Abone Ol

Pemra Oğuz: Siz fotoğraf görüyorsunuz, ben acının doğurganlaştığı dişi imgeler

Artfanzin sitesinden Levent Karataş'a çarpıcı açıklamalar yapan Pemra Oğuz, yeni kitabı Josef'i anlattı. Bakın Pemra Oğuz için Josef hangi anlamları taşıyor..

Siz fotoğraf görüyorsunuz, ben acının doğurganlaştığı dişi imgeler

İŞTE O RÖPORTAJ...

Pemra Oğuz Söyleşisi – Levent Karataş / artfanzin.com

Metafor bombardımanı bir yeraltı  mantığı mıdır? Nedir?

“ Yok” bir adamla yaşanan, bilinçaltı tutunma çabası, kendimden olanı kendime sunma yordamım, en az memleketim kadar kaotik ruh halimi en gerçek dışavurumumdur.

“Ötekiyim” diye başlıyor kitap. Bütün ötekilerin kalp atışları ağrılı mıdır? (Kalabalık caddeler geçereken de)

Kalbimde atan ağrılar, çıkmazlar var, sadece  metaforların, imgelerin yokuşlarında soluklanabildiğim.. Mutlu Pazar kahvaltılarımız son bulalı çok oldu. Gülümsemek artık ağır,  kıyamet çağında.  Empati yapabildiğimiz sürece insanız, ki azınlığız. Her yeni güne ölüm, şiddet ve savaş haberleri ile uyanıyoruz. Şimdiler de “aşk” şiirlerden, romanlardan, filmlerden ibaret.

Pemra Oğuz: Siz fotoğraf görüyorsunuz, ben acının doğurganlaştığı dişi imgeler - Resim: 1


Ilk soru olmalıydı belki ama üçüncüye de yakıştı deneme yayınımız. “Bir yok adam” yeryüzüne neden harflerle çıkar? Josef için yeraltının kalbi daha güvenli değil mi?

Josef, benim tüm duygularımı emip tükürdü. Hastane odasına girmiş gibi huzursuzum. O’ nun en güvenli yeri kalbim-di, hanem-di. En kötüsünü Josef’ e ben yapmışken, tüm mahremiyeti poşetleyip kapı önüme savurmuşken, sizler benden beterini yapamazsınız. Kendime kızıyorum, Josef’ e üzülüyorum. O’ nunla yaşadıklarımız gerçek, kurgusuz, derin ve tamamlanmamış.  İki buçuk yıldır hayatımda olanı, bir kitaba yedirmek ve okuyucuya yutturmak, işte bu güven duygusuna tabiidir.

Pemra Oğuz: Siz fotoğraf görüyorsunuz, ben acının doğurganlaştığı dişi imgeler - Resim: 2

“Etrafımda bana benzeyen tek bi’ şey yok” barikatlar kuruluyor Bölümü’nde bir paragrafı böyle sonlandırmışsın. Sana benzeyen ne ya da kim olmalıydı, Yaşamın gri tonunu unutmak için?

İnsanlar sürekli bir şeylere inanıyor adanıyor ve ağlıyorlar. Ben ise yalnızlığımla çoğalıyorum ve kendime varıyorum. Bu yalnızlık mecbur bırakılmışlık değil, bir seçim . Kendimi hiçbir şehire ya da insana ait hissetmeden ruhumun özgür nefesini her yerde istediğim gibi içime çekiyorum. Yırtılmış bir kalbim var ve teselliyi iğneli omuzlarda aramadım..

Pemra Oğuz: Siz fotoğraf görüyorsunuz, ben acının doğurganlaştığı dişi imgeler - Resim: 3

“Otel odası” yaşantılı imgeni merak ettim. Yabancı bir odanın zamanına mı geçtik kımıldamadan?

Kuş adası’ nda denize sıfır uyandığım bir otelde 20 günün sadece bir gününü odanın dışında geçirdiğim, Josef’ le ilk tatilimden yaşanmışlıklardır. Birlikte ilk baş başa yemeğimizi orada yedik. Uzun uzun kıpırtısız baktık birbirimize ve en iyi bildiğimiz “şeyi” yaptık…sustuk! Bu, birbirimize kurduğumuz en ateşli barikattı.

Çağ’daş cümleler kuruyorsun. Geniş zaman karakterleriyle. Peki ama Geçmiş zaman karakterin kim?

Babam.Tek sevdiğim, güvendiğim, delirdiğimi hissettiren adam.  İlk sigaramı o yaktı, ilk içkimi onunla içtim. Tüm kötülükler onun yanında güvendeydi, inanmıştı.  Ölümü bile yatağına, koynuna aldı. Ölümü, onunla kokladım ve miğde bulantılarım halen sürmekte.

Kahve içtiğin arkadaşların başka, yazdıkların başka. Ne dersin?

Bu soruna cevabım; bazı kitapları, “yazar”larından daha çok seviyorum

Josef kitabında fotoğraflar var, neden?

Siz fotoğraf görüyorsunuz, ben acının doğurganlaştığı dişi imgeler.

Pemra Oğuz: Siz fotoğraf görüyorsunuz, ben acının doğurganlaştığı dişi imgeler - Resim: 5

Güzel olmanın şansızlığı ne? Çünkü güzelsin de. Bir parkta huzurla kuşlara bakamamak mı? Gizli Gözlemler yapmak zorunda kalmak mı? Inzivaya çekilmek zorunda kalmak mı?

Bu soruna “Josef” ten alıntı yapmak isterim.. ” Bir yol arıyorum çıkmazında aynaların. Bir dakikayı aşkın süredir bakmaktayım bana.. Aklımı kaçımda kaçırdım bilmem. Temel öğesi akılcılık mı aşkın?

RÖPORTAJI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN