Abone Ol

DİAYDER Davasında 2 Kişiye Tahliye

Duruşmada tanık olarak dinlenen iki İBB çalışanı hakkında savcılığa ihbarda bulunulmasına karar verildi.

DİAYDER Davasında 2 Kişiye Tahliye

İçişleri Bakanlığı’nın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) başlattığı özel teftişe dayanak gösterilen 6’sı tutuklu 23 imamın yargılandığı DİAYDER davasında 2 kişi hakkında tahliye kararı verildi. Mahkeme tanık olarak dinlenen İBB Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Yavuz Saltık ve İBB İnanç Masası Sorumlusu Nilüfer Taşkın hakkında savcılığa ihbarda bulunulmasına ve DİAYDER Başkanı Ekrem Baran'ın aralarında bulunduğu 4 sanığın ise tutukluluğunun devamına karar verdi.

6’sı tutuklu 23 imamın yargılandığı DİAYDER davasının ikinci duruşması İstanbul Çağlayan’daki 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada, Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı’nda çalışan Nilüfer Taşkın ve İBB Kültür Varlıkları Daire Başkanı Yavuz Saltuk tanık olarak dinlendi. Taşkın şunları söyledi: “İbadethanelerden gelen taleplere imkan ve çözüm üretmeye çalışıyoruz. Pandemiyle birlikte dezenfektan yardımı talebi de olmuştu. Ekrem Baran’ın sosyal yardım talebi olmuştu, bununla ilgili bilgi geldi. Dezenfektan taleplerini karşılama konusunda tanışmıştık. Sosyal yardım desteği yapılacağına dair bilgi geldi, benden aracı aldı. Bir başvuru vardı ancak bir sonuç alamadığına dair talebi vardı. Bende bunu sosyal hizmetlere aktardım. Onlardan gelen notları da Ekrem barana aktardım. Bize 300 küsur yardım kartı verebileceğimiz söylendi. 4 bin 500 civarında din kurumuna yardım sağladık. Sosyal hizmetlere yönlendirdiğimiz sadece Ekrem Baran değil.”

“Pandemide İBB’ye 40-50 kişi yardım için başvurdu”

Gazete Duvar'dan Ferhat Yaşar'ın haberine göre, İBB Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Yavuz Saltuk tanık olarak dinlendi. Saltuk, “Yardımlar, İBB yardım yönetmenliğine göre belirleniyor. (Cebindeki yardım kartını çıkarıp mahkeme başkanına göstererek) Bu kartlara puan yükleriz. Anlaşmalı olduğumuz marketlerde ihtiyaçlar alınır. Bu kartlardaki puanlar nakit para olarak çekilemez. Ekrem Baran'ı bir kere gördüm. Şafi camilerle ilgili yapılan araştırmalar sonucunda tanıştık. Bundan doğal bir şey yok. Bize başvurular yapılır yardım için. Pandemi döneminde 40-50 bin kişi başvurdu” dedi.

İddia makamı, DİAYDER davasında tutuklu yargılanan sanıkların tutukluluk hallerinin devamını isteme yönündeki 18 Şubat'ta yapılan duruşmadaki mütalaasını tekrarladı.

Savcılığın mütalaasını açıklaması sonrasında tutuklu yargılananların savunmasına geçildi.

Tutuklu yargılanan Ali Fuat Hatip, "Ben günde on ilaç kullanıyorum. Gece hastaneye kaldırıldım. Bacaklarımda ödem ve su toplanması var. İdrar tutumama sorunum var. Kalbimde stent var" şeklinde konuştu.

“Tahliyemi talep ediyorum”

Tutuklu yargılanan Aydın Ayhan ise, "Şeker ve tansiyon hastasıyım. Ne diyeyim? Ailemin bana bakacak durumu da yok. Mağduriyetimi dile getirmek istiyorum. Tahliyemi talep ediyorum" ifadelerini kullandı.

“Hastayız' demeye utanıyoruz”

Tutuklu yargılanan Ekrem Baran, "Bu derneğe üye olanların yaşları bellidir. Hepimiz 'biz hastayız' demeye utanıyoruz ama hastayız. Cezaevi koşulları malumunuz. Bende kolestrol hastasıyım. Ailelerimizin bize ihtiyacı var. En azından ev hapsi ya da tutuksuz yargılamalarla bizi bu koşullardan çıkmamızı sağlayın" dedi.

Tutuklu yargılanan Hafit Tunç da “Telefonlarda Kürtçe konuştum ancak tepelerde eksik çevrilmiş. Birçok yanlış çeviriler olmuş. Bu tapelerdeki iddialar gerçeği yansıtmamaktadır" diyerek şunları vurguladı:

"Bu konuşmaların hepsi inşaat işleriyle ilgili konuşmalardır. Utanıyorum söylemeye ama benim de birçok hastalığım var. Nefes darlığı, migren ve başka kronik hastalığım var. Engelli bir kardeşim var. Mağduriyetim dile getirmek istiyorum. Bu nedenle tahliyemi talep ediyorum."

Tutuklu yargılanan Mehmet Emin Aslan da savunmasında, "Bugüne kadar hiçbir şeye şiddet uygulamadım. Suçlamaları kabul etmiyorum. 9 aydır cezaevimdeyiz. Hayata karşı sorumluluklarımız var. Bizi dışarıya gönderseniz bile gitme olanağımız olmaz. Benim iki üniversite öğrencisi çocuğum var. Psikolojileri bozulmuş. Mağduruz. Önce tahliye sonra ise beraat edilmeyi talep ediyorum" dedi.

Tutuklu yargılanan Mehmet İnan ise, "Bugün Türkiye’de herkes ibadethanelerini çalıştırırken, açılışlara davet edildi ama imam olan ve hak dinini anlatan bizlerin tutuklu yargılanması Müslümanlar içinde derin yaralar açmıştır. Bu yaraları adaletle tedavi etmek sizin elinizde. Ben mağdurum. Kronik hastalıklarım var. Evin tek çalışanıyım. Bu mağduriyeti göz önünde bulundurarak beni tahliye etmenizi talep ediyorum" ifadelerini kullandı.

Avukat Banu Güveren Aslan da “Kürtçe suç unsuru sayılan kelimelerin Kürdoloji bölümlerinden Kürtçenin terminolojisinde yer alıp almadığı yönünde araştırma yapılmasını talep ediyoruz" dedi.

Mahkeme ara kararı açıkladı

Davayla ilgili ara kararını açıklayan mahkeme, tutuklu yargılanan Aydın Ayhan, Mehmet İnan’ın  yurt dışı yasağıyla tahliyesine  DİAYDER Başkanı Ekrem Baran, Ali Fuat Hatip, Hafit Tunç, Mehmet Emin Aslan’ın ise tutukluluğun devamına karar verdi.

Duruşmada tanık olarak dinlenen İBB Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Yavuz Saltık ve İBB İnanç Masası Sorumlusu Nilüfer Taşkın hakkında mahkeme savcılığa ihbarda bulunulmasına karar verdi.

 İlk duruşmada üç kişi tahliye edilmişti

İmamların yargılandığı 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesindeki 18 Şubat tarihindeki ilk duruşması 2 gün 16 saat sürmüştü. Ara kararını açıklayan mahkeme, tutuklu yargılanan Sefa Mehmetoğlu, Nezir Erdemci ve Enver Karabey hakkında tahliye kararı verirken, DİAYDER başkanı Ekrem Baran ve 4 kişinin tutukluluk halinin devamı kararı verilmişti.