Abone Ol

Behzat Ç ile Arka Sokaklar arasındaki en büyük fark ne?

Polis var, polis var. Ama ekranda, hele de şu sıralar türlü türlü polis var. Arka Sokaklar'ın ekibi ayrı, Kızım Nerede?'ninkiler ayrı. Hele bir de Behzat Ç. var ki...

Behzat Ç ile Arka Sokaklar arasındaki en büyük fark ne?

Gelin bugün iki dizinin polisleri arasında bir kıyaslama yapalım. Son ayların fenomen dizisi Behzat Ç.'nin başarısının sırrını, bugün de ekrandaki emsalleriyle kıyaslayarak ortaya koymaya çalışalım. Buyurun...

1-İstanbul polisi, Ankara polisine göre daha konforlu imkânlarla çalışıyor.

2-Başkomiser Behzat Ç. koskoca cinayet büro amiri olmasına rağmen, hep ortalıkta dolaşıyor. Derme çatma bir masa, iki de kötü iskemlesi var. Odasında pencere bile yok. Buna karşın İstanbul'da iki aydır bir kayıp kızı bulamayan Komiser Kağan Güler, çok daha geniş ve ferah bir makam odasında, deri büro koltuklarda oturuyor. Odasında ışıklı panosu ve geniş bir çalışma alanı var ama pek çalıştığı yok.

3-Komiser Kağan'ın ekibi Behzat Ç.'ye göre çok zayıf. Karakola kadar gelip "Kayıp kızı Tarabya'da gördüm" diyen tanığı bile sorgulayamıyor. Kağan'ın yardımcısı Neslihan, sözde kılı kırk yaran titiz bir memur, ufacık bir delili bile kovalamak yerine, peşinen tanıkların yalan söyleyeceğine inanıyor. Oysa Behzat Ç.'nin ekibindeki Harun, Akbaba ve Hayalet ayaküstü bir iki soruyla hemen somut delillere ulaşma pratiğine sahip. Bu sayede dizi gereksiz yere uzamıyor, Amerikan CSI'ları tadında hızlı geçişler yaşıyoruz böylece. Zaten Harun kendilerini Ankara CSI olarak tanımlıyor.

4-İstanbullu Komiser Kağan, güya sözünü sakınmayan, emniyetin göz bebeği bir polis. Buna karşın Behzat Ç., emniyet tarafından çok sevilmiyor. Suç dosyası bir hayli kabarık. Ama Kağan bir cinayeti bile çözemezken, içinden çıkılması en zor cinayetler Behzat Ç.'ye veriliyor. Çünkü Behzat Ç. işini yaparken kimseyi tanımıyor. Bakanlık müşaviri tarafından bile en ağır dosyalar önüne koyulurken, "Seni sevmem ama bu dosya senin, çünkü dinsizin hakkından imansız gelir" deniliyor.

5-Kağan, kudretli işadamı Zafer Demiray (Hüseyin Avni Danyal) karşısında çok ezik. Tamam, Danyal'ın oyunculuk karizması muhteşem ama artık 2011 Türkiye'sinde trafik polisleri bile "Sen benim kim olduğumu biliyor musun?" tipi tehditlere gülüyor. Behzat Ç. en ünlü işadamından bile böyle bir tehdit aldığında aynı cevabı verip karşısındakine haddini bildiriyor.

6-Komiser Kağan, "Günlerdir gözümüze uyku girmiyor, bu dosya bizi çok hırpaladı" gibi laflarla kifayetsizliğini sergiliyor. Ankaralı Behzat Ç. ise geceleri çekirdek ekibiyle pavyonda muhabbet ederken bile zihin açan bir amir.

7-Behzat Ç. soruşturma sırasında eline geçen ve zanlıların özel hayatını ilgilendiren ayrıntıları asla bir koz olarak kullanmaz. Komiser Kağan ise ünlü işadamının sekreteriyle çekilmiş gizli fotoğrafları alıp holding binasına kadar koşup adamın önüne atacak kadar haddini aşıyor.

8-Komiser Kağan, bir polis için fazla steril bir Türkçe kullanıyor ve maalesef inandırıcı olamıyor. Bunda Kağan rolünü oynayan Burak Hakkı'nın kendi sesiyle oynamamasının da payı büyük. Ama her mesleğin de kendine ait bir jargonu vardır ve herhalde polisler bile Kağan'ın üslubuna gülüyordur. Behzat Ç. ise kestirmeden, "Geç la bunları, sen soruma cevap ver" diyerek sonuç odaklı bir üslupla çalışıyor.

9-Behzat ülke gündemini sarsan cinayetleri bile araştırdığı halde üvey evlat muamelesi görüyor. Altında orta sınıf, eskice bir Hyundai, hep de ekip olarak 2-3 kişi doluşup gidiyorlar olay yerine. Kağan Komiser ise hep iç-dış tertemiz yıkanmış Renault Koleos marka 4X4, siyah renk, kaslı bir cip kullanıyor.

10-Behzat Ç. maktul yakınlarıyla ilişkisini olayı çözene kadar sürdürür, gönül ilişkisine girmez. Komiser Kağan ise kayıp kız Zeynep'in annesiyle yakınlaşmaktan kendini alamıyor.

Mehmet Güler - Habertürk.com