Abone Ol

Çağan Irmak'tan dayak yiyordum!!! Bu röportaj kaçmaz!

Çağan Irmak'ın gözde oyuncularından olan Büyüküstün, İstanbul Life dergisine verdiği röportajda, "Babam ve oğlum filminde çok heyecanlandım. Çağan beni dövecekti neredeyse" dedi.

Çağan Irmak'tan dayak yiyordum!!! Bu röportaj kaçmaz!

TV dizilerinin yeni yüzü Tuba Büyüküstün, sahne ve kostüm tasarımı mezunu. Ama son üç yıldır "Ihlamurlar Altında", "Gülizar", "Çemberimde Gül Oya", "Babam ve Oğlum" gibi hatrı sayılır dizi ve filmlerle karşımıza çıkıyor. Son filmi "Sınav" ise 20 Ekim'de gösterime girdi. Çağan Irmak'ın gözde oyuncularından olan Büyüküstün, İstanbul Life dergisine verdiği röportajda, "Babam ve oğlum filminde çok heyecanlandım. Çağan beni dövecekti neredeyse" dedi.


Çağan Irmak'ın gözde oyuncularından olan, hakkında "Pek anlatmayı, konuşmayı sevmez" denilen Büyüküstün, suskunluğunu İstanbul Life dergisi için bozdu.

n Sahne ve kostüm tasarımında bayağı iddialıyken oyunculuğa ani bir geçiş... Nasıl oluverdi bu?

- Üniversitede okurken biraz denedim reklamlarda kostüm tasarlamayı. Fakat Türkiye'de böyle bir işe sıfırdan başlamanın bir sürü şeyle karşılaşmak olduğunu fark ettim. İnsanların davranışları ve tavırları...

n Saygı mı gösterilmiyor?

- Gibi... Daha açık konuşmayayım.

n Nasıl yani? Tam anlayamadım.

- Bazı çirkin şeylerle karşılaştım çünkü.

n Onları çok merak etmiyorum. Ama yıldıran bir şeyler olmuş demek ki...

- Evet. Kesinlikle oldu. Çünkü okuduğum işi çok seviyorum. Çok da yapmak isteyerek okudum. Ama hakikaten "Türkiye'de sıfırdan başlayamazsın" dedirttiler! Keşke yapabilsem. Tam diploma dönemime geldi oyunculuğa başlamam.

n Sinema televizyon dünyası için de "çok sağı solu belli değil" denir gerçi...

- Benim karşıma çıkmadı. Belki daha şanslıydım. Karşılaştığınız insanlarla ilgili bir şey bu... Tiyatro dekoru konusunda doğru insanlarla karşılaşsaydım ona devam edecektim. Televizyonda gerçekten doğru insanlarla ve doğru projeyle başladım.

n Sahne ve kostüm tasarımında enteresan isimler de var ama size denk gelmedi demek...

n Evet. Tiyatroyu, deneysel çalışmayı seviyorum. Yani tasarım konusunda ne istediğimi, neyi daha iyi yaptığımı biliyorum; biliyordum. Ben kapı, pencere yapmak istemiyorum. Sembol üzerine gitmek istiyorum. Bir oyunu, içinde oyuncuları olmasa bile bir dekor en iyi nasıl anlatır? Hayatta yaşadığımız gibi bir dekor yapacaksam oyunu anlatamam.

n Shakespeare dönemi tiyatroda dekor pek önemli değildi. İlk İtalyanlarla değişti bu değil mi?

- Evet. Ortaçağ dönemi mesela. İtalyanlarla bu değişti. Sonra 20. yüzyıl tiyatrosu falan derken şu anda deneysel işler var. Oyuncularla izleyicileri buluşturmayı seviyorum. Herkes koyun gibi bir salona gitsin, otursun, izlesin, zil çalsın, araya çıkılsın, geri gelinsin... Hepimizin kişilikleri farklı. Yani bir kavga olduğunda sokakta bazısı hiç bakmaz, geçer gider aman bana bir zarar gelmesin diye. Bazısı uzaktan seyreder, bazısı dahil olur. Herkesi aynıymış gibi bir salona tıkıp "Sen şimdi bunu izleyeceksin. Hadi bakalım burada otur" dersen, herkese aynı muameleyi yaparsan, tiyatroyu sevdiremezsin ki...

n Tiyatroda oyuncu olarak çalışmanız var mı?

