Abone Ol

Altın günü yerine erkek striptizci

Cuma günü vizyona giren, striptizcilerle ilgili “Magic Mike XXL” filminden yola çıkarak bu işin Türkiye’de nasıl yapıldığını araştırdık. 

Altın günü yerine erkek striptizci

SuperFabric’te buluştuğumuz Duman Karataş: “Müşterilerim arayıp ‘Biz altı kız evdeyiz, sen de gel, ortam değişsin, eğlenelim biraz’ diyor”

Üç yıl önce izleyiciyle buluşan “Magic Mike”ın devam filmi “Magic Mike XXL” vizyona girdi. Filmde yıllar sonra bir araya gelen erkek striptizcilerden oluşan ekip, efsanevi son bir performans için yollara düşüyor.

Biz toplum olarak striptiz kültürüne bir hayli uzak olsak da son zamanlarda artan ilgiyi özellikleİstanbul’da açılan gece kulüplerine bakarak anlamak mümkün. Drag queen’ler, gogo boy ve gogo girl’ler derken artık özel davetler için kiralanan, içinde direklerin yer aldığı striptiz odaları mevcut. Bu işin en iyi gece kulüplerinden biri olan SuperFabric’in kapısını çaldık, özel odalarına misafir olduk. Yedi yıldır çeşitli kulüplerde striptiz yapan ve artık sadece özel partilere gidenDuman Karataş’la da bu mesleğin Türkiye’deki boyutunu konuştuk...

-Kaç yıldır striptiz yapıyorsunuz?

Yaklaşık 17 yıldır gece hayatındayım. Bunun son yedi yılı dans etmekle geçti.

-İlk 10 yıl ne yaptınız?

Bodyguard olarak girdim gece hayatına. Mekanlarda işletme yardımcılığı yaptım.

-10 yılın sonunda striptizci olmaya nasıl karar verdiniz?

Bir gün spor salonunda antrenman yapıyorduk, striptizde başarılı olmuş iki arkadaşım vardı yanımda. Piyasanın en iyileri onlardı. Bana o gün “Sahnede birine daha ihtiyacımız var” dediler. Ben de “Nasıl yapacağım ki, yapamam” dedim. Israr ettiler, “Yaparsın, biz seni spor salonunda dans ederken gördük. Denersin, bir görmüş oluruz” dediler.

-Gece kulübünün kapısında durmakla sahneye çıkıp dans ederken soyunmak aynı şey değil. Utandınız mı?

Gece kulüplerine çok aşinalığım olduğu için hiç sıkılmadım, utanmadım. Türk toplumundaki “Erkek adam dans etmez” algısına rağmen gittim. İlk gece ve o bir hafta açıkçası günü kurtarmak gibi bir durum oldu. Beni idare ettiler. Sonra iyi dans edemediğim için kovuldum işyerinden.

“Edep yerini kapatarak dans etmek işin nirvanası”

-Dönüm noktası ne oldu?

Kovulduğum için hırs yaptım.
Sonra güzelce araştırdım. Baktım aslında bu bir meslek değil henüz Türkiye’de.
“E nasıl öğreneceğim” dedim. Birkaç arkadaşla konuştum, onlar “Eğitim alman lazım ama verecek kimse yok. Evde kendi başına aynanın karşısında çalışacaksın. Sürekli müzik dinleyeceksin” dediler. Gogo boy denilen erkek dansçılar serbest dans ederler, ben de dans etmeye öyle başladım.

-Gogo boy ile striptizci arasındaki fark nedir?

Striptizci bir defa direk dansı yapıyor. Belli bir kostümle başlayıp iç çamaşırı ya da mayoyla kalana kadar dans ederek soyunur. Belki çok özel partilerde başka istekler olursa edep yerlerini göstermeden soyunanlar var. Gogo boy ise ya belli bir koreografide ya da serbest stil, 10-20 dakika arasında dans eder. Belli bir kostümle çıkar, fazla soyunmaz.

-Edep yerlerini göstermeden nasıl soyunuyorlar?

Bir lap dance vardır bir de topless dance. Kucak dansı ve üstsüz dans demek. Bunlar özel partilerde istendiği takdirde yapılır. Edep yerini de şapkayla kapatarak dans eder. Bu da artık işin nirvanası diyebiliriz.

“İnsanlar hep daha farklı yüzler görmek istiyor”

-Tek mesleğiniz bu mu?

Uzun yıllar tek başına yapılacak bir meslek değil bu. Toplumda yaşanan her olay direkt gece hayatını etkiler. Çok yakında yaşanan Gezi olaylarında gece hayatı duracak noktaya geldi mesela. Bunun yanı sıra yaz gelir, İstanbul’da kimse kalmaz, ramazanda hiç iş olmaz gibi birçok etken durum var. Arkanızdan gelen yeni bir jenerasyon var ayrıca. Dans işi böyledir. İnsanlar daha farklı yüzler görmek ister. Bu yıl sakallı dansçılar varsa seneye bebek yüzlü dansçılarModa olabilir. Tek gecelik kazançlar da hızlı tükeniyor. Ben de tamamen bırakmadan önce spor hocalığına yöneldim.

-Şimdi sadece özel partilere mi gidiyorsunuz? İnsanlar size nasıl ulaşıyor?

Ben XL’de çalışırken şovlara sosyal medyayı da dahil ettik. Daha sonra ben çalıştığım her gece için tüm listeme SMS göndermeye başladım. Gün geçtikçe de tanınırlığım ve ulaşılırlığım arttı. Şimdi hem spor salonunda çalışıyorum hem de kapalı grupların partilerine gidiyorum.

