Abone Ol

Ayşe Özyılmazel'den ideal seks süresi üzerine tezler!

Bilim adamlarının ilginç araştırmalarına kafayı takan Ayşecik bakın hangi yorumlarda bulundu.

Ayşe Özyılmazel'den ideal seks süresi üzerine tezler!

Araştırma kafa karıştırma

Bu bilim-ilim-araştırma- kafamızı karıştırma insanlarının hastasıyım.
Sen o kadar oku, yıllarca geceni gündüzüne kat, mahalle arkadaşlarının arasında inek muamelesi gör sonra tut "Erkekler iri göğüslü kadınlarla evlenmek istiyor", "Armut vücutlu kadınlar daha seksi bulunuyor" tadında armut armut araştırmalara imza at.
Hem size hem bize yazık değil mi dostum?
Ben zaten bu araştırmaların insan psikolojisine iyi gelenini henüz görmüş değilim.
Bir sabah uyanıyorum "Balıketli kadın tadından yenmez" oluyor. Anam nasıl havaya giriyorum, kasım kasım kasılıyorum. Gün boyu çırpı bacaklılara bilimsel verilerle yaklaşıp, topunu sinir ediyorum.
Pat! Ertesi gün kaslı vücutlu 34 beden kadınların yeni nesil erkekleri baştan çıkarttığı ilan ediliyor. Hadi ordan beaa.
Ya da diyelim "Aşkın ömrü üç yıl" buyuruyor bunlar, benim de bilime araştırmaya inancı sonsuz bir kişiliğim var ya, bir anda dünyam kararıyor.
Hooop üç buçuk yılına varmış ilişkime "bittin sen adam" çekip bilim adına bir ayrılış pırtlatıyorum.
Ben öyle "Bana kaç gündür seni seviyorum demediiiaan" ya da "Aşkııam sen bana artık çiçek almıyosuuan" diye yuvamı yıkacak kadın mıyım?
Bilimsel kadınım ben bilimsel.
Eee sonra ne oldu? Ben adamdan ayrıldım, iki hafta sonra bir araştırma geldi dünyamı yıktı.
Al işte meğer "Sonsuz aşk varmış." Yahu madem sonsuz aşk vardı, "aşkın ömrü üç" yıl deyip içime kurt düşürüp, beni niye ayırdınız adamdan?
Bu bilim insanlarının topu İkizler burcu, topu dengesiz ben size söyleyeyim.
Neyse yüksek müsaadenizle flaş flaş basına sızdırılan en son araştırmalara gelelim.
Aha! İnsan yedisinde neyse yetmişinde de oymuş. Çok mersi canım. E bunu anneannem 80 yaşına kadar her gün söyledi zaten. Söyledi de yine de içimizde bir umut vardı kocalarımız, sevgililerimiz değişir, değişebilir diye. O da gitti. Bizi kör kuyularda umutsuz bıraktınız da ne oldu yani?
Sonracığıma İngiliz "Psychologhy Navigator" 30 bin kişi üzerinde araştırmış; mutlu insanlar kitap okur mutsuz insanlar televizyon seyredermiş. Yurdum insanı mutsuzluktan kırılıyor desenize. Ya ne saçma araştırma bu be. Şimdi ne zaman televizyon izlesem yanında anti depresan attıracağım o olacak. Bu bilim geriyor beni.
Ta taaa işte araştırma diye buna derim sayın seyirciler, yok yok okurlar. Siz mutlu insanlarsınız değil mi? Mutlu insan okur.
Efendim, İngiltere'de üşenmemiş 2000 kişiye yoklama çekmişler; Acaba yatakta en iyi performans sergileyenler hangi meslektenmiş?
Sonuca göre 1 numarada bilişim teknolojileriyle uğraşanlar, 2 numarada ofis çalışanları, 3 numarada da sağlık görevlileri varmış.
Ben demiştim zaten bizim meslekte bir sakat var diye. Vakti zamanında babamı dinleyip doktor falan olsaydım bugün aslanlar gibi bilişecektim, ilişecektim işte. Ay çok mutsuzum şu an, acil televizyon seyretmem lazım.
Ve son araştırmamız. Bilim adamları yine araştırmış ve "İdeal seks süresini" bulmuşlar. Peki neymiş? 10 dakika!
Bir veya iki dakika süren seks "çok kısa" ymış. Üç-yedi dakika arası "kabul edilebilir"miş. 13 dakika ve üzeri süren seks "çok uzunmuş" ("Ne hakla, ne cüretle 13 dakikayı geçersin" diye patlatın adamın kafasına inşallah).
Yahu bilim adamları, yahu can canlar, yahu aklını yatağa yorgana takmışlar deli misiniz siz? Üç kuruş seks hayatımız var onu da "ideal süre" sıkıntısıyla germeyiniz.
Şimdi ideali yakalamak için saat kurup mu sevişeceğiz, anlamadım ki. Gidin kendinize bir çay koyun, hadi canım. Biraz iyot, biraz fosfor hadi annem, hadi, Allah rızası için haydeee.

Ayşe Özyılmazel/Sabah