Abone Ol

ABD taşeronluğu PKK'yı böldü: İşbirlikçilikten öte...

PKK’nın lider kadrolarından Rıza Altun, örgütün ABD ile yakın ilişkisini değerlendirdiği bir röportajında ‘İşbirlikçilik de seni kurtuluşa götürmez’ dedi.

ABD taşeronluğu PKK'yı böldü: İşbirlikçilikten öte...

PKK kadroları arasında ABD taşeronluğuna ilişkin tartışma büyüyor. Geçen hafta Fransız haber ajansı AFP’ye konuşan terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG üyeleri, ABD’nin bölgede kendilerini yalnız bırakmasından korktuklarını söylemişti.

AFP’ye konuşan 37 yaşındaki Rafea İsmail isimli terörist, “ABD bizi uzun süre piyon gibi kullandı. Şimdi korkuyoruz. İşleri bitince bizi tamamen unutacaklar” ifadelerini kullanmıştı.

KCK Yürütme Konseyi Üyesi Rıza Altun da Arapça yayın yapan Awane gazetesine verdiği röportajda, örgütün küresel güçlerle ilişkilerini sorguladı.

“Kürtlerin kendisini uluslararası sistemle ifade etmeye kalkışması bir zafiyeti içeriyor” diyen Altun, “Yani kendisini bu hale getiren bir uluslararası sistemi görüp ona göre sorunlarını gündemleştirmek, onun mücadelesini vermek yerine daha çok uluslararası sistemden beslenerek sorunları çözmek gibi bir yaklaşım içerisine girmek en büyük bir zafiyettir” değerlendirmesinde bulundu. Altun şöyle devam etti:

‘FELAKETE YOL AÇIYOR’

“Bugün bakıyoruz Kürdistan’ın dört parçasındaki birçok güç hatta büyük ezici güç meseleye daha çok bölgesel ve uluslararası güçlere dayalı olarak kendisini var etmek ve mücadele etmek gibi bir durumla meseleyi çözeceğini düşünüyor.

Sanki Kürdistan’ın bu durumu gökten zembille inmiş gibi, sanki kimse bunu yapmamış gibi, sanki bütün bölgesel güç olanlar, uluslararası güç olanlar Kürtlerin kadim dostlarıdırlar da Kürtler böyle bir gafleti yaşamışlar.

Bunlardan kurtuluş bekler gibi bir pozisyon içerisine giriyorlar. Bu pozisyon içerisine girdikleri için de örgütlenme siyasetini buna göre yapıyor.

Buna göre yapınca da attığı her adım büyük bir felakete yol açıyor, attığı her adım büyük bir yıkıma yol açabiliyor.

‘İŞBİRLİKÇİLİĞİN ÖTESİNE GEÇİLMEZ’

Şimdi burada şunu söylemek istemiyoruz, bölge güçleriyle ilişki olmaz, ittifak olmaz. Uluslararası güçlerle ittifak olmaz anlamında değildir bu.

Elbette ki kendisinin bir duruşu olur, bu duruşun gerekli kıldığı ilişkiler elbette gereklidir. Elbette strateji ve taktik neyi gerektiriyorsa o yapılabilir ama burada önce kendini, kimliğini oluşturman gerekiyor, çıkarlarını oluşturman gerekiyor, amaçlarını oluşturman gerekiyor.

Bu yapılmadan bu tür ilişkilere girilirse bu ilişkiler işbirlikçiliğin ötesine geçilemez ve hiçbir işbirlikçilikte seni kurtuluşa götürmez.

Mutlaka belki konjonktürde bir şeyler kazanmış gibi görünebilirsin, belki toplumun marjinal kesimlerini ifade ettiği birtakım kazanımlar söz konusu olabilir ama toplumun hepsinin özgür olması mümkün değildir.

‘BİZİ PARÇALAYANDAN KURTULUŞ UMUYORUZ’

Yani sömürgeciliğin Kürdistan’da içseleştirilmesi, beyinselleşmesi gerçeğini yaşıyoruz. Bundan kendimizi kurtaramadığımız içinde parça eksenli bakmak bizim temel bakış açımız oluyor.

Parça eksenli bakmakla yetinmiyoruz aynı zamanda bizi bölüp parçalayana dayanarak kendimizi kurtaracağımızı düşünüyoruz.

Onun içinde sürekli bizi yok eden güçlere dayanarak, kendimizi onlardan var ederek özgürlüğe gideceğimiz arayışları içerisinde oluyoruz. Şimdi bu çok ciddi bir sorundur.”

TÜRKİYE VE SURİYE ANLAŞTI

PKK’nın Suriye’deki çatı örgütlerinden sözde “Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu”nun Eşbaşkanı Hediye Yusuf ANF’nin sorularını yanıtladı. Türkiye’nin Suriye Hükümeti ile ittifak yaptığını belirten Yusuf şunları söyledi:

“Nusra, DAİŞ gibi çeteler güçlenince rejim çok zor durumda kaldı. Rusya, Türkiye ve İran ittifak yaparak rejimi güçlendirmek istedi.

Şam çevresinde bulunan örgütleri çıkarmak için Türklerle ittifak yaptı ve Cerablus’a girmesine izin verdi. Yani Türk devleti rejimin elini güçlendirdi.

Türk devletinin Suriye halkları ve muhalefetin başarısı gibi bir derdi yok. Çıkarlarının tehlikeye girdiğini görünce Cerablus’a girip Suriye Demokratik Güçleri’ni engellemek için Rusya ve rejimle anlaştı.

Şam, Halep ve çevresindeki muhalifleri geri çekme üzerine anlaşma oldu. Bu güçleri İdlib’e çekti. Suriye muhalefeti denilen grupları yok etti.”

(Aydınlık)