Abone Ol

Firuze: Benim Altın Kelebek Ödülüm Olmalı

Ünlü şarkıcı Firuze Hürriyet Kelebek ekine verdiği röportajda renkli açıklamalar yaptı.

Firuze: Benim Altın Kelebek Ödülüm Olmalı

İşte o röportaj:

Şarkılara ve filmlere konu olmuş bir ismi taşımak nasıl bir duygu Firuze?

Zaman zaman zorluğunu yaşıyorum tabi. Hem ağır hem sorumluluk isteyen bir isim (gülerek) Aynı zamanda gururda duyuyorum.

Firuze ismi nerden peki? gerçek ismin mi?

Rahmetli dedem aşkına itafen koymuş bana bu ismi. Resmiyette ismim böyle geçmiyor. Dedemin kavuşamadığı aşkının adı Firuze imiş . Tüm ailem, arkadaşlarım hep Firuze der. Bende bu ismi sonsuza kadar yaşatacağımı düşünüyorum.

Nasıl bir Aşkmış dedenin çok merak ettim?

Dedem kasabada bir kadına aşık oluyor. Ve aileleri bir araya onları getirmiyor ve zorla başkasıyla evlendiriliyor. Ve aşklarını kalplerine gömüyorlar.
Dede’mde klarnet ustasıydı. Evde akşamları yemeğimizi yedikten sonra etrafına dizilirdik ve bize klarneti ile eserler çalardı bende söylerdim. Bazen öyle dalar giderdi.

Peki şarkın "Deli aşık' da olduğu gibi her İzmirli gibi biraz deliminsindir?

Çok deliyimdir. Delilik bence aklın bazen fazla basmasında da kaynaklanabiliyor (gülerek) bir anda bir yemek masasında yok olup kimsenin rahatının bozmadan kaçabilirim. Ya da kendimi nadasa almak için telefonu kapatıp arabaya atlayıp sessiz bir dağ tepenine inzivaya çekilebilirim. Arkadaşlarımın "Neredesin Firuze" esprisiyle atılan bir çok mesajı açtığımda cevaplayabiliyorum.(gülerek)

Bir İzmirli olarak yıllardır İzmir’de sahnelere çıkıyorsun. Son yıllarda da İstanbul da sahne alıyorsun. Ne zaman başladı müzik yolculuğun?

İlkokul 3. Sınıfta başladı. Klasik bir okul müsameresinde. Bir mani okumuştum ve sonra bu şarkılara uzandı. Okulda Sonraki tüm etkinliklerde şarkı söyleyen Firuze olarak anıldım. Lise 2. Sınıfta da para kazanmaya başladım.

E yaş olarak ufakmışsın sahne alabiliyor muydun?

İzmir ve çevresinde festivaller oluyordu. Yerel sanatçılar çıkıyordu bende o grubun içeresindeydim. şeftali festivali, Ayran festivali gibi hala da devam eden etkinlikler oluyordu. Bende bu festivallerde söylüyordum. Çok güzel anılarım ve tecrübelerim oldu

İzmir'den İstanbul'a gelme serüvenin nasıl peki? "Artık daha çok tanınmam lazım" diye mi oradaki hayatını bıraktın?

İtiraf etmem gerekirse İzmir de aşk sandığım bir ilişkiden çıkmıştım. Aslında müzisyen olan eski ilişkimle beraber İstanbul'a gelecektik birlikte başaracaktık.
Her kadının başına geldiği gibi klasik bir aldatılma hikayesi sonrası tek başıma bir gece de valizimi alıp İstanbul'a geldim.

Hem aşk hem iş anlamında da aldatıldın yani?

Aynen öyle oldu. Yolda yalnız kalmış olmak beni yolumdan çeviremezdi. çünkü müzik benim için her şeyden evvel gelmişti. Bu beni daha da kamçıladı ve işime daha da çok sarıldım.
Çok güçlü ve birbirimize kenet olduğumuz bir ailem var. Her zaman maddi manevi hep güçlerdi benim için. Her şeyde bir hayır var dedim ve 2. Şehrim İstanbul'a kondum.

Peki, İstanbul’a geldiğinde de seni üzen ve kıran şeyler oldu mu işinle ilgili

Yolun başında olduğunuz için ne kadar uzun yıllar sahne alıp içinde de olsam bilmediğiniz çok şey olabiliyor. Tecrübesizliğinizden üzüldüğünüz kırıldığınız şeyler tabi oluyor. Bende biraz İnsan arsızı olduğum için hemen seviyorum ve güveniyorum herkese. İyi kadar Kötü de var Hiç birimiz dört dörtlük değiliz ama her şey sevgiden geçiyor başarı bile. Ben başarının kötülükten beslendiğini düşünmüyorum mesela

Bedel Ödedin mi çok?

