Kadına şiddet konusunun gözle görülür ve rahatsız edici boyutlara geldiğini kaydeden Koç, “Mustafa Kemal Atatürk Türkiye’yi kurarken bir yol çizmiş, Sabiha Gökçenler çıkmış. Neden böyle gerilere düştük anlamıyorum” dedi.
Okuma yazma bilmeyen kadın sayısının 8 milyon olduğu Türkiye'de artan şiddet olayları, kadın istihdamı önündeki en önemli engel olarak gösterildi.
Kadınların yalnızca yüzde 33'ünün istihdama katıldığı Türkiye, OECD sıralamasının en alt basamaklarında yer alırken, son birkaç yıldır büyüyen kadına şiddet sorunu iş dünyasının da gündemine oturdu.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) işbirliği ile McKinsey & Company “Women Matter Türkiye 2016” Raporu Tanıtım Toplantısı'nda konuşan Borusan CEO'su Agah Uğur, Türkiye'de her 100 kadından 36'sının şiddet gördüğüne dikkat çekti. Uğur, “Bu artık Türkiye'nin bir beka sorunudur. Türkiye medeni bir ülke olacaksa Türk kadının yeri bugünden çok farklı bir yerde olmak zorunda. İstihdam konusunda da şirketlerin öncü olması gerekir” dedi.
KAHRAMAN LİDER İŞLEMİYOR
Borusan CEO'su, özellikle Anadolu'ya doğru gidildikçe sorunun daha da hayati bir boyuta ulaştığını dile getirdi. Borusan Holding'in genel merkezinde çalışanların yüzde 40'tan fazlasının kadın olduğunu kaydeden Uğur, bu rakamın Anadolu'daki bayi tedarikçi ve yönetim merkezlerine gidildikçe yüzde 20'nin de altına düştüğünü dile getirdi.
TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes ise iş dünyasındaki değişimleri eski tip liderlik modelleri ile sürdürmenin imkansız olduğuna dikkat çekerek, iş dünyasında kadının rolünü yeniden şekillendirmek ve yeni bir lider modeli yaratmak için fırsat olduğunu kaydetti.
“Sorun çözmek için eksi tip her şeyi bilen kurumun vizyonunu tepeden belirleyen kahraman iş modelleri ve geleneksel liderlik modelleri artık çalışmıyor, bu iş dünyasında da siyaset dünyasında da kanıtlandı” diye konuşan Symes, kadın erkek eşitliğine mutlaka ihtiyaç olduğunu, daha kapsayıcı ve birlikte öğrenen bir liderlik modelinin devreye girmesi gerektiğini dile getirdi.
KADINLAR DAHA SİSTEMLİ
Cansen Başaran Symes, kadınların erkeklere göre daha sistemsel bir bakış açısına sahip olduğunu söyledi. Symes, “Erkeklerin hepimiz biliyoruz ki sorunlara daha odaklı yaklaşması bir avantaj iken bunu tamamlayacak şekilde kadınların daha sistemsel bir bakış açısına sahip olduğunu biliyoruz. İş birliğine olan yatkınlık çok önemli erkeklerin geçmişten gelen silo (içe kapalı) olarak iş yapma alışkanlıklarının yanında yeni iş yaşamında kadınların çok daha fazla network ve takım kurma gibi özellikler bakımından öne çıktığını görüyoruz” dedi.
EKONOMİ 28 TRİLYON DOLAR DAHA BÜYÜR
MckInsey and Company tarafından yaklaşık 10 yıldır, Kuzey Amerika, Latin Amerika ve Asya'da yapılan ve kadınların işgücüne katılımını ortaya koyan “Kadın Sorunu” raporunun Türkiye ayağı bu yıl Türk Sanayicileri ve İş Adamları Derneği işbirliği ile 102 şirkette 240 bin beyaz yakalı çalışan ile geçekleştirildi.
Raporun sonuçlarına ilişkin bilgi veren Mckinsey Türkiye Ortağı Bengü Korkmaz ise kadınların işgücüne katılımı ile 12-28 trilyon dolarlık bir artı ekonominin yaratılabileceğini işaret etti.
Türkiye'nin yüzde 33'lük oran ile kadınların işgücüne katılımında OECD ortalamasının oldukça altında olduğunu ifade eden Korkmaz, bu rakam yüzde 63'e geldiğinde 250 milyar dolarlık ekstra bir ekonomik katkı sağlanacağını dile getirdi.
ATATÜRK'ÜN ÇİZDİĞİ YOLDAN GERİYE DÜŞTÜK
Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ali Koç, Türkiye'nin, pek çok konuda ilerlerken kadın istihdamı konusunda ise ciddi bir gerileme süreci içinde olduğunu söyledi. Kadına şiddet konusunun gözle görülür ve rahatsız edici boyutlara geldiğini kaydeden Koç, “Artık hepimizin psikolojisini bozuyor kadını da çalışmama noktasına getiriyor. İş dünyasında ve hayatta hiçbir zaman kadın meselelerinin halledileceğini düşünmüyorum ama bugünkü durum da çok kötü. Mustafa Kemal Atatürk Türkiye'yi kurarken bir yol çizmiş, Sabiha Gökçenler çıkmış. Neden böyle gerilere düştük anlamıyorum” dedi.
Türkiye'de toplumsal kalıpların hayatı yönlendirdiğini belirten Koç, bunun kendisini de etkilediğini kaydetti. Kendi hayatından bir örnek veren Koç, “Kalıplar içinde yaşadığımı fark ettim. Ben seyahatlere giderken, 8 yaşındaki oğluma, ben yokken ev sana emanet annene kız kardeşine sahip çık diyorum. Sonra bir gün kızım ‘neden bana emanet etmiyorsun' diye sordu. Sistemi değiştirmeyi düşünüyoruz” diye konuştu.