusunu istersen zekamın, mesleki birikimimin çok altında davranıyorum.

“Anasını satayım işi şaklabanlığa döktük” demiyor musun?

Kapasitesinin altında çalışan, 50 kilometre hızla giden bir Ferrari gibiyim. Maalesef insanların benden beklentisi bu. Ön yargıları silmem çok zor.

E, kimin suçu bu?

Hep aptal rolü yaptığım için suç bende tabii…

Akıllı bir laf söylesem inanmazlar mı diyorsun

Yok abi, “Ezberleyip ezberleyip bize satıyorsun” diyorlar… Hatam Ham Çökelek ile doğan Atilla Taş 'karikatürünü' yaşamımda devam ettirmek oldu

ŞÖHRETİ HİÇ BİR ZAMAN HAZMEDEMEDİM

Ani şöhreti hazmedememiş olabilir misin?

Hem de nasıl. Hiçbir zaman hazmedemedim… Düşünsene 25 yaşına kadar 100 lirayı bir arada görmemiş çocuğun eline milyon dolarlar geçiyor. Herkes onu tanıyor, egosu tavan yapıyor. Her gün çuvalla hayran mektupları geliyor…

Ve gün geliyor postacı kapıyı değil iki, bir kere bile çalmıyor.

Postacıyı bırak abi, herkes peşimden koşarken sokakta ‘Adınız neydi” diye soranlarla karşılaşmanın psikolojisini düşünsene. Bir de işin ekonomik boyutu var tabii.. Altımdaki araba gitmiş… Otobüse binemezsin, dolmuşa binemezsin… Binsen milletin gözü üstünde… Allah kimseyi düşürmesin böyle durumlara.

DEĞİL UYUŞTURUCU KULLANMAK, SİYANÜR BİLE İÇEBİLİRDİM

Hakkında çok haber çıktı gerçekten hiç uyuşturucu kullandın mı?

Biraz pat diye geldi bu soru ama evet kullandım.

Kurtuldun mu bu beladan?

Çok şükür. Bir süre tedavi gördüm. Kendimi öldürmeyi düşündüğüm günler bile oldu. .

'Yıkılmadım Ayaktayım' diyorsun

Yemin ederim kendimle gurur duyuyorum. Düşünsene şarkıcılıktan başka şey bilmem. Gidip farklı bir işe girsem; ‘No’ldu ulan Ham Çökelek’ diye dalga geçecekler. Zaten çok alay ettiler benimle.

Sen de uyuşturucudan medet umdun.

Uyuşturucu aslında pek çok sanatçının sorunu. Üstelik hepsi benim gibi dibe vurmuş da değil. Dışarıdan bakıp “Bu kadar para kazanıyorlar, neden uyuşturucu kullanıyorlar?” diye sorması kolay.

Kolaysa ben de sorayım; neden?

Sahnede adrenalin öyle yükseliyor ki, indikten sonra aynı heyecanı devam ettirmek için başka şeylere yönelebiliyorsun. Zayıf bir anında yanına sözde bir arkadaş gelip “Hadi şunu denesene” derse film kopuyor işte.

Şeytan yanı başında desene…

Aynen öyle. İçinde bulunduğun boktan durumdan kurtulmak için bir gram suni mutluluğa ihtiyaç duyuyorsun. O günlerde değil uyuşturucu siyanür bile içebilirdim. Bunlar hayatımın gerçekleri. Allaha şükür şimdi alkolü bile çok seyrek içiyorum.

BEN GERÇEKTEN DIŞLANDIM

Sürekli komik olmaya çalışmak geçmişindeki bir travma ile başa çıkma yöntemi olabilir mi?

Çok zor bir çocukluk geçirdim İzzet. Birilerinin beni sevmesi için çok uğraştım. Ama bunun yanı sıra insanları güldürüp eğlendirmek yapımda var.

Her daim entertainer’dın yani…

Ben mahalle çocuğuyum abi. Köprü altında şarap içen amcayla da sohbet ederim, kültürlü bir insanla da… Bütün mesele karşındakiyle ortak bir nokta bulmak.