İsmimin şarkısında olduğu gibi "Her şeyin bedeli var öde öde Firuze" gibi (gülerek) ne güzel yazmış Aysel Gürel ve Atilla Özdemiroğlu ne güzel söylemiş Sezen Aksu'muz

Yıllar evvel İzmir'de Sezen Aksu ile bir hikayen de var sanırım?

Herkes gibi bende bir Sezen aksu delisiyim. hemşerim olarak başkada bir severim. bu topraklara gelmiş en büyük bolluktur Sezen Aksu.
Lise yıllarımda bir konserin de kulisine girme şansım olmuştu. İsmimi sorduğumda Firuze dediğimde suratıma derince bakıp gözleri dolup sarıldı bana. Hayatım boyunca bu anı hiç bir zaman unutmayacağım.

Böyle bir dönemde herkes müzik sektörünün kötü olduğundan bahsediyor. Böyle bir zamanda çıkmaya çekindin mi? Diğer çıkan şarkıcılardan seni ayrı kılan ne?

Şarkılar ulaşması gerektiğinde herkese ulaşıyor. Bunu organik olarak tıklanmalardan görmek beni çok mutlu ediyor. "Deli aşık" şarkımız 1 milyona yaklaştı. Başlarda çekindim ama Ülkemiz sürekli hareketli ve biz bu işten ekmek yiyoruz sürekli beklemekte çok mantıklı gelmedi bana. Beni ayıran özelliği zaman, tavrım, şarkı söyleyişim ve yaklaşımımla seyirci karar verecek. Ama Allah’ın seçilmiş kullarından olduğuma çok inanıyorum. Türkiye'de çok iyi sesler ve yorumcular var. Bir çoğunda olduğu kadar bir çoğunda olmayan bir özellik var o da sesin Hançeresi. Bu işin hocalarından yıllarca hep bunu duydum bu da bana Allah tarafından bahşedilmiş en büyük hediye.

Kimleri beğeniyorsun bu anlamda?

Tabiki Sezen Aksu, Sibel Can, Kibariye, Kubat, Zara ses hançeralarını çok iyi kullanan isimler.

Türkiye'nin en iyi müzik şirketlerinin başında gelen DMS ile yolun nasıl kesişti?

DMS ile yollarımızı Arsevi yeter kesiştirdi. Ve Samsun Demir ile bizi buluşturdu. Samsun bey şarkıları dinleyerek çok beğendiğini ifade etti ve sözleşme imzaladık.

Albüm nasıl gidiyor peki?

Çok şükür her şey seyrinde Deli Aşık daha da yükseliyor. Bir kaç ay sonra yeni klipimizi çekeceğiz. Albüm kayıtlarını Ozan Çolakoğlu stüdyosunda gerçekleştirdik

Müzik endüstrisi yıllar evvel zor bir sürece girdi bu süreç daha da devam ediyor. Kalıcı olabilmek adına neler yapacaksın?

Kendimi geliştirmek için çok çalışmaya gayretli biriyimdir. 1 yıl Latin dansları eğitimi aldım. Sahne yapan biri için bence duruş tavır çok çok önemli. Bol bol kitap okuyorum şu sıralar müzik tarihi ile ilgili kitaplar dikkatimi çekiyor. 3 haftadır da kendi şarkılarımı yazabilmek ve söyleyebilmek için gitar dersleri alıyorum

Hayalin ne peki?

Geçtiğimiz haftalarda Altın kelebek ödül törenin de kalbimden gözümden çok güzel şeyler geçti. Dedim ki kendime "Firuze çok çalışacaksın ve başaracaksın ve Altın kelebek ödüllerinden senin de ödülün olmalı" insan hayallerini çalışarak gerçekleştirir. Kimse kimsenin kafasına oturarak taç takmıyor?

Taç derken pop müzikte kraliçe kavramları var. Özellikle Hande Yener ve Demet Akalın' a söylenen?

Ben kendi adıma böyle kavramları sevmiyorum. İnsanın yarışı da kendiyle olmalı. Kral kraliçe gibi unvanlar müziğin sihrini bozar. Zaten bir tane kraliçe varsa o da Sezen'dir onu da yıllar evvel Tarkan Sezen Aksu’ya kondurmuştur (gülerek)

Hürriyet