Abone Ol

Adana’da istismara uğrayan çocuk ölmedi ama cenazesini kaldırdık

İzmir’de okul müdürünün altı çocuğa istismarını ortaya çıkaran ve ceza almasını sağlayan öğretmen Saadet Özkan, sosyal medyada infial uyandırabilecek söylemlerin pedofililerin daha da tetiklenmesine neden olduğunu söyledi.

Adana’da istismara uğrayan çocuk ölmedi ama cenazesini kaldırdık

Adana’da geçen hafta 20 yaşındaki Sedat Keser, bir düğün sırasında üç yaşındaki kız çocuğunu istismar ederken yakalanmış, suçunu itiraf etmiş, sonra da tutuklanmıştı.

Facebook ve Twitter’da olayın ardından çocuğun fiziksel olarak gördüğü zarara dair paylaşımlar yapılmış hatta kızın hayatını kaybettiği, cenaze namazının dahi kılındığı yönünde yalan paylaşımlar yapılmıştı.

Ancak şimdiye dek çocuğun öldüğüne dair ne ajanslar bir haber geçti ne de yerel basında bir haber çıktı. Hastane yetkilileri ve polis de bu yönde bir bilgi vermedi.

Çocuğun yaşadıklarının ayrıntılı anlatımlarıysa herhangi bir kaynağa dayanmadan detaylı detaylı anlatıldığı görülüyor. Ancak gerçekliği teyit edilmiş değil.

Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği Başkanı Saadet Özkan, çocuk istismarıyla mücadelede teknik çalışmalar yapmak zorunda olunduğunu, çocuklara henüz anaokulundayken özsavunma eğitimleri verilmesi gerektiğini dile getirdi.

Özkan, istismar konularını adliye koridorlarına taşınmadan engellenebileceğini belirterek şunları söyledi: “Dört gün önce Adana’da çok elim bir olay yaşadık. Cinsel istismara uğramış ve ölmemiş bir çocuğun cenazesini sosyal medyada kaldırdık ve çok korkunç söylemler gördük. İnfial uyandırabilecek bu söylemler, maalesef pedofililerin daha da tetiklenmesine sebep oluyor. Konunun uzmanlarıyla konuşmalar yapılmalı ve söylemlerimize dikkat etmeliyiz, şu anda çocuk tedavi altında.

Ailesi zaten düğüne başka bir ilden gitmişti, o travmayla ifade bile verememiştiler. Şu anda yetkili ve ilgili makamlarca aile ve çocukla ilgili güvenli bir ortamda travma çalışması da yapılıyor. Hep çocukların güvende olması gerektiğini söyledik ama biz bu çocukları yaşarken sosyal medyada öldürdük, oradaki söylemlerimizle, gerçek dışı üretilen bir takım dedikodularla.”