Abone Ol

Ali Babacan'dan Erdoğan'a: Hani 100 Milyar Ayırmıştın?

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Kahramanmaraş, 10 ilin etkilendiği depreme dair olarak, "Devlet önce kendi ayırdığı parayı harcasın. Millet hemen IBAN numarası vermesin. Cumhurbaşkanı ‘100 milyar ayırdık’ demedi mi? Harcasın bakalım. Ondan sonra ihtiyacı olursa, bu cömert millet gene yardım eder."

Ali Babacan'dan Erdoğan'a: Hani 100 Milyar Ayırmıştın?

Siyaset yapanın iktidarın kendisi olduğunu kaydeden Babacan, "Sayın Erdoğan ilk konuşmaya başladığı gün, depremden sonraki ilk sözlerinde nefret vardı, öfke vardı."

Babacan, 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerin ardından en büyük yıkımın yaşandığı yerlerden biri olan Adıyaman’dan gazeteciler Cüneyt Özdemir ile Fatih Portakal’ın YouTube yayınlarına bağlanarak deprem bölgesinden görüşlerini paylaştı.

Babacan, şu ifadeleri kullandı:

Cumhurbaşkanı, ‘100 milyar ayırdık’ demedi mi? Harcasın

“Önemli olan acil ayni bağış. Nakdi bağış vatandaşlarımızın daha kolayına gelebilir ama bir apartmanda oturan komşular toplansın, 100 tane, 500 tane battaniye mi alabiliyorlar? Bunları ayni şekilde yapmaları çok daha iyi. Çünkü bu nakdi bağışların şu anda doğru olarak yönetileceğine inanamıyorum. Kaotik ortam var. Devletin ‘100 milyar lira kaynak ayırdık’ diye ifadesi var, değil mi? Devlet önce kendi ayırdığı parayı harcasın. Millet hemen IBAN numarası vermesin. Cumhurbaşkanı ‘100 milyar ayırdık’ demedi mi? Harcasın bakalım. Ondan sonra ihtiyacı olursa, bu cömert millet gene yardım eder.

Bırakın isteyen istediğine yardım etsin

Yardım TIR'ları geliyor, bazı illerde el konduğunu görüyoruz. Neymiş, bu dağıtımı kendileri yapacakmış. Ya, olmuyor işte. Adıyaman il başkanımızın evinin bahçesi koskoca bir yardım toplama ve dağıtma deposu olmuş. Kahramanmaraş il teşkilatımız koskoca bir depo tutmuş, TIR'lar oraya iniyor. Köylere küçük arabalarla gönderiyorlar. Madem AFAD bu işin altından kalkamıyor, vatandaşın kendi yaptığı yardımların da önüne geçmemek lazım. Bırakın isteyen istediğine yardım etsin. Bildikleri, güvendikleri bir vakıf olur, dernek olur, siyasi parti organizasyonu olur. Herkes ulaşabildiğine ulaşsın.

Siyaset yapan iktidarın kendisi

Bunların ‘Siyaset yapmayın’ dediği ne? ‘Eleştirmeyin, hataları konuşmayın. Olumsuzlukları anlatmayın’. Hiç kimse kusura bakmasın. Eğer birileri siyaset yapıyorsa, siyaset yapan iktidarın kendisi. Sayın Erdoğan ilk konuşmaya başladığı gün, depremden sonraki ilk sözlerinde nefret vardı. Öfke vardı. Tehdit vardı. Belediyeler de seferber olmuş, bir şeyler yapmaya çalışıyor. Belediyelerle kavgaya tutuşuyorlar.

Belediye mi yapıyormuş, merkezî hükûmet mi? Ne önemi var ya?

Ülkeyi yönetenlerin her şeyi ben yapacağım zihniyetini acilen bırakmaları lazım. Yerelden hareket edilmesi lazım. Belediyelerle kavgaya tutuştular ilk gün. Yok bilmem hangi havaalanının pistini İstanbul Büyükşehir Belediyesi mi yapıyormuş, bilmem devletin merkezi hükûmeti mi yapıyormuş… Allah aşkına ne önemi var ya? Bir belediyenin bir kamyonu olsun, gelsin katkıda bulunsun. Siz niye bunlarla kavga ediyorsunuz? Şu anda kavga değil iş birliği zamanı.

Yetkili kişilerin ehliyet ve liyakat sıkıntıları olduğunu görüyoruz

Merkezden talimat gitmeyince hiç kimse bir şey yapamıyor. Sistem felç oluyor. Bu işlerle uğraşması gereken kişilerin, bu işin başında devlet adına yetkili olan kişilerin ehliyet ve liyakat konusunda sıkıntıları olduğunu görüyoruz. Çoğu yerde yetkin insanlar görevde değil. Sayıları çok az.

Üzüntü kızgınlığa dönüşüyor

Günler ilerledikçe üzüntü kızgınlığa dönüşüyor. Gerçekten ülkeyi yönetenlerin akıllarını başlarına alıp öfke ve nefret dilini bırakmaları lazım. Bir ülkenin cumhurbaşkanı, ilk gün, ekrana çıktığı ilk dakikada milleti tehdit etmeye başlar mı? Böyle bir şey olur mu? Acıyı paylaşma günündeyiz.

Tedbir bizden takdir Allah’tan

Bizim bildiğimiz çok önemli bir yaklaşım var: Tedbir bizden, takdir Allah’tan. Önce tedbir. Din alimlerinin bu tür durumlarda devreye girip vatandaşımızı aydınlatması lazım ama insanları o kadar sindirdiler ki Türkiye’yi din alimlerinin doğruları söylemesinin imkânsız olduğu bir ülke haline getirdiler.

Türkiye’de etkilenen alan Japonya’dakinden kat kat büyük

Japonya’daki büyük depremden 9 ay sonra Japonya’ya gittim. Deprem bölgesini gezdim. Japonya gibi bir ülkede 9 ay sonra bile hâlâ etrafta buruşmuş arabalar, yıkık binalar vardı. Türkiye’deki depremden etkilenen alan Japonya’daki o tsunamiden etkilenen alanın kat kat büyüklüğünde. Gerçekten uzun sürecek. Sabırlı ve metanetli bir şekilde bu zorluğu hep beraber aşabiliriz.”