Abone Ol

Danıştay Başsavcılığı: İstanbul Sözleşmesi'den Çıkmak Hukuka Aykırı

Diyarbakır Barosu'nun açtığı davada mütalaa sunan Danıştay Başsavcılığı TBMM kararı olmadan İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılamayacağını belirtti, Cumhurbaşkanı kararının iptal edilmesini istedi.

Danıştay'dan Flaş İstanbul Sözleşmesi Çıkışı

Danıştay Cumhuriyet Başsavcılığı, tarihi bir mütalaaya imza attı.

Başsavcılık, Cumhurbaşkanlığı kararıyla İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasına ilişkin kararın iptali talebiyle açılan davada mütalaasını Danıştay 10. Daire'ye sundu.

DW Türkçe'den Alican Uludağ'ın haberine göre İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirten Başsavcılık, sözleşmeden ancak TBMM'de kabul edilecek yeni bir yasayla çıkılabileceğini ifade etti.

Danıştay 10. Dairesi, İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasına dair açılan davaları reddetmiş, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu (İDDK) da bu kararı onamıştı. Ancak süreç içinde İstanbul Sözleşmesi'nin iptali kararına karşı Danıştay'a birçok yeni başvuru yapıldı. Bu davalardan birini de Diyarbakır Barosu Başkanlığı yaptı. Danıştay 10. Daire, davaya ilişkin Danıştay Başsavcılığı'ndan görüş talep etti. Danıştay Savcısı Aytaç Kurt'un hazırladığı mütalaa, 10. Daire'ye sunuldu.

'İSTANBUL SÖZLEŞMESİ KORUNMALI' 
Mütalaada, İstanbul Sözleşmesi'nin TBMM'de 24 Kasım 2011 tarihinde kabul edilen kanunla onaylanıp bağlayıcı hale geldiği anımsatılarak "Anayasanın 90. maddesinin 5. fıkrası uyarınca; kanun hükmünde sayılan ve usulüne göre yürürlüğe girmiş temel hak ve özgürlüklerle ilgili İstanbul Sözleşmesi korunmalıdır" ifadeleri yer aldı.

Mütalaada, Cumhurbaşkanlığı kararının hukuka aykırı olduğu, bu görüşün gerekçesi de şöyle açıklandı: "Dava konusu Cumhurbaşkanı Kararı ile feshedilen sözleşmenin onaylanmasına ilişkin 6251 sayılı Kanun'un TBMM tarafından yürürlükten kaldırılmamış olması veya dava konusu Cumhurbaşkanı Kararı alınmadan önce sözleşmenin sona erdirilmesinin uygun bulunduğuna ilişkin yeni bir kanun çıkarılmamış olması nedeniyle, dava konusu Cumhurbaşkanı Kararında yetkide ve usulde paralellik ilkesi uyarınca hukuka uyarlılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, dava konusu edilen düzenlemenin iptali gerektiği düşünülmektedir."