Bugünlerde pek çok kişiyle de ortak noktan Gangnam Style galiba. Yıllarca herkes yabancı şarkılara Türkçe sözler yazdı, kimsenin sesi çıkmadı, sen bir ‘Yam Yam’ dedin ortalık karıştı.

Einstein'ın "Önyargıları yok etmek atomu yok etmekten daha zordur" diye bir lafı vardır.

O laf şöyle olmasın: “Ön yargıları parçalamak atomu parçalamaktan daha zordur”... Atom yok edilmez

Neyse işte, üç aşağı, beş yukarı aynı şey. İnsanlar ya beni çok seviyorlar, ya da nefret ediyorlar. Ama ülkenin yapısı bu. Aynı şeyi saygın bir isim yapsa övgülere boğulur. Ben gerçekten hep dışlandım abi.

Neden sence?

Çünkü insanlar beni hep, aptal, boş, salak, gündemde kalabilmek için şaklabanlık yapan bir adam olarak gördü maalesef. Şimdi kalkıp yeni bir ‘Suç ve Ceza’ yazsam bile "adam yine saçmalamış" derler.

KIZIM OLMASAYDI KENDİMİ ÖLDÜRÜRDÜM

Bütün bunların yanında Atilla Taş bir baba.

Kızım Sezen dünyaya geldiğinde daha 15-16 yaşındaydım. O olmasaydı bu badireleri atlatamazdım. Demin kendimi öldürmeyi düşündüğüm zamanlar oldu dedim ya… İşte o anlarda yaşama sebebim kızım oldu. Çünkü çocuğun varsa bencil olamıyorsun.

Gel yine Yam Yam ile havayı biraz yumuşatalım. Şarkıyı Türk kadınlarını düşünerek Türk erkeklerine ithafen yazdığını söylüyorlar... Yiyor musun bizi?

Yaaaa Kore'ce şarkıya Türkçe söz yazmak zaten bir ölüm. Türk erkeklerine mesaj vermek değildi amacım. Önce Yam Yam’ı, Gangnam’a uydurdum. Sonra gerisi geldi. Hani barlarda bir tane bayan olur da 50 tane erkek gözlerini ona diker…

Yam yam gibi.

Aynen öyle… Ben de yazmaya başladım; “Sana ne geziyorsa geceleri, Sana ne giyiyorsa mini eteğini, Sana ne yakışıyorsa…” diye. Bizim erkekler yoldan geçen kadına bile namus bekçiliği yapar biliyorsun. Gidip yanına karşıdaki adam için “Seni rahatsız mı ediyor” derler. Ulan sana ne?

Doğuş da senin peşinden ‘Naptın gari lo’ demeye başladı…

O da iyi niyetle yapmıştır ama zamanlaması biraz kötü. Taklitler aslını yaşatır diye düşünüyorum…

Koreli arkadaş çok uzun yaşayacak demek ki…

(gülüyor) Hayrettin de ‘Mangal Style’ yapmış. Cicişler ‘Tangam style’ diye bir klip çekmişler. Hilal Cebeci Metallica’nın ‘nothing else matters’ şarkısını ‘Evde zeytin var’a çevirmiş.

Bunların hepsi senin başının altından çıktı…

Valla yatacak yerim yok benim.. Hepsinin işi iyi gitsin ama hiç biri Yam Yam Style kadar güzel değil. Şarkı benim olsaydı şimdi dijital gelirlerden bile 1,5 milyon cebimdeydi.

ATHİLLAS TASHANOS YILIN ŞAKASIYDI

Farzet ki şu anda karşında Gangnam’ın 'mucidi' PSY oturuyor….

Ona; “Sözlerinin Türkler tarafından okunması çok zor. Sadece şirinlik olsun diye şarkına cover yaptım" derdim. Aslında PSY bize neyi gösterdi biliyor musun abi?

Oynatmaya az kaldığını mı?

