Abone Ol

Cinayeti gördüm... Erhan Çelik'ten Selim Dindar kitabı!

Bakırköy'de kafede otururken öldürülmüştü.. Selim Dindar'ın vurulduğu o gün yanında olan gazeteci Erhan Çelik bakın neler anlatıyor?

Cinayeti gördüm... Erhan Çelik'ten Selim Dindar kitabı!

Kanal 7 anchorman’i Erhan Çelik, öldürülen Selim Dindar’ın en yakın arkadaşlarından biriydi. Onunla gazeteci-mağdur ilişkisi şeklinde başlayan ilişkileri kısa zamanda dostluğa dönüşmüştü. Çelik de, "Acılarımızı, sevinçlerimizi, dertlerimizi bölüştük, can yoldaşı olduk" diye anlattığı dostunun planlı bir şekilde öldürüldüğünü söylüyor.

Selim Dindar’ın öldürülmesi sizi şaşırttı mı?
Olaydan bir iki ay kadar önce Selim ağabey ile Bakırköy’de bir kafede otururken hemen yanımızdaki otoparkta kavga çıktı. Selim ağabeyin katil zanlılarını da o günkü kavgada tanıdım. Eliyle bir adamı gösterip "Bak bu Ayı Ferhan, buraları haraca kesmeye çalışan bir tip ama benden çekinir ve saygıda kusur etmez" dedi. Aynı adamı katil zanlısı olarak görünce şaşkınlık yaşadım.

Selim Dindar korkulacak bir adam mıydı? Neden?
Selim ağabey asla şiddet yanlısı değildi. Ama gözü çok kara bir adamdı. Üzerine mermi yağarken zanlıların üzerine yürüyerek, gözlerini onların gözünden ayırmaması bunun en açık delili. Savcı bile ilk kurşunu vücuduna aldığı yerle, düştüğü mesafeyi görüp, tanıklara tekrar tekrar "Emin misiniz?" diye sordu.

Öldürülmesini Diyarbakır Cezaevi’ne yönelik anlatımlarına mı bağlıyorsunuz?
Olaydan sonra Türkiye’nin yakından tanıdığı ünlü bir yönetmenle sohbet ediyorduk. Ona bir senaryodan bahsettim: "Eli silahlı 3 adam silahsız ve korkak bir adamı kovalamakta. Adam bir lokale sığınır. Saldırganlar peşinden girerler. Senaryonun esas adamı kaçan şahsı silahlılara vermezler. Saldırganlar esas adamı hiçbir tanesi göğsünden aşağı olmamak üzere kurşun yağmuruna tutar. Sadece sığınmacı yara almaz. Polis adamları yakalar. Ellerinde silahlar ve görgü tanıkları olmasına rağmen hâkim ’Bırakın gitsinler’ der." Yönetmen anlatmaya devam etmeme izin vermedi. Çünkü senaryo bile olamayacak kadar gerçeklikten uzaktı söylediklerim. Oysa katledilmesi aynen böyle oldu. Ne yapalım şimdi, buna inanalım mı?

Soruşturma ve davada sizi rahatsız eden neler var?
HSYK’nın zanlıları bırakan hâkime sorması gereken sorular var. Böyle bir skandalın altında yatan gerekçe ne olabilir? Şahısların firar süreci mercek altına alınmalı. Onları koruyan, kollayan görünmeyen bir el mi vardı omuzlarında? Bunlar aydınlatılmadan vicdanların bir nebze olsun rahatlaması asla mümkün değil.

Dindar’ın kitabı bu yıl raflarda

Kitap projesi ne oldu?
Ben Bugün Gazetesi’ndeki köşeme annesi Türkçe bilmediği için oğluyla görüştürülmeyen bir Kürt annenin dramını taşıdım ve "O meşhur Diyarbakır Cezaevi... Kapatılmış mı sahiden?" diye sordum. Öğlene doğru beni aradı ve sordu: "Ne zaman başlıyoruz?" Cezaevine adım attığı ilk günden itibaren yaşadıklarını anlatmaya başladı. Birinci günün sonunda karşı karşıya olan sandalyelerimizi ters çevirmek zorunda kaldık. Çünkü her göz göze geldiğimizde ikimiz de ağlıyorduk.

Gördüğü insanlık dışı olayları anlatırken, hâlâ yaşıyor hissine kapılmış olmalı?
Sadece o değil, ben de... Hayatımda ilk kez psikiyatrla bu kitap projesine çalışırken tanıştım. Bazı geceler rüyamda kendimi Diyarbakır Cezaevi’nde görüyor, uykumdan korkuyla uyanıyordum.
Kitap tamamlandı mı?
Artık finale gelmiştik ki, o korkunç olay gerçekleşti. Yayınevine henüz karar veremedik ama kitabın 2012 başında raflardaki yerini almasını istiyorum