Abone Ol

BBC: Dünyanın en büyük ordusu, vatandaşlarıyla savaşıyor

BBC Türkçe muhabiri Hatice Kamer, günlerdir çatışmaların sürdüğü, Sur, Cizre, Nusaybin, Silopi'de vatandaşlarla konuştu.

BBC: Dünyanın en büyük ordusu, vatandaşlarıyla savaşıyor

Diyarbakır’ın Sur, Mardin’in Dargeçit ve Nusaybin; Şırnak’ın Silopi ve Cizre ilçelerinde sokağa çıkma yasağı devam ediyor.

Silopi’de bulunan HDP Şırnak milletvekili Aycan İrmez, şu ana kadar yedi kişinin hayatını kaybettiğini söyledi.

İrmez, 16 ve 17 yaşlarındaki iki kişinin evlerinde top mermisiyle yıkılan duvarın altında kalarak öldüğünü belirtti.

Aycan İrmez iki kişinin silahla vurulduğunu, yaşları 70-71 arasında değişen üç kişinin de patlama seslerinden dolayı kalp krizi geçirerek can verdiklerini söyledi.

Diyarbakır Sur'da son durum
Diyarbakır Sur ilçesinde delik deşik olan bir bina

İrmez, “Hayatını kaybeden yedi insanın cenazesi defnedilmeyi bekliyor ama çatışmalardan dolayı ne yazık ki kimse dışarıya çıkamıyor" dedi.

Patlama seslerinin Nuh, Cudi, Başak ve Barbaros mahallelerinde yoğunlaştığını söyleyen HDP Şırnak milletvekili, bu mahallelerde çok sayıda evin top atışlarıyla yıkıldığı bilgisinin kendilerine ulaştığını ve 10’a yakın yaralının olduğunu belirtti.

BBC: Dünyanın en büyük ordusu, vatandaşlarıyla savaşıyor - Resim: 2Telegraph: Barış umudu yok oldu

Başak Mahallesi’nde çocuk, genç, yaşlı 200-300 kişinin evlerin bodrum katlarında kaldığını belirten Aycan İrmez, “Yenişehir’de yapılan ev baskınlarında birçok ev sahibine hakaret edilip işkence yapıldı” diye konuştu.

'Bu zülmü oğluma nasıl izah edebilirim'
Cizre’de ise operasyon yoğun olarak Yafes, Nur mahallesinde yoğunlaşmış durumda.

Bahattin Yağarcık'ın Nur Mahallesi Botan caddesi üzerinde bulunan üç katlı evine çok sayıda top mermisi isabet etmiş. Ev kullanılmayacak durumda. Bir başka patlamada da evde yangın çıkmış. Yağarcık, çatışmalar başlayınca eşi ve yedi çocuğuyla komşuları olan bir akrabalarının bodrumuna sığınmış:

"Mahalleye gelişigüzel top atışları yapılıyor. Ardından da ateş açılıyor. Üç katlı, altı daireli bina büyük hasar gördü. Evimiz gözlerimizin önünde yandı. Şimdi dört aile, 12 çocuk toplam 26 kişi bir bodrumun iki odasında kalıyoruz. Burası çok rutubetli. Elektrik ve su yok."

Mahallede herhangi bir çatışmanın olmadığını, uzaktan mahalleye top atışları yapıldığını söyleyen Yağarcık, altı yaşındaki çocuğuna yaşananları izah edemediğini söylüyor.

Yağarcık, "İtfaiye, emniyet, kaymakamlık, hepsini aradık ama kimse ilgilenmedi. Çaresiz bir şekilde evimizin yanmasını izledik. Altı yaşındaki oğlum evimizi neden yaktılar diye soruyor. Ben bu zulmü ona nasıl izah edebilirim ki?" diyor:

'Sesimizi BM, NATO duysun'

“Dünyanın en güçlü ordusu bugün vatandaşları olan sivillerle savaşmaya gelmiş. PKK ve devlet arasında bir savaş olabilir ama sivil halkın ne suçu vardı, sivilleri korumak devletin yükümlülüğü değil mi? Madem devlet sivilleri koruyamıyor, NATO, BM duysun sesimizi. Böyle devam ederse birçok sivil ölecek."

Image copyrightReuters
Yafes Mahallesi’nde yaşayan Cemal Yaşar da binalarının bodrum katına sığınanlardan:

"Yedisi çocuk, 20 kişi dört aile binamızın bodrum katındayız. Yedi çocuğum var. İkisi liseye, dördü ilköğretime biri de üniversiteye gidiyor. Altı gündür evden başımızı çıkaramıyoruz. Binanın üst katlarına üç bomba isabet etti. Biz de mecburen buraya kaçtık. Bodrumda iki oda var. Dün gece oğlumun 14 yaşındaki arkadaşı Davut Yanık, eve gitmek istediği sırada vuruldu, yaralı. Hastaneye götürdüler. Korkudan başımızı çıkaramıyoruz."

Image copyrightReuters
Cemal Yaşar’ın karısı Asiye Yaşar, birkaç gün önce kapısının önünde vurulan üç çocuk annesi Hediye Şen’in komşuları olduğunu söyledi:

"Hediye dayısının geliniydi, geçen yıl evlerini ayırıp sokağımıza taşındılar. Üç çocuğu vardı. O gün bebeğinin bezini değiştirip bezi sokak kapısının önüne bırakmak isterken keskin nişancılar tarafından vuruldu. Yardıma bile gidemedik."

'Bodruma hapsolduk, ölümü bekliyoruz'
Çok korktuklarını, çocukların her patlama sesinde masanın altına girdiğini söyleyen Asiye Yaşar, günlerdir sıcak yemek yemediklerini anlattı:

"Her patlama sesiyle çocuklar masanın altına kaçıp kulakların kapatıyor. Mutfağa her girdiğimizde patlama sesleriyle irkiliyoruz. Çocuklara evde hazırda ne varsa onu vermeye çalışıyoruz ama bebekler var, bez ve mama ihtiyacı var. Elektrik yok ve hava soğuk. Kayınvalidem 82 yaşında ve Koah hastası. Günde üç defa buhar vermek zorundayız. Trafo patladı ve elektrikler üç gündür kesik. Elektrik olmadan buhar makinesi çalışmıyor. Her patlamada koku ve tozdan etkilenmesin diye iki oda arasında taşıyıp duruyoruz onu."

Filistin ve Kobani’den bile beter bir durumda olduklarını söyleyen Asiye Yaşar, "Başımıza kıyameti kopardılar ama kimse bizim burada nasıl bir durumda olduğumuz bilmiyor, sesimizi duymuyorlar. Bodruma hapsolmuşuz, ölümü bekliyoruz" diyor.

BBC TÜRKÇE