- Oyunculuk eğitimi almadım. Eğitimini alırsam yaparım tiyatroyu.

n Televizyon dizisinde o bahsettiğiniz seyirciyle interaksiyon mümkün değil.

- Görmek çok korkunç olurdu herhalde. Okuldaki birçok dekorum oyuncuyla izleyici arasındaki iletişim üzerine. Bölüm başkanım okulda kalmamı istedi. O zaman da oyunculuk hayatım başlamıştı. O noktada seçim yapmak istemedim. Seçim yapmak zorunda olmaktan her zaman çekinen bir insanım. O yüzden tercih etmedim. Oyunculuk eğitimim ise sette, gözlemlemekle oldu. Çağan Irmak'ın verdiği eğitim, setteki büyüklerimin verdiği eğitim...

n Okula ve eğitime bu kadar önem veren biri için böyle bir işin içine dalmak cesaret ister gibi geliyor.

- Tabii. Zaten "Çemberimde Gül Oya" sırasında çok bunalıma girdim; "Benim burada olmaya hakkım yok! Ben bunun eğitimini almadım. Eğitimini alan bir sürü insan var" diye...

n Niye böyle hissettiniz ki?

- Akademik eğitim aldığın zaman böyle bir psikoloji oluşuyor. Bunu çevremdeki insanlarla çok konuştum. Mesela Şerif Sezer benim için çok önemlidir. Bütün bu düşüncelerimi çok iyi ve net bilir. Bu düşüncemin çok gereksiz ve saçma olduğunu ama tabii ki eğitim almam gerektiğini, bazı noktalarda hatalı, eksik olduğumu, yine de eğitime bu kadar takık olmamın gereksiz olduğunu söyledi.

n İki senedir devam ediyor. Oyunculuğunuzu nasıl etkiledi bu süre?

- İnsan kendine karşı gerçekten objektif olamıyor. Hálá izlediğim zaman nefret ediyorum bütün oyunlarımdan.

n İçinize sinen bir an olmadı mı? "Babam ve Oğlum"da bir rolünüz vardı mesela...

- O çok hassas bir konu. Çok özel bir şey benim için. Oradaki sancılar çok daha farklıydı. Acayip heyecanlandım ben orada. Çağan beni dövecekti neredeyse...

n Bundan sonraki adım nedir?

- Bir bilsem...

n Oyunculuktan ürkmüş bir haliniz var sanki...

- Öyleyim çünkü.

n Hálá ikna olmadınız mı yapabildiğinize bu mesleği? Üç yıldır içindesiniz bu işin.

- İkna olmak... Belki... Bilmiyorum. Şu anda çok ara noktadayım. Ben oyunculuk yapacağıma daha yeni karar verdim. Daha 1.5 ay falan oluyor. "Ben artık oyunculuk yapacağım" cümlesini kendime kuralı o kadar oldu daha.

n Ne oldu 1.5 ay evvel?

- Sokakta yürüyordum. Birdenbire, gerçekten! Tamam dedim, ben artık oyunculuk yapacağım.

n Hangi sokak bu ya?

- Hiçbir şey hatırlamıyorum. Birden karar verdim ve bu işe beni ikna eden insanı, Tomris Giritlioğlu'nu aradım.

n Ne dedi?

- "Deli misin" dedi.

n İlla Oscar mı almak lazım ikna olmanız için?

- İlgisi yok. Kafam çok karışıktı. Başka bir şey okudum, oyunculuk yapıyorum. Oyunculuk benim hobim mi yoksa profesyonel hayatım mı? Karar veremiyordum. Ürkekliğim de oyuncu olmaya yeni karar veren birinin ürkekliği.... 1 sene sonra geçer.

n Bir sene sonra yine aynı sokaktan geçmeyin de...

- Yok karar verdim artık...

Dizi biterse biletimi alır yurtdışına giderim

l Bizim diziler aniden bitebiliyor. Ne olur şimdi arayıp dizinin bittiğini söyleseler?

- Giderim. Biletimi alır giderim.

l O kadar korkutucu mu?

- Hayır. Yurtdışına giderim. Tiyatro seyrederim. Müze gezerim. İnsan tanırım. Nefes almak gibi bir şey. Burada sürekli aynı şeyleri yapa yapa çok fazla tortulanıyorsunuz. Onu atmak istiyorum.