Abone Ol

Ayşe Arman bir tabuyu daha yıktı! Kızına cinselliği nasıl öğretiyor?

"Ben pipi lafıyla büyüdüm..." diyen Ayşe Arman 5 yaşındaki kızına cinsel organları nasıl öğretti?

Ayşe Arman bir tabuyu daha yıktı! Kızına cinselliği nasıl...

Ayşe Arman köşesinde yine bir tabuyu deviriyor ve çocuklar ile cinsellik nasıl konuşulmalı sorusuna yanıt veriyor!

" Çocuklarımızla cinsellik hakkında nasıl konuşalım?" Bu soru pek çok ebeveynin korkulu rüyalarından biridir.

"Ben "pipi" lafı ile büyüdüm. Erkek cinsel organı da, kadın cinsel organı da benim için "pipi"ydi." diyen Ayşe Arman bugün köşesinde yine bir tabuyu deviriyor ve bu soruya yanıt veriyor.

İşte Ayşe Arman'ın yazısı

Çocuklarımızla cinsellik hakkında nasıl konuşalım?

BEN "pipi" lafı ile büyüdüm.

Erkek cinsel organı da, kadın cinsel organı da benim için "pipi"ydi.

"Pipi" demek benim için son derece normaldi.

Anneme "Mami" demem gibi bir şey.

Yıllar içinde, "Özenti midir nedir, niye Mami diyor anasına" diyenler oldu.

Annenizin anadili Türkçe değilse, kendisinin tercih ettiği bir hitapla ona sesleniyorsunuz, otomatikman öyle
oluyor.

Ben, kafamı kessen, "Anne" diyemem.

"Kuku", "pepiş-mepiş" de diyemem.

*

Benim kızım da "pipi" diyor...

Du!

Profesör Bengi Semerci'nin, "Çocuklarımızla Cinsellik Hakkında Nasıl Konuşalım?" kitabını okuyuncaya
kadar...

Dün kitabı birlikte açtık, arkadaki resimlere baktık.

Çok sempatik, çizgi kız ve erkek figürleri.

Çıplaklar.

Bir ok çıkıyor, göz yazıyor.

Bir ok çıkıyor, burun yazıyor.

Bedenin bütün uzuvlarını birlikte saydık.

Kızın cinsel organına gelince, Alya "Pipi" dedi.

Öyle biliyor ya.

"Yok" dedim "Vajina, gerçek adı vajina".

Erkeğin cinsel organını gösterdi, "Bu ne?" dedi, "O da penis" dedim.

Çünkü kitapta öyle yazıyor. Pipi, kuku, muku, uyduruk isimler yok, neyse o.

Alya, bu iki sözcüğü kendi kendine tekrarladı.

Sonra üzerinde durmadan "Tamam" dedi, onun için, kafa, kol, burun, bacaktan farklı değil, herhangi bir ahlaki yargı yüklemiyor.

*

Bengi Semerci'nin kitabı olmasaydı 5 yaşındaki kızıma bunları öğretmek aklımın ucundan bile geçmezdi.

Çünkü ben de öyle büyümedim, 40 yıl "pipi" dedim durdum.

O da diyebilir gibi geliyordu bana.

Ama bakın Semerci kitabının 18'inci sayfasında neler diyor:

"Cinsel organların isimlerini değiştirmeden, biyolojik isimleriyle kullanın. Başta biraz fazla profesyonelmiş gibi gelebilir. Ama çocuk, söyleyebildikten sonra, cinsel organlara başka isim takmak anlamsızdır. Bu nedenle 3 yaşından itibaren, ebeveynler doğru anatomik isimleri kullanmalıdır. Böylece çocuk en doğru şekilde, utanmadan, bu isimleri kullanmayı öğrenir. Kiki, pipi gibi sevimli ama anlamsız kelimeler icat etmek yerine, doğru kelimeleri kullanın. Erkek çocukların cinsel
organı için penis, kız çocuklarının cinsel organı için vajina doğru kelimelerdir."

*

Ve daha bir sürü şey öğrendim kitaptan.

Şiddetle tavsiye ederim.

Neler mi?

1- Tek kaynak siz değilsiniz: Çocuğunuzun cinsellik öğrendiği tek kaynak siz değilsiniz. Sizin aktardıklarınızdan daha fazlasını, yanlış kaynaklardan öğrenebilir.
Saçma sapan şeyler öğrenmesini istemiyorsanız, siz doğrusunu anlatın.

