Abone Ol

Afganlar Niğde'ye Adrese Teslim Getirilmiş!

Karar gazetesi yazarı Yıldıray Oğur, Niğde'de otoyol üzerinde duran TIR'dan inip, yerleşim yerlerine dağılmak isterken kameralara yakalanan Türkiye'ye kaçak olarak giren Afganlarla ilgili çarpıcı bir yazı kaleme aldı.

Afganlar Niğde'ye Adrese Teslim Getirilmiş!

Karar gazetesi yazarı Yıldıray Oğur, Niğde'de otoyol üzerinde duran TIR'dan inip, yerleşim yerlerine dağılmak isterken kameralara yakalanan sığınmacıların indikleri noktaya dikkat çekerek, "Yakınlarda çok sayıda süt ürünü tesisi var. Yani burası hayvancılık yapılan bir yer. Ama Türkiye’de hayvancılık yapanların uzun süredir büyük bir sıkıntısı var: Çoban bulamıyorlar.Bugün Türkiye’nin her yerinde Afgan gençler çobanlık yapıyor. Hatta çoban arayanların tercih nedeni Afganlık." değerlendirmesini yaptı.

Oğur yazısında, "Afganistan’dan Niğde’ye gelmiş genç erkek mülteciler nasıl olup da çevre köylerde olabilirler? Bu sorunun cevabı için Google’a TIR'ın durduğu yerin adını yazıyoruz: Hasaköy. TIR şoförünün göçmenleri indirdiği nokta burası. Hasaköy, Niğde merkeze bağlı 1800 nüfuslu büyük bir köy. Köyün eski adı Sasima. Çok da eski adı değil, bu yüzyılın başına kadar burası bir Rum köyüymüş. Köyde 150 yıllık sapasağlam Azize Makrina Kilisesi, ruhban okulu ve Rum mezarlığı var. Daha sonra köye çoğu mübadele sırasında olmak üzere Yugoslavya, Yunanistan ve Bulgaristan’dan muhacirler yerleştirilmiş. Köyün adı da Hasaköy olmuş. Civardaki köylerin hikayesi de aynı. Yani bu bölgeye savaştan kaçıp gelen ilk göçmenler Afganlar değil. Ama herhalde bu tarihi bildikleri için bu mevkide TIR'dan inmediler. Hasaköy diye internette aratınca karşınıza hayvan çiftlikleri çıkıyor  Yakınlarda çok sayıda süt ürünü tesisi var. Yani burası hayvancılık yapılan bir yer. Ama Türkiye’de hayvancılık yapanların uzun süredir büyük bir sıkıntısı var: Çoban bulamıyorlar." ifadesini kullandı.

Oğur'un yazısı şöyle:

"Gelin bunu 270 bin üyesi olan Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği Genel Başkanı Nihat Çelik’ten dinleyelim. Çelik, geçen yıl Niğde’ye gelerek Niğde İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Şuayip Demirkol’u makamında ziyaret etmiş, hayvancıların bu derdini ve bu derdin çözümünü şöyle anlatmış:

‘‘Bu sektörün şaha kaldırabilmek için çoban eksikliğini gidermemiz gerekiyor. Çoban sorunu çözülürse yasal sınırlar çerçevesinde Afgan çobanlarda çalıştırılması konusunda çalışmasına izin ve olanak sağlanırsa çobanlık sıkıntısı çözülecektir. Türkiye’de hayal edemediğin kadar insan da hayvan yetiştiriciliği yapacaktır.”

Türkiye’deki küçükbaş hayvancılık sektörünün başındaki Nihat Çelik, aslında uzun süredir bunu söylüyor. Daha önce de “150 bin çoban açığımız var, Afgan çoban ithal istiyoruz” demişti.

“İçişleri Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı Türkiye'nin çoban açığını kapatmak için 'Afgan çoban' formülü üzerinde çalışıyor. Türkiye'de çoban sorunu çözülmeden, küçükbaş hayvan sektörünün sorunları çözülemez. İnsanlar hayvancılık yapmak istiyor ama çoban konusunda dertli. Meralarımız, coğrafyamız ve iklim şartlarımız yeterli olmasına karşın çoban bulamadığımız için hayvancılık yapamıyoruz. Hali hazırda 150 bin çoban açığımız var. Bunun için Afgan çoban ithal etmek istiyoruz."

Ama bu açıklama iki sene önceye ait.

2021 yılının Mart ayında yaptığı bir açıklamada çoban sayısını düşürmüş, çünkü bu iki yılda çok sayıda Afgan göçmen çoban olarak istihdam edildiler:

“Türkiye’nin küçükbaş varlığı 54 milyona ulaştı. Şu an 270 bin çobanımız var. Kısa vadede 50 bin çoban istihdamı daha sağlanmalı. Soruna kısa vadede çözüm olması bakımından Afgan çobanlardan yararlanmak gerekir. Ancak yetiştiricilerin, Afgan çobanlara ilişkin izin taleplerinin yanı sıra çekinceleri de var. Bu izin sadece çobanlıkla sınırlandırılmalı. Çobanlık dışında başka bir iş yapmamalılar çünkü yüzlerce işsiz gencimiz bulunuyor.”

