İŞTE AYKUT IŞIKLAR'IN O YAZISI:
"19 Eylül'de Fransa'da nikah masasına oturacak olan Acun Ilıcalı ile Şeyma Subaşı'nın düğün davetiyelerinin gösterişten uzak olması dikkat çekti.
FRANSA'DA "EVET" DİYECEKLER.
Acun Ilıcalı sevgilisi Şeyma Subaşı ile Fransa'nın dünyaca ünlü sahil kasabası Saint Tropez'de 18-19 Eylül'de evlenecek. Düğün 19 Eylül gecesi ünlü bir beach'te yapılacak.
SADE BİR DAVETİYE TERCİH ETTİLER
Düğüne 300 kişi davetli. Otel dahil misafirleri Acun Ilıcalı ağırlayacak. Düğün için özel bir davetiye dizayn edildi. Şeyma Subaşı'nın seçtiği davetiyenin en büyük özelliği sade olması."
Bu Şeyma ve Acun’u seven bu evliliğini destekleyen bir gazeteci arkadaşın yazdığı haber. Arkadaş ‘sade bir düğün, davetiye çok sadece’ diye yorum yaparak Acun’a aklısıra kıyak yapmış.
Saint Tropez'de bir plajda evlenmek, oraya 300 kişi götürüp-yedirip içirmek nasıl sade düğün oluyorsa. Demek bir özel uçak kalkacak. 1400 liralık maaşla ay başını getirme savaşı veren vatandaşlarımızı hiç hatırlatmak istemiyorum. Duygu sömürüsü olur. Adamın parası var, istediği kadar harcar keyfi misin? Derler adam.
Ben Hatice ile değil netice ile ilgilenmek istiyorum. Bu aşk şayet nikah masasında noktalanacak ise, en büyük ve zor emek sahibi gelin hanımdır.
Şeyma hanım tırnakları ile kaza kaza bu noktaya geldi. Evli bir adamdan hamile kalmak, aylarca bunu saklamak, doğumdan sonra bile kimse ile paylaşmamak, bebeğini sadece Ege Denizinde demir atan teknede dolaştırmak kolay iş değil.
En azından bu ülkede yuva yıkan kadın sevilmez. Yuva yıkanın yuvası da yıkılır denir.
Neyse ki o zor günlerinde Zeynep hanım çok asil durdu. Boşanmayı hiçbir zaman magazin malzemesi yapmadı.
Peki bu noktaya çok kolay mı gelindi?
Şeyma Subaşı istedi de şıp diye Acun’u nikah masasına mı oturtuyor?
Hayır, çok uzun ve zor bir yolculuk yaşandı. Amerika Birleşik Devletlerinde birlikte çekilen ilk fotograflarını anımsıyorum.
Sosyal medyada yayınlandığı gün olay olmuştu. Çünkü Acun Ilıcalı o sırada Zeynep hanımla evli idi. Zeynep hanım çok akıllı ve kültürlü bir kadın.
Öyle akşama dek evde kocasının işten gelmesini bekleyenlerden asla değil. Pek çok işin başında bizzat yönetici idi. Eşinin kendini genç ve güzel bir kız ile aldattığını anladığı gün avukatına koştu.
Avukatın gönderdiği boşanma dilekçesini okuduğum zaman şok olmuştum. Çünkü Acun’un bu kadar zengin olduğunu bilmiyordum.
Zeynep hanım konuya vakıf olduğu için nerede ne varsa yarısını istemişti. Yurt dışındaki gayrımenkulleri mahkeme dilekçesinde öğrendik. Yaklaşk 50 milyon Amerikan doları gibi bir servet. Ancak mahkeme açılacak haberi çıkınca durum değişti. Çünkü Acun eşini çok sevdiğini, boşanmak istemediğini söyledi. Bir süre böyle devam etti.
Zeynep hanım şirketin iyice patronu yani son söz sahibi yöneticisi olmuştu ki… bir başka bomba patladı. Bu da Şeyma Subaşı’nın hamile olduğu ve çocuğu asla aldırmayı düşünmediği medyaya sızdı.
Bu haberleri tabii ki Şeyma’nın en yakın arkadaşları medyaya uçuruyordu. Daha önce de eski asistanı Tanem Sivar için dedikodu yapmışlardı.
Bu kızlar ne istemiş olabilir? Ya ‘Acun madem benim olmayacak, başkasına da ınu yar etmem‘ diyorlardı ya da Şeyma’yı çok kıskandılar. Tanem Sivar‘ı kıskanmışlardı. Ama ellerinde telefon ortaya değişik senaryolar yaydıkları kesin.
Engeller tek tek aşıldı ve bu günlere gelindi. Acun, Şeyma'yı çok seviyor, birlikte uzun bir yolculuğa çıkmaya hazırlanıyor. Acun’u zor durma düşürmemek için elinden geleni yapan Şeyma hanım da bu nikahı hak etti. İnşallah çok mutlu olurlar.
1- Acun ile Şeyma Amerika da bu pozu verirken sosyal medyaya sızdırılacağını hiç düşünmemişti. Çünkü o sıralar Acun evli idi.
2- Şeyma Subaşı, Acun’un yeni sevgilisi olarak ismini duyurunca, paparazilerin de hedefi oldu. Değişik zamanlarda bikinili fotografları ile sosyal medyada yayınlandı.
3- Yaklaşık iki yıl aşklarını ve birlikte olduklarını sakladılar. Ama her şey yoluna girince bu pozlar da verilmeye başlandı.