Abone Ol

Canlı Yayında Gelen Telefon: Yayını Durdur Bu Telefonu Sayın Ecevit'e Götür

Türkiye Gündemi yazarı Müşerref Seçkin, Bülent Ecevit'in ölüm yıldönümünde canlı yayında gerçekleşen ilginç bir anısını paylaştı.

Canlı Yayında Gelen Telefon: Yayını Durdur Bu Telefonu Sayın Ecevit'e Götür

Türkiye Gündemi yazarı Müşerref Seçkin, Türkiye Cumhuriyeti 16. Başbakanı Bülent Ecevit'in ölüm yıldönümünde dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.

Ecevit ile bir canlı yayın anısını paylaşan Seçkin'in yazısı şu şekilde,

"DSP-ANAP-MHP 1999 Koalisyon hükümeti çalışmaları müthiş yoğun pazarlıklarla geçiyor, MHP kanadı istekleri konusunda oldukça direniyor. Neredeyse hükümeti kurma işi çıkmaza girecek. Türkiye'deki herkesin gözü kulağı Ankara'da...

İşte tam o günlerde,TRT'de yayınlanan, Kurtul Altuğ'un sunduğu Politikanın Nabzı programına danışmanlık yapıyorum. Ayrıca özel bir kurumda da görevim var. 21 Mayıs günü Bülent Ecevit canlı yayın konuğumuz. Kurtul Altuğ'la söyleşiyorlar. Geçmişten şurdan burdan sözediyorlar.

Ben de rejide yönetmenin arkasında oturuyorum. TRT'de öyle dışardan gelenlere pek sıcak bakılmıyor, e ne yapalım. Not alıyorum. Bir anda telefonum çaldı. Karşımda o zamanlar Bülent Ecevit'in en yakını sonradan Başbakan Yardımcısı olan Hüsamettin Özkan var. ''Şimdi senden önemli bir ricam olacak. Yayını durdur bu telefonu Sayın Ecevit'e götür.'' Bir gazetecinin işi telefon götürmek değil elbet ama haberin kokusunu aldım bir kere...Yönetmene hemen ara verin stüdyoya gireceğim dedim. Yönetmen memur tabi olmaz daha 15 dakikamız var diye itiraz etmeye kalktı ama benim ateş saçan gözlerimi görünce hemen bir klip filan bulup yayına ara verdi. Ben de stüdyoya koştum. Ecevit ile Kurtul Altuğ şaşkınlıkla bana bakıyorlar. Telefonu uzattım ve Hüsamettin Bey, önemliymiş dedim. Biriki saniye konuştu ve bize dönerek ''Evet sorun çözüldü, MHP ikna oldu, Hükümeti kuruyoruz'' dedi.

TRT stüdyosu ondan sonra bayram yeri gibi oldu.

Ama ben bu görüntüleri TRT'den alamadım sonradan. Kurum mensubu olmadığım için 800 lira istendi. Kalsın hafızamda dedim...Böylece anlattım işte. Ne günlerdi..."

Yazının tamamı için tıklayınız