Küçükbaş hayvancılık birliği başkanının Afgan göçmenler hakkında konuşurken ki dili neredeyse 18. yüzyılda Kaliforniyalı bir plantasyon sahibi kadar rahat.

Onları “ithal etmekten” bahsediyor ama ucuz işçilik konusunda da biraz kıskanç. Afgan işçilerin sadece çoban olmasını istiyor. Garson, kaportacı, tekstil işçisi olmalarına karşı.

Çünkü Afganlardan herkes çok memnun.

Bunu da 2018 yılında Niğde’nin komşusu Aksaray’da yapılmış bir haberden okuyalım:

“Nüfusunun yüzde 80’inin tarım ve hayvancılıktan geçimini sağladığı Aksaray’da yerli çoban bulamayan üreticiler, Afganistanlı çobanlarla çalışıyor. 3 ile 5 bin TL arasında maaş artı sigorta, ayrıca yiyecek, içecek ve barınma ihtiyaçlarının karşılanmasına rağmen yerli çoban bulamayan üreticiler, kapılarını Afganistanlılara açtı. Çobanlık mesleğinin hayvancılık sektörünün olmazsa olmazı, vazgeçilmezi olduğuna dikkat çeken Aksaray Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mahmut Aktürk, "Hem ilimizde hem ülkemizde gerçekten ciddi bir çoban sıkıntısı yaşanıyor. Yeni nesil çobanlık yapmak istemiyor. Şu anda kendi milletimizden çobanlık yapanlar 60-70 yaşlarında. Onlar da bu işi bıraktıktan sonra gerçekten yerli vatandaşlarımızdan çoban bulamayacağız. Onun yerine Afganistan’dan göçen Özbek kardeşlerimiz bu işe soyundular. Özellikle büyükbaş işletmelerinde yoğun olarak çalışıyorlardı. Şimdi küçükbaş işletmelerde de hayvanlarımızı meralarda otlatmak için Afganlı kardeşlerimizi kullanıyoruz. Türk insanının ekonomik seviyesinin iyileşmesi ve köylerde yaşamamak istememesi, şehirlere göçün artması bu sektörün yapılmamasının en önemli etkenlerinden bir tanesi. 3-4 bin lira maaş almasına rağmen bu işi yapmak istemiyorlar. Herkes çocuğunu okutmak, mühendis olsun, avukat olsun, doktor olsun istiyor. Eğer okutamazsa da ‘meslek sahibi olsun’ diyor. Ama hiç kimse çocuğunun çoban olmasını istemiyor" dedi.

Afganistanlıların severek, isteyerek ve özverili bir şekilde çobanlık mesleğini icra ettiklerine değinen Aktürk, "Afganistan’dan göç eden Özbek kardeşlerimiz, Afgan diyoruz ama bunlar Özbek kökenli, çok daha uyumlu, çok daha mütevazi. Bu işi de biliyorlar, yapıyorlar. Çünkü Türk milletinin genlerinde çobanlık var. Biz Anadolu’nun düzlüklerine Orta Asya’dan koyunlarla, keçilerle geldik. Bunlar da Orta Asya’dan geldiler. Bu işi zaten orada da yapıyorlardı. Severek, isteyerek yapıyorlar, uyumlu da çalışıyorlar. Bizim insanımız da misafirperverdir. Hem maaşlarını düzgün ödüyorlar. Barınmalarını temin ediyorlar, yiyecek içeceklerini veriyorlar. Herkes memnun" diye konuştu.” Afganistanlı işçilerin çalışma problemi olduğunun altını çizen Aktürk, bu sorunun sektör için giderilmesi ve bir çözüm üretilmesi gerektiğine dikkat çekerek, "Bu kardeşlerimizin çalışma izinleri noktasında sıkıntılar var. Bunların giderilmesi lazım. Eğer çalışma izinleri noktasında sıkıntılar çözülmezse bu iş bizi de etkileyecek. Özellikle küçükbaş hayvan yetiştiricisini çok ciddi anlamda etkileyecek. Suriye’den gelen misafirlerimiz de var. Onlardan da ufak tefek olsa çobanlık mesleğine başlayanlar oldu. Bir şekilde bu işi sürdürmek istiyoruz. Çobanlık mesleğinin devamı için de inşallah bu kardeşlerimizin önü açılır diye düşünüyorum" dedi.”

Aksaray damızlık birliği başkanının bu duası kabul olmuş gözüküyor. Afganların önü açıldı. Bugün Türkiye’nin her yerinde Afgan gençler çobanlık yapıyor. Hatta çoban arayanların tercih nedeni Afganlık. Bunu görmek için Ziraat sitelerinde, Sahibinden.com gibi adreslerde biraz gezmek yeterli."