Abone Ol

Ferzan Özpetek uyardı: Filmde gördüğünüz İstanbul bir süre sonra olmayacak

İstanbul Kırmızısı isimli filmi yakında vizyona girecek olan yönetmen Ferzan Özpetek, Ayşe Arman'a konuştu.

Ferzan Özpetek uyardı: Filmde gördüğünüz İstanbul bir süre sonra olmayacak

Türk asıllı İtalyan Yönetmen Ferzan Özpetek, 3 Mart’ta vizyona girecek olan "ilk Türk filmim" dediği 'İstanbul Kırmızısı' hakkında konuştu.

Hürriyet'ten Ayşe Arman'a röportaj veren Ferzan Özpetek "Bu filmde gördüğünüz İstanbul bir süre sonra olmayacak" dedi.

İşte Ayşe Arman'ın Ferzan Özpetek'le olan röportajı:

Nefesimizi tuttuk, ‘İstanbul Kırmızısı’nı bekliyoruz. Heyecanlıyız...

- Ben de! Ama korkuyorum da... Bu 11’inci filmim, yine de gerginlik oluyor. Film çekmek böyle bir şey, kendini ortaya koyduğun bir şey yapıyorsun. Kendi dünyanı, bakışını, duygularını anlatıyorsun. “Ya beğenmezlerse, ya sevmezlerse?” diye bir endişen oluyor...

Deli misin, sen Ferzan Özpetek’sin! Beğenmemek mümkün mü?

- Öyle deme! 11’inci filmim ama hâlâ amatörüm. Hep içim pır pır. Tabii ki bu filmi beğenen de olacak, beğenmeyen de. Üstelik bu sefer içinde İstanbul var! Heyecan duble!

Bu, senin ilk Türk filmin mi?

- Evet. Ben 13 Mayıs 1996’da ‘Hamam’ı çektim. Kısıtlı imkânlarla ama tutkuyla. Onu Türk filmi olarak saymıyorum. Çekerken hep dedim ki, “Arkadaşlar! Bu filmde anlattığımız İstanbul artık olmayacak!” Koskoca Amerikan arabalarının olduğu, mahalle kavramının öne çıktığı, insan ilişkilerinin çok sıcak olduğu bir İstanbul’du. Gerçekten de artık yok! Şimdi de diyorum ki, ‘İstanbul Kırmızısı’nda gördüğünüz İstanbul da bir süre sonra olmayacak!” O yüzden filmi çekerken, şehirde duyulan pek çok sesi kaydettik. Ambulans sesleri, polis sirenleri, martı sesleri, yürüyüş sesleri, Boğaz’ın sesi, tabii ki ezan sesi, kilise çanları...

Bu filmde gördüğünüz İstanbul bir süre sonra olmayacak

İtalya’daki tepkiler nasıl?

- Çok sevdiler filmi ve şaşırdılar. Bilenler biliyor ama bilmeyenler de var. “Aa İstanbul böyle bir şehir mi” dediler. Beni en çok gururlandıransa oyunculara bayıldılar. Halit (Ergenç) ve Tuba (Büyüküstün) pek çok ülkede tanınıyor olabilirler ama İtalya’da tanınmıyorlardı. Şimdi bu ikiliyi filmde gördükleri zaman akılları gidiyor...

Röportajın tamamını okumak için tıklayınız.