(gülüyor) Hayır. İnsanlar artık ciddi ve sanat ağırlıklı şeyler yerine eğlenmek istiyor.

No komenteu… Al sana ‘Yorum Yok’un Korecesi. PSY’nin klibini Ham Çökelek’inkine benzetenler var.

Çok benzerlikler var gerçekten. Ama adam yakın bir yerlerde olsa benden çalmış diyeceğim. Nereden duysun elin Korelisi ’Ham Çökelek’i… Dedem Kore'de savaşa gitmişti en azından onun hatırına şarkıyı verse bari… (gülüyor)

İnternette Yunanlı şarkıcı Athillas Tashos diye adın çıktı…

Ne o yani beğenemedin mi? Twitter'da dünya çapında trend oldu Athillas Tashos. Yunanlılar da biz böyle birini tanımıyoruz diye yazıyor tabii. Adım ortalığı karıştırdı düşünsene. Vallahi çocuklar yılın en eğlenceli şakasına imza atmışlar.

Kim atmış, neden atmış?… Bozulmadın mı?

Yok canım… İnci Sözlük’çülerin işi. Adamlar çok zeki. Bir ara gerçekten ‘Yunanistan'da meşhur oldum mu acaba?’ diye düşündüm. Olayın toplumsal boyutunu da unutmamak lazım. Kürdü, Alevisi herkes bu şakayla birleşti. Terördü, savaştı unutuldu. Gündemi değiştirdim valla..

YUNANİSTAN ADINA EUROVİSİON'A KATILIRIM

Yunanistanı temsilen Eurovision'a katılma teklifi gelir belki...

Hemen giderim…

Atilla kaptırdın kendini iyice, dalga geçiyorum…

Zaten benim Türkiye’den katılmam mümkün değil. Ama Yunanistan’dan katılıp kazanırsam finalde Türk bayrağını sallayacağımdan kimsenin şüphesi olmasın.

Athillas Tashos geldiği toprakları unutmaz diyorsun…

Türk Milliyetçisi bir ailede büyüdüm. Hem ben gaziyim. Askerliğimi de Hakkari’de yaptım.

Güneydoğu'dan uzun zamandır iyi haberler gelmiyor maalesef.

Bu meselenin silahlı yöntemlerle çözüleceğine inanmıyorum. Önce Güneydoğu’nun ekonomik şartlarını düzeltmek lazım. İşsiz bir genç nüfus var. İşleri, güçleri, paraları yok, enerjileri çok. Ne yapsın, dağa çıkıyor adam…

Ve neredeyse her gün bir şehit haberi…

İçim yanıyor İzzet... Tamam, vatan sağ olsun ama biraz da analar sağ olsun. Vatanı vatan yapan üzerindeki vatandaşlardır. Lazı, Kürdü, Çerkezi. Hepsini bir bayrak altında toplayacaksın. Bunu dert yapmayacaksın.

Askerliğin nasıl geçti ?

Üç yerden sürüldüm.

Hoppala, ne haltlar karıştırdın?

Biz Adanalılar biraz kavgacı oluruz da.

'Adanalıyık' durumları mı?

Adanalıyık tabii ya… . Çukurova'da güneş tam tepede olduğu için bizim beyinler biraz fazla kavruluyor.(gülüyor) Kanımızda var. Kavgacı bir kişiliğim olduğunu inkar etmiyorum.

64 yaşında bir adamı dövdüğün haberleri doğru o zaman?

Külliyen yalan. Adam bana bıçak çekti yaa…Kendimi savundum. Ölümden döndük orada. İnsanlar beni kurtaracaklarına ellerinde telefon fotoğraf çekiyorlar. Neredeyse cinayet çıkıyordu yahu…

Karşındaki 20 yaşında bir boksör olsa da aynı şekilde davrabilir miydin?

Hiç fark etmez. Biri bana saldırırsa cevabını veririm.

Askerde sürgüne gönderilmenin sebebi de hep kavga mıydı?