2- Cinsellikle ilgili konuşmaktan rahatsızsanız, bunu çocuğunuza dürüstçe söyleyin: "Ben seks söz konusu olunca rahat konuşamıyorum, çünkü annem-
babam benimle bu konuda konuşmazdı. Ama ben seninle, her konuyu konuşabilmek istiyorum. O yüzden ne merak ediyorsan sor. Cevabını bilmiyorsam, araştırıp öğrenir sana anlatırım." Bu, onun için rahatlatıcı olur.

3- Sakin olun: Çocuğunuz en tuhaf soruyu bile sorsa, merakına saygı duyun, yargılamayın. Siz onu "Saçmalama!" diye susturursanız, yanıtı etrafındakilerin yargılarından öğrenecek, onları benimseyecek.

4- Ne sorduğunu tam anlayın: "Bebekler nasıl olur?" mu dedi. Şöyle deyin: "Nasıl dünyaya gelir mi demek istiyorsun, yoksa bebekler nasıl oluşur, onu mu öğrenmek istiyorsun?"

5- Sakın yargılamayın: Gerçeği ararken, kafası karışık olacaktır. Yargılarsanız, "Aaa ne ayıp!" derseniz ya da "Çek elini oradan!", bu konuyu tabu haline getirmiş olursunuz.

6- Mahremiyeti öğretin: Kapınız kapalıysa, girmeden önce kapıyı vurması gerektiğini. Ama siz de onun kapısı kapalıyken aynısı yapın.

7- Konuşma fırsatlarını kullanın: Tuvalet eğitimi veriyorsanız, bu mesela cinsel organların ismini doğru öğretmek için bir şanstır. Kızınızın bezini mi değiştiriyorsunuz, oğlunuz bunu görürse, kardeşinin neden penisi olmadığını sorabilir, anlatmak için bir fırsattır.

8- Şoke olmayın: Okulöncesi dönemden itibaren cinsellik oyunları, mastürbasyon davranışları başlayacaktır. Şaşırmayın, büyük olay haline getirmeyin.
Çocukken cinsellik hakkında konuşun ki onlar da sizinle ergen olduklarında konuşabilsinler. Yoksa kapalı kutu olarak kalırlar.

9- Onlarla gizliliği konuşun: Sınırlarını bilmeye ihtiyaç duyarlar. Nerede çıplak olabileceklerini, nerede giyinik olmaları gerektiğini bilmeliler. Küvette çıplak, sokakta, mağazada, okulda giyinik.

10- Önündeki dönemi açıklayın: Vücutları değişirken kaygılanabilirler. O yüzden bir sonraki dönemde başlarına gelecek şeyleri anlatın. 9 yaşındaki bir kız çocuğu âdet kanamasını bilmelidir.

11- Ergen olduğunu fark edin: Cinsel olarak sizin zannettiğinizden önce aktif olabilirler, o yüzden cinsel yolla bulaşacak hastalıklar ve doğum kontrolü
konusunda bilgilendirin.

12- Bedenine bir yabancının dokunmaması gerektiğini öğretin: Bu özellikle önemli. Çocuğunuz, kendisine istemediği ve izin vermediği tarzda dokunuşları fark edebilmeli Bunun, kendisi için bir tehlike yarattığını öğrenmeli.

*

Küçükken öğrendiklerimiz büyükken bizi takip ediyor.

Çocuğun bu konuda rahatlamasını sağlamak çok önemli.

Mesela 4 yaşında mıydım, 5 mi bilmiyorum, mahallede aynı yaşlarda bir erkek arkadaşım "Ben seninkine bakayım, sen de benimkine" demişti, merak edip "Tamam" dedim, sonra da mahallenin diline düştüm.

Yanlış bir şey yaptım diye çok utandım, kahroldum.

Ama Annem, "Amaaan nelere takıyorsun" dedi. "Sen kuzenlerinle birlikte yıkanmıyor musun? Ne önemi var? Bırak istediklerini desinler."

Benim arkamda böyle durması benim için çok önemliydi.

Yargılamayan anneler babalar olalım, biliyorum bizimki gibi bir ülkede zor ama...

Olmaya çalışalım...



Vatan