Abone Ol

Atatürk'ü bile bile ölüme mi gönderdiler?

Gazeteci Yazar Hulki Cevizoğlu şok bir iddia ortaya attı. HALK TV'de konuşan ve kaynağını özel bir araştırmacıya dayandıran Cevizoğlu, " Atatürk'ü bile bile ölüme göndermişler" dedi.

Atatürk'le ilgili şok iddia

Gazeteci Yazar Dr. Hulki Cevizoğlu, Atatürk’ün ölümüyle ilgili çok çarpıcı bir iddia ortaya attı. Atatürk’ün hastalığının ne olduğu hakkında ölene kadar teşhis konulamadığını hatırlatan ve yanlış tedavi edildiğini belirten Cevizoğlu, “Atatürk’ü bile bile ölüme göndermişler” dedi.

Yeniçağ Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu’nun Halk TV’de ki Halk Uyanıyor programına konuk olan Dr. Hulki Cevizoğlu, Atatürk’ün hastalığıyla ilgili bilinmeyenleri açıkladı. Cevizoğlu, “Atatürk beni Türk hekimlerine emanet edin dememiş. Yıllardır gerçek bildiğimiz bir yanlış. Bunun yanlış olduğunu Atatürk’ün hastalığıyla ilgili hazırlanan tezlerde görebiliyoruz. Ancak Türk doktorlarını onurlandırmak için çeşitli davranışlarda bulunmuş” dedi.

“ATATÜRK YANLIŞ TEŞHİSİ BİLİYORDU”

Atatürk’ün hastalığını çoğunlukla çok çalıştığı için strese bağlamışlar diyen Cevizoğlu,“Atatürk 14 Haziran 1938’de Savarona yatından Afet İnan’a hastalığı hakkında mektup gönderiyor, ‘Vaziyetim şudur: bence doktorların yanlış hüküm ve görüşleri sebebiyle hastalık durmamış, ilerlemiştir’ diyor. Yani bana yanlış teşhis konuldu diyor. Doktorların Atatürk’ün hastalığının karaciğerden kaynaklanabileceği akıllarına gelmemiş. Ölümünden 6 ay önce karaciğer teşhisini koyuyorlar. Doktorlar siroz hastaları için, ‘istirahat etmesi çok önemli, seyahat etmemesi, kendisini yormaması çok önemli’ diyorlar. Ancak Atatürk Hatay meselesinden dolayı canı pahasına ağır ve uzun seyahatler yapıyor” ifadelerini kullandı.

ATATÜRK’ÜN YAKININDAKİLER SİROZ TEŞHİSİNE İNANMAMIŞ

Atatürk ölmeden önce Dr. Asım Arar’ın teşhisi koyduğunu söyleyen Cevizoğlu, “Dr. Asım Arar teşhisin geciktiğini, hazırladığı raporda karaciğer sirozunu anlatarak yakınlarında bulunan önemli kişilere sunduğunu ancak inandıramadığını ifade ediyor. Falih Rıfkı Atay, ‘Bütün bunların sebebi karaciğerini için için kemiren onulmaz bir illet olduğunu bilmiyorduk.’ Şevket Süreyya Aydemir, ‘Atatürk’ün burnu kanadıkça biraz pamuk, bedeni zayıfladıkça iştah açıcı mezeler veriyorduk’ diyor. Atatürk sadece siroz hastalığını yaşamadı. 3 kere kalp krizi geçirdi, o dönem salgın olan sıtma hastalığına defalarca kez yakalandı. Ülkemiz için son derece önemli olan pamuklara sarıp sarmalamamız gereken bir insana ne yazık ki yanlış teşhisler konulmuş” şeklinde konuştu.

Cevizoğlu, “1936’da Dr. Asım Arar siroz teşhisini koydum diyor ve tedavisinin olduğunu söylüyor. Hatta teşhis edilseydi kurtulabilir miydi? Sorusuna Arar “evet” o sırada erken teşhis çok önemli. Teşhisten sonra kendisine konulacak içki yasağıyla, düzenli beslenmeyle, istirahat etmeyle yaşam kalitesi düzeltilebilir ve yaşam süresi uzatılabilirdi diyor” dedi.