Yok… Bir keresinde Pazar iznine çıkmak için komutanın imzasını taklit etmiştim.

Kim bekliyordu dışarıda seni itiraf et…

Abi hınzır bir durum yok. O zamanlar evliydim. Tek isteğim eşime telefon etmekti.

ARTIK KAŞLARIMI ALDIRMIYORUM

Öyle olsun bakalım… Türkiye’nin ilk metroseksüellerinden biri deniyor senin için.

Doğru bir tespit aslında. Eskiden kaşlarımı aldırırdım. Hatta kendim alırdım. Ama gerekli olan yerlere lazer epilasyon yaptırdım, öyle bir derdim kalmadı. Maniküre, pediküre , bakıma hala gidiyorum.

Küpeni de es geçmeyelim…

Yaptığım müzik Anadolu tarzını andırdığı için uzun süre küpe takamadım, hep içimde kalmıştı. Sonra dedim ki kendi kendime “Ulan ne kadar ömrün kaldı, şunu da yapmadan gitme…” Taktım, çok da yakıştırdım.

Bu da herkesin kulağına küpe olsun… Kadına el kaldırmışlığın var mı?

Abi sen de baya falsolu vuruyorsun. Evet, bir kere eşimi dövmüştüm. Ama dövmüştüm dediysem öyle ağzını, burunu kırmak filan değil. Bir tokat sadece. N’apalım yetiştiğimiz ortamlarda çok kötü eğitim aldık maalesef. Ama hiçbir zaman karısını döven erkek olmadım. Zaten o tokat en büyük pişmanlıklarımdan biridir.

Al sana bir falsolu vuruş daha… Ünlülerin özel hayatı neden bu kadar merak ediliyor?

Merak ediyorlar çünkü sana hayranlık duyuyorlar. ‘Bu insanlar nasıl böyle oluyor’ diyorlar. Senin gibi giyinmek, davranmak istiyorlar. O zaman ‘senin’ gibi olacaklarını zannediyorlar.

Hepiniz de iyi örnek değilsiniz ki be kardeşim.

Sorma. Hele bir de hayranların çocuklarsa işin daha zor.

Oktay Kaynarca’nın bu konuda Başbakana mektup yazmasına ne diyorsun?

Son derece haklı. Gazetecinin seni eşinle dostunla dışarıda çekmeye hakkı var ama, eşinin bikinili fotoğraflarının çekilmesi kimin hoşuna gider. Bizim basın olayları kaşıyor. Kaşıma arkadaş… Adam bardan çıkmış, sarhoş… Mikrofonu dayıyorlar ağzına. Bel altından vurmak bu.

Seni karşımda bulup da sesinden bahsetmemek olmaz.

Ben doğal Kastratoymuşum.

Neymişsin, neymişsin ?

Doğal Kastrato… Mezzo Soprano ile soprano arasında bir ses…

Kastratoyu anladım da doğallığa takıldım.

Dünyada artık böyle sesler çok nadir.18. Yüzyılda yetenekli küçük çocukları hadım edip seslerinin hep ince kalmasını sağlıyorlarmış. Buna Kastrato deniyor. En ünlü örneklerinden biri de Farinelli…

Sakın seni de…

Dalga geçme… Sonradan bu işlem yasaklanmış. Şimdi çok ender de olsa kastrato sesler çıkıyor. Ben dünyada iğdiş edilmeden bu sesi çıkaran 7 kişiden biriyim. Biri de Pavarotti’diydi.

Senin psikoloğunun işi de zordur herhalde Atilla… Bunca iniş çıkış, bu kadar gel-git…

Zor tabii. Beni açmak için çok uğraştı. Ama inan çok faydasını gördüm. İnsanlar sadece hasta oldukları zaman psikologa gitmesinler. Çünkü kendimize karşı objektif olamıyoruz. Sen hep senin yanında oluyorsun. İşte bu yüzden babalar en son duyuyor.

Neyi diye sormuyorum…

İZZET ÇAPA