“Çok sevdiğim kadını bu iş yüzden kaybettim”

-Sevgilinize mesleğinizi söylüyor musunuz? Kıskançlık yapan oluyor mu? Ya da mesleğinizi kabul etmeyen?

Çok sevdiğim, hatta hayatımdaki en önemli kadınlardan birisini bu meslek yüzünden kaybettim.

-Sebebi neydi sizce, kıskançlık mı?

Aslında yediremedi. “Erkek adam böyle dans etmez” dedi. Kıskandı ama ondan ziyade ortam ona çok farklı geldi. Ondan sonra beni ayakta alkışlayan kız arkadaşlarım da oldu. Bu iş eskiden gizli yapılırdı, şimdi neredeyse 19 Mayıs bayramında drag queen çıkaracaklar.

-Evli olanlar yok mu?

Olmaz mı, tabii var. Eşleri bu mesleği kabul ediyor. Hatta eşleri de
dansçı olanlar var.

-Özel partilerden bahsetsek biraz...

Bu partilerin genelinde hiç erkek olmaz. Bunlar kına gecesi, bekarlığa veda, doğum günü olduğu gibi sadece eğlenmek için bir araya gelmiş kadınların özel partileri de olabiliyor. Eskiden kadınlar altın günü yapardı, şimdi toplanıp striptizci çağırıyorlar. Beni öyle arayan çok müşterim oluyor. “Duman, biz altı kız evde oturuyoruz, sen de gece 2 gibi gel, ortam değişsin, eğlenelim biraz” diyorlar.

“Ahlaksız teklifi idare edip geçiştiriyoruz”

-Özel istekler oluyor mu?

Evet, mesela bir set dans olarak anlaşırsınız, orada eğlence çok iyi gidiyordur, bir set daha yapmanızı isteyebilirler sizden. Ya da gelirken kostüm tercihinde bulunabilirler.

-İçkili ortam sonuçta, ahlaksız teklifler de geliyordur...

Partiye gelmiş, özgüveni biraz daha yüksek olan bir ya da iki kişi mutlaka çıkar. Onlar tamamen soyunmanızı da ister, gece sonunda birlikte olmak da...

-Dansçıların da prensipleri vardır öyle değil mi?

Elbette. Mesela kimisi dokunulmasını istemez, kimisi fotoğraf ve video çekimine yasak getirir. Ahlaksız teklifte bulunan kişiyi de idare ederek geçiştiriyoruz. Başınıza bir tek bu gelmiyor ki. Bazen gece uzar, evdeki kişi sayısı azalır. O arada sarhoş olan kadınlardan bir tanesi bayılır, alır hastaneye götürürsünüz. Evde benden başka erkek yok. Sorumluluk hissi duyup hastaneye götürdüğümü bilirim.

-Talep genellikle gençlerden mi geliyor?

Evet, talep hep 25-45 yaş arasından gelse de bir gün bekarlığa veda partisinde, gelinin hem annesi hem de kayınvalidesi vardı. Ben önce nasıl olur, nasıl yaparız, belki rahatsız olurlar diye tedirgin oldum ama gençlerden çok onlar eğlendi.

“Ailemden yana hiçbir sorun yaşamadım”

-Ailenize mesleğinizden bahsettiniz mi?

Benim ailemde kardeşim, ablamlar biliyordu. Arkadaş çevremin de yüzde 80’i biliyordu. Yüzde 20’lik bizim kendimize uygun görmediğimiz mutaassıp bir kesim vardı, onlara söylemedim. Aileme bir sıkıntı olmasın diye... Sonrasında ise ailemin tüm fertleri öğrendi benim yaptığım işi. Hatta gece kulübüne gelip beni seyrettiler.

-Anne ve babanızın ilk tepkisi ne oldu?

Babam yaşamıyordu. O daha önce vefat etmişti. Annem “Oğlum sen kendine yakıştırıp yapıyorsan, dikkat ediyorsan, problem yok. Gece hayatı bu, başına bir iş alma, kendine kötü bir şey yaptırma, düzgün çalış” dedi. Hatta gurur duydu.

-Bunu annenizle konuştuğunuzda yani dans etmeye başladığınızda kaç yaşındaydınız?

O zaman 33 yaşındaydım, artık 40 oldum. Şanslıyım ki ailemden yana hiçbir sorun yaşamadım. Her dansçının ailesi bu kadar olumlu yaklaşmıyor duruma.

“Garson ve aşçıdan aksesuar topladık”

-Başınıza komik şeyler geliyor mu?

Hiç unutamadığım bir anım var. Bir gün Kıbrıs’ta çok büyük bir otelde grup olarak işe çağrıldık. Uçaktan indiğimizde bavullarımızın başka bir uçakla yurt dışına gittiğini öğrendik. Biliyorsunuz bizim işimizin yüzde 50’si kostüm. Akşam sahnemiz var. Şoke olduk. İşletme sahibi, “Arkadaşlar, bizim bu gecede bu işten başka öne çıkarabileceğimiz bir şeyimiz yok, ne yapacağız?” dedi. O zaman “Otel personelinden aksesuar toplayın. Garsonlar papyon, aşçı şapkasını versin” dedik. Oradan buradan derken biz müthiş kostümlerle şahane bir şov yapmıştık.  -

Milliyet