Abone Ol

Çifte Diplomalı Nergis Sosyal Medyada Temizlik İşi Arıyor

İki üniversite mezunu Nergşs, Facebook gruplarına ilan vererek temizlik işi arıyor. Nergis, çocuğumu okula bile yazdıramadım parasızlıktan diyor.

Çifte Diplomalı Nergis Sosyal Medyada Temizlik İşi Arıyor

Evrensel'den Sevda Karaca'nın haberi şöyle:

Adı Nergis. Onu, Facebook’ta son zamanlarda üye sayısı yüzbinleri aşan bir iş arama grubunda buluyorum. Facebook’ta günlük işler için açılmış çok sayıda böyle grup var, beş tanesine ben de üye oldum yaklaşık bir ay önce, gözlemlemek için. Nergis de bunların hepsine ve daha fazlasına üye.

İş duyurularının altına yaptığı yorumlar dikkatimi çekiyor. Messenger üzerinden ulaşıyorum. Uzun zaman yanıt vermiyor. Sonra görüşmeyi, yaşadıklarını anlatmayı kabul ediyor. “Belki değersizlik hissimi biraz olsun aşarım, sesimi duyan, benimle benzer şeyleri yaşayan birileri yalnız olmadığını hisseder” diyor görüşmeyi kabul ederken.

Anlattıkları, pandemi döneminde derinleşen ağır işsizlik sorununun çarpıcı bir görünümünü sunuyor. Tek başına kızıyla ayakta durmaya çalışırken, aldığı nakdi ücret desteği hiçbir hayati ihtiyaca yetmediği için sürekli olarak günlük işler arıyor. Facebook’taki iş bulma grupları dışında pek çok whatsapp grubuna da üye. Sabah gözünü açar açmaz bu gruplara göz gezdirdiğini, bütün gün elinden telefon düşmediğini anlatıyor.

Koli katlamadan, barkod vurmaya, kot düğmesi zımbalamaktan, yemekhanede yardımcı eleman olarak çalışmaya önüne ne iş gelse yapmış. Elinde avucunda ne varsa sattığı iki odalı evin kirasını bir ay ödüyorsa, diğer ay ödeyemiyor. Kızıyla el yordamıyla iş arama kartları hazırlamışlar: “Güvenilir, eli çabuk, hijyenik temizlikçi…” Göktürk’e gidip posta kutularına atmışlar bu kartları. Kızını bu yıl okula gönderememiş imkânı olmadığı için. Bu onun büyük yarası…

“İşsizlik demek çaresizlik demek, aptallaşmak, durgunlaşmak, güçsüzleşmek, güçsüzleştikçe de hissizleşmek, alıklaşmak demek bence...” diye anlatıyor içinde bulunduğu duygu dünyasını. İçi bulanıyor işsizlikten söz ederken.

Öfkeli. Milyonları insan yerine koymayan devlete ve iktidara öfkeli… Milyonların işsizlikle mücadelesini Nergis anlatıyor…

BABASI KIZIMI GÖRMEYE GELMİYOR ‘BİR ŞEY İSTERSE ALAMAM, MAHCUP OLURUM’ DİYE…

Adım Nergis. 1985 doğumluyum, 7 yaşında bir kızım var. Kızım 3 yaşındayken boşandım. 4 yıldır kızımla birlikte hayatımızı iki başımıza sürdürmeye çalışıyoruz. İletişim mezunuyum. Ayrıca dışarıdan Kamu Yönetimi okudum. Evlendiğimde bir şirketin insan kaynaklarında çalışıyordum. Kızım doğduğunda, bakıcı parası ücretimi kat kat geçtiği için işi bıraktım.

Evli olduğum kişi de evi geçindirebiliyordu yani, kendim bakayım dedim. Sonra boşandım zaten, boşandığım kişinin bir tek kuruş katkısını görmedim. Şimdi ise öyle bir beklentim yok. Hani neredeyse ben ona para vereceğim elimde olsa, öyle kötü durumda. Hafta sonları gelip kızını bile görmüyor, “Kız bir şey isterse alamam, çok mahcup olurum, iş bulana, kendimi toplayana kadar hafta sonu görüşlerini yapmayalım” dedi. İyi dedim, ne diyeyim...

Kız üzülüyor tabi, üzülmez mi... Yapayalnız çocuk. Herkes gibi o da kendini değersiz hissediyor. Daha 7 yaşında hissettiği en büyük duygunun bu olduğunu görüyorum. Bu ülkede kendini değerli hisseden kim var zaten? Elimden geldiğince benim canım, biriciğim olduğunu hissettirmeye çalışıyorum. Benim değerlim olduğunu… Ama ben ne kadar değerliyim, onu düşünmemeye çalışıyorum. Annelik çok zor bu dönemde. Çok.

KIZIMI ANNEME GÖNDERDİM, EVİMİ KAPATTIM

Ne yaptım boşandıktan sonra? Eski işyerime yeniden başvurdum, almadılar. Başka yerlere CV üstüne CV gönderdim, hep elim boş kaldı. Önce bir alışveriş merkezinde büyük bir markanın outlet mağazasında iş buldum. Çalışma saatleri çok uzundu. Kızım küçüktü. Ailemden kimse İstanbul’da değildi.

Masraflardan kısmak için de evdeki eşyaları babamın bir arkadaşının Bağcılar’daki deposuna koyduk, ben de üç kadına ev arkadaşı oldum. Hem işe yakındı hem de hiç değilse masraflar bölündü. Kızımı Bandırma’da annemin yanında bıraktım, izin günlerinde gidip gördüm. Çok zorladı o koşullar beni. Ben de sonra Arnavutköy’de bir kablo fabrikasında büküm işi buldum.