Abone Ol

"Benimle güzel sevişemeyen adam Boğaz Köprüsü'nden atlasın!!!" Didem Erol'dan şok açıklama!

Savaş Ay, Posta için yaptığı Pazar söyleşilerinde bu kez Didem Erol'u konuk etti ! Erol'un iddalı sözleri herkesi şok edecek ! İşte röportajın tam metni !

"Benimle güzel sevişemeyen adam Boğaz Köprüsü'nden atlasın!!!" Didem...

DİDEM EROL SEKSTE NEDEN İDDİALI?

GÜZEL OYUNCUYU DÖVÜP BOĞMAYA KALKAN SEVGİLİSİ KİM?

Savaş Ay Posta için yaptığı Pazar söyleşilerinde bu kez Didem Erol'u konuk etti. Erol'un iddalı sözü de başlığa şöyle çıktı:

BENİMLE GÜZEL SEVİŞEMEYEN ADAM KENDİNİ BOĞAZKÖPRÜSÜNDEN ATSIN

    - Hürriyet ankette; "cinsel yaşamda sorun ilişkiyi bitirir mi?" demiş, sen de "ben kötü seks yaptığım hiç kimseyle ilişki yaşamam; hatta ilişkiye başlamam bile!" cevabı vermişsin

    - Verdim evet

    - Önce cinsel ilişki kuruyor, partnerin performansı iyiyse başlıyorsun sevgililiğe?

    - Öyle sayılır

    - Ya kötü çıkarsa performans?

    - Benimle iyi sevişemeyecek adam gitsin boğaz köprüsünden atsın kendini

    - Bu özgüvenin kaynağı ne?

    - Kadın olmam. Türkiye'de seks erkeklerin tekelinde. Sanki sadece onlar zevk alıyor. Anket diye yanıtladım yoksa konuşmam.

    - Magazinci arkadaşlara sordum, özel hayatına dair bilgi çok az.

    - Adı üstünde özel hayat da ondan. Herkesin her şeyi ortada geziniyor, yanlış oluyor. Kadın çıkıyor, erkek arkadaşı için; "Bana kadınlığımı tattırdı" diye bas bas bağırıyor. Olacak şey mi?

    - Erkekler rahat rahat konuşuyor her şeyi

    - Boş konuşuyorlar. Oysa kadınlar 5 misli daha zevk alır seksten bilmiyorlar. Kadının enerjisi içinde kalıyor. Erkek boşalıyor. O spermler içinde omurilik sıvısı da var. Kayıp yani. Erken ölmeleri o yüzden erkeklerin

    - Erman hocaya söylerim

    - Kadınlar gizemli kalmalı. Mesela Sex in the City gibi bir dizi seyredilir ama çekilmez Türkiye'de

    - Neden?

    - Çünkü ülke yapısı izin vermez. Burada bir kadın arkadaşlarına sevgilisiyle nasıl oral seks yaptığını anlatamaz. Oliver Stone benim çok iyi bir dostumdur. Bir gün onunla konuşurken dedi ki ; "Sex in the city çok güzel dediler seyrettim ve iğrendim. Kadınlar erkek arkadaşlarının penis boylarını konuşuyorlardı" dedi.

    - Oliver Stone dünya çapında yönetmen. Bunları konuşma şansın mı oldu?

    - Haftada 3-4 kez buluşup partilere, barlara giderdik. Beni kaç defa çalıştığım restorandan Limuziniyle aldı. Aslında hep limuzine davet ederdi ama kendi arabamı tercih ettim. Amerika'da mesafeler uzak, taksi bulamazsın, canın sıkılsa dönebilmen gerek diye yani

    - Çok çapkın bir adammış

    - Evet yanında hep dünya güzeli kadınlar. Ama benim konumum ayrı. Bir kere Los Angeles'te çok fazla aptal sarışın var. Adam bunlardan bıkmış. Benle oturduğunda dünyada mevcut her konuyu çata çat tartışıyordum onunla

    - Gönül ilişkiniz ya da tensel bir temas filan oldu mu?

    - Olmadı yerim farklıydı. Asyalıları sever o. Çinli, Tayvanlı, çekik gözlüleri

    - Çalıştığım restoran dedin?

    - Bir Fransız lokantasında garsondum.

    - Reklamlardaki aşçı kız gibi. Garsonsun, kapıya limuzin gelip alıyor. İş arkadaşların ne diyordu?

    - Onlar alışkın şöhretlere. Bize çok ünlü gelirdi.

    - Bahşiş verirler miydi

    - Eveeet. Hele Shaquille O'Neal en cömerti. O bozuk para taşımaz. Hep 100 dolar verir, üstünü bırakır. 20 dolara içki içse gerisi kalır

    - Haa şimdi hatırladım da. Sen David Carredaine ile bir film çekmiştin. Neydi adı?

    - Verici

    - Hıı?

    - (gülerek) Verici

    - Tövbe tövbeee. Ne oldu sonra film maceraların?

    - Morgan Freeman'la da arkadaştım. Daha pek çok rejisör. Gel oyna dediler. Tam başlayacaktım ama bir İngiliz'e aşık oldum, bıraktım oraları İngiltere'ye yerleştim. Zekiyim. IQ'um 145 ama duygusal zekam düşük. Sevince her şeyi yapıyorum

    - Deydi mi peki

    - Deymedi. 1,5 yıl sonra ayrıldık

    - Ne oldu kültür şoku mu?

    - Rahatsız olduğu ortaya çıktı. Çok seviyordu ama sevgi anlayışı hastalıklıydı

    - Kıskançlık filan mı?

    - (ciddileşerek) Yok, ben tek eşliyim. Fiziksel yönden agresifti. 3 defa Karate kara kuşak Büyük Britanya şampiyonuydu. Olimpiyat milli takımından

    - Dövdü mü yani seni?

    - (çok hüzünleniyor) Oramı buranı kıracak kadar vurmadı ama… Dayağı yiyince hemen ayrıldım evden. Gidip kendime ev tuttum. Eşyalarımı almaya gelince o kapının arkasına saklanmış. Çantamı kaptı, telefonumu kırdı. Polise haber vereceğimi biliyordu. Veee

    - ….

    - Bak boynumda parmak izleri var hala.

    - Boğuyor muydu seni

    - (gözleri doluyor) Neredeyse. Birden kaskatı kesildim. Sinir krizi geçirdim. Hastanelik oldum. Hastaneye gelip bana bir şey yapar diye gizli odaya koydular beni. Bunları ilk kez sana anlatıyorum abi.

    - Olsun açılırsın

    - Sonra çok af diledi. Tedavi görsün diye yanında kaldım. Bir gün telefonda yine tehdit etti. Gizlice eve gittim, çantalarını kapıp çıktım ayrıldık. Sonra Ah benim salak kafam dedim ama çok geçti artık.

    - Sen de kavgacı mısın?

    - Değilim ama insan insana zulmedince kızıyorum. Amerikan sinemasında olmayan terbiyesizlik var burada. Çaycı sette baş oyuncuya çay getiriyor adam gıcıklığa içmiyor. Sonra "bu çay soğuk" diye fırça atıyor gariban çaycıya

    - Sinirleniyorsun bunlara?

    - Bunu Amerika'da yapsa o çay bardağını alıııır

    - Aman ha!

- (çok sinirlenerek) Adamın güneş görmeyen yerine